Mp3-çalara Microsoft yaklaşımı

Zune bildiğiniz gibi yazılım devi Microsoft'un multimedya çaları. 2006'nın Kasım ayı sonunda Amerika lansmanı yapıldı ve henüz Türkiye'de satışı yok. Zune'un ilk olarak kutusundan bahsetmek gerekiyor. Çok şık bir tasarıma sahip olan kutuyu kesinlikle kıyıp da çöpe atamayacaksınız. Renkleri, şekli ve bölümlemesi kayda değer. Zune'un donanım özelliklerini zaten biliyorduk: 30 GB kapasiteli bir sabit disk, fotoğraf ve video için 3 inçlik ekran. Fiyatının 250 dolar olduğunu da biliyoruz. Portable Media Center software (Windows CE-tabanlı) işletim sistemine sahip ve kontroller de toplamda dört adet. Bir tanesi navigasyon diğerleri ise tek tuşluk fonksiyonlar için kullanılıyor. Kabaca bakıldığında normal bir MP3-video çalar. Ancak Zune farklı bir bakış açısının ürünü olduğunu daha kutusundan çıkar çıkmaz hissettiriyor.

Özellikler

Öncelikle kutudan kafayı bulandıracak kadar çok "şey" çıkmıyor. Zune, kulaklık ve aktarım/şarj amaçlı USB kablosu. Kitapçık, CD, koruma amaçlı şık bir kılıf da kutu içeriğinin geri kalanları. Cihaz üç renk opsiyonu ile pazara sunulmuş durumda. Beyaz, siyah ve (nedense) kahverengi. Sade tasarımı göz dolduruyor ancak ince iPod tutmuş eller için biraz kalın gelecektir. Gerçi ince iPod'ların sabit disk değil flash bellekli olduklarını unutmamak gerek.

Medya özellikleri

Cihaz dil alışkanlığı olarak MP3-çalar olarak anılsa da aslında birçok müzik formatını destekliyor. AAC, WMA ve MP3 şu an desteklenen formatlar; ancak mutlaka ileride firmware güncellemeleri ile format yelpazesi genişleyecektir. Menü de kutu ve cihazın dış görünüşündeki genel konsepte uygun olarak şık ve sade tasarlanmış. Müzik, video, resimler, radyo ve ayarlar seçenekleri açar açmaz karşınıza geliyor. Müzik menüsünde yüklediğiniz parçaları görebiliyor, kendi müzik listenizi oluşturabiliyorsunuz. Aynı şekilde video ve resimlerinizi de kategorilere ayırabiliyorsunuz. Cihazda radyo olması da güzel bir özellik. Ses kalitesi ve sinyal temizleme yeteneği oldukça iyi. Ayrıca radyo sinyali ararken kulağınızı hışırtılarla tırmalamaması önemli bir özellik. Kısacası Zune kulak sağlığınızı tehdit etmiyor. Radyodaki RDS desteğini (radyo istasyonunun adının, çalan parçanın adının gösterilmesi) unutmayalım.

Kablosuz bağlantı

Cihazı ilk incelediğimizde kablosuz bağlantı özelliği olmaması bizi şaşırttı. Çünkü özelliklerinde önce çıkan bir özellik olarak vurgulanıyordu. Acaba biz mi bulamadık diye araştırırken cihaz PC ile ilk bağlantıda internetten firmware indirip kendini güncelledi. Güncel firmware ile kablosuz bağlantı özelliği geldi ve menüye "community" adlı bir seçenek daha eklendi. Bu durum bizde, ileride firmware güncellemeleri ile daha birçok özellik eklenebileceği fikrini uyandırdı. Özellikle de şu aralar yakında oyun oynanabileceği söylentilerinin dolaştığını da düşünürsek herhalde yakında gerçekleştiğini de göreceğiz. Bu arada kaçıranlar için bir noktayı daha hatırlatalım. İki Zune arasında sadece müzik ve resim paylaşılabiliyor. Başkasına video gönderemeye izin yok. Müzik gönderdiğinizde de hemen sevinmeyin. Arkadaşınız sizin gönderdiğiniz parçayı sadece üç kere dinleyebilecek. Sonrasında satın alması gerekiyor.

Zune ekosistemi

Bu arada belirtmekte fayda var. Zune terimini sadece donanım olarak algılamak biraz eksik kalabailir. Zune bir ekosistemin adı. Yani bu cihaz ve beraberinde gelen yazılımla internete bağlanıp Zune Marketplace isimli e-dükkandan istediğiniz parçaları satın alabiliyorsunuz. Satın alma işlemi için PC şart. Yani kablosuz ağ desteği olmasına rağmen Zune ile internete bağlanmak ve müzik satın almak şimdilik imkansız. Cihazın arkasındaki "Hello from Seattle." yazısı da hoş bir espri olmuş.