WhatsApp'ın Facebook'a 19 milyar dolara satılması dünya çapında yankı bulmuştu. Ancak asıl büyük tepki, Avrupa'dan yükseldi. Avrupa'lı sivil toplum örgütleri, ABD istihbarat kuruluşları ile ortak çalıştıkları PRISM skandalı ile ortaya çıkan ABD'li internet şirketlerine karşı zaten diş bilerken, sicili en kabarık şirketlerden biri olan Facebook'un bir de WhatsApp'ı yutması sonucu mahremiyetlerinin daha fazla ihlal edileceğini savunarak birleşmeye karşı çıkıyorlardı.
ABD'de de Facebook ve WhatsApp'ın birleşmesinin internet alanında bir tekel doğuracağını öne sürenler ticaret komisyonunda birleşmeye karşı dava açtılar.
Tüm bu tepkilere karşı WhatsApp'ın kurucusu Jan Koum ilk kez tartışmalara katılarak, birleşmenin WhatsApp kullanıcılarının mahremiyetine hiçbir zarar vermeyeceğini savundu. WhatsApp'ın kullanıcıların isimlerini, adreslerini, özel bilgilerini kaydetmediğini ve reklamverenlere satmadığını dile getiren Kaum, Facebook'un da bu kurallara özen göstereceğini anlattı.
Kendisinin Sovyetler Birliği çatısı altında doğduğunu ve sürekli KGB tarafından dinlendikleri korkusuyla yaşadıklarını anlatan Kaum, bu korkunun ne kadar rahatsızlık verici olduğunu bildiklerini ve kimseye aynı hisleri yaşatmak istemediklerini de hatırlattı. Bakalım Kaum'un sözleri, gözleri yeşil dolarlar gibi parlayan Zuckerberg'in ne kadar "umurunda" olacak?