Google Car hakkında her şey!

Google'ın sürücüsüz arabaları nasıl çalışıyor; bize ne vaat ediyor? İşte merak ettiğiniz her şey...

Google Car hakkında her şey!

Uyurken, yemek yerken, oyun oynarken veya internette gezinirken işe gitmek veya eve dönmek, oldukça ilgi çekici ve ne yazık ki bir o kadar da uzak bir rüya gibi gözükebilir. 2008 yılında Google tarafından otonom araba projesi açıklandığında, insanların aklına pek çok farklı fikir gelmekteydi. Bizden tek isteği kendisini çalıştırmamız olan bir araba sayesinde kazalar hakkında endişelenmemize gerek kalmayacaktı. Saniyede milyonlarca hesaplama yapabilen bir araç, dikkat dağınıklığı ve alkol durumu gibi sorunlarla uğraşmayarak, yolları daha güvenli yerler haline getirebilecekti.

Yıllar boyunca toplanan verilere baktığımızda, insanların araba kullanmakta çok kötü oldukları ortaya çıkıyor. Sadece ABD içerisinde her yıl 30.000 kişi araba kazalarında hayatını kaybediyor. Makineler ise, içmedikleri veya telefonla yazışmadıkları için, bir de insanlardan daha hızlı düşünerek tepki verebildikleri için, bizlerden çok daha iyi birer sürücü oluyorlar.

Google Car'ın ulaştığı yaklaşık 1.130.000 kilometrelik yol süresince toplamda iki adet kaza yaşandı ve bu kazaların hiçbirinde suç arabaya yüklenemedi. Yaşanan kazaların ilki, bir insan sürücünün otonom arabaya arkadan çarpması ile yaşandı ve bir diğer kaza, Google Car'ın bir insan sürücü tarafından kullanıldığı test sürüşünde meydana geldi.

Bu iki kaza hesaba katıldığında bile, otonom araçlar konu olduğunda çok az kaza yaşandığını söylemek mümkün oluyor.

Google'ın Otonom Arabasının Arkasındaki Teknoloji

Google'ın Otonom Arabasının Arkasındaki Teknoloji

Google'ın sürücüsüz arabalarının en önemli özelliği, bu teknolojinin büyük bir kısmının şu anda var olan arabalarda kullanılıyor olması. Yani, yolcuları koruyacak olan teknoloji yeni veya test edilmemiş değil. Yazılımları ve algoritmaları bir kenara bırakıldığında, Google arabalarının kullandığı donanımın test edilmiş ve güvenli donanımlar olduğunu söyleyebiliyoruz.

LIDAR

Laser Illuminating Detection and Ranging (LIDAR) teknolojisi ise, 3 boyutlu bir haritanın yaratılması ve böylelikle arabanın potansiyel tehlikeleri "görebilmesi" için kullanılmakta. Bu işlemde aracı çevreleyen yüzeylerden lazer ışınlarının yansıtılması ile tam mesafenin ve nesne profilinin öğrenilmesi mümkün hale geliyor. Google Car, Velodyne 64-beam lazer kullanmakta ve LIDAR ünitesinin arabanın üstüne yerleştirilmesi ile beraber arabanın 360 derece çevresinin görüntülenmesi sağlamakta.

Radar

LIDAR teknolojisi, aracın çevresinin düzgün bir şekilde haritalanması için önemli iken, bu teknolojinin karşılaştığı en büyük sorun, hareketli araçların hızını gerçek zamanlı bir şekilde tam olarak hesaplayamaması. Bu yüzden de aracın tamponlarında dört radar ünitesi kullanılmakta. Ön tamponda 2 adet ve arka tamponda 2 adet olarak konumlanmış olan radarlar, aracın işlemcisine gönderdiği sinyaller ile aracın çarpışmalardan gerek fren gerekse yön değiştirme ile kurtulmasını sağlamakta. Bu teknoloji, aracın içerisindeki diğer ölçüm araçları ile beraber çalışmakta ve böylelikle işlemciye isabetli verilen gönderilerek, çarpışmalardan kurtulmanın en iyi yönteminin hesaplanması sağlanmakta.

Yüksek güçlü kameralar

Yüksek güçlü kameralar

Kullanılan kamera teknolojisi, her sürücüsüz araç için farklı olabiliyor. Bu araçlardan biri, aralarında küçük bir miktar mesafe bulunan kameralar kullanarak, aracın çevresinin üst üste gelen görüntülerini almakta. Bu sistem, insan gözünün kullandığı sistemden çok farklı değil. Bizim gözlerimiz de üst üste gelen iki farklı görüntüyü kaydederek, beynimizin yaptığı işlemler ile derinlik, yanal hareket, objelerin boyu gibi değerleri hesaplamakta.

Her kamera, 50 derecelik bir görüş açısına sahip ve 30 metreye kadar isabetli kayıt yapabilmekte. Kameraların kendileri oldukça kullanışlı ancak araçta bulunan neredeyse her şey gibi, bir arıza anında bile aracın çalışmasına imkan tanımak adına bol miktarda bulunmaktalar.

Sonar

Bir kez daha, Google'ın sahip olduğu her araba arasında ufak farklılıklar bulunmakta ve bu araçlardan bazıları, gelişmiş sonar teknolojisini test ediyorlar. Sonarın sınırlamaları, dar görüş açısı ve göreceli olarak kısa olan (yaklaşık 6 metre) etki alanı olarak gözükmekte. Ancak bu sorunlara rağmen, teknolojinin araca eklenmesi özellikle bir sorun veya kaza anında aracın güvenlik adına önlem alabilmesini sağlamakta ve bu yüzden de oldukça değerli kabul ediliyor.

Konumlama

Konumlama

Direksiyonu, freni veya gaz pedalı olmayan bir araba, gelişmiş konumlama sistemleri olmadan hiçbir işe yaramazdı. Bu yüzden de Google, kendi harita sistemini ve GPS uydularını, eylemsizlik hesaplama birimlerini ve gerçek hızı hesaplamak için bir tekerlek sistemini kullanmakta. Sistem, var olan kameralar ile beraber çalışarak ve GPS verisi ile sürüş hızını da kullanarak her aracın sadece birkaç santimetre fark ile tam noktasını belirlemekte. Bu sırada trafik, yol bakımı ve kazalar gibi veriler de takip edilmekte.

Karmaşık yazılım

Yazılım, bütün veriyi gerçek zamanlı olarak işlemekte ve diğer sürücülerin, yayaların ve çevrenizdeki nesnelerin davranış dinamiklerini kaydetmekte. Kırmızı ışıklarda durmak gibi bazı veriler araca önceden yüklenmiş olsalar da, diğer çoğu tepki, aracın daha önceki sürüş tecrübelerinden öğrendiği tepkiler oluyor. Aracın ilerlediği her kilometre kaydediliyor ve bu veriler, her duruma karşı uygun bir çözüm bulmak için işleniyor.

Öğrenme algoritması işlemleri, sadece içinde bulunduğunuz arabanın verilerini değil, diğer arabaların da verilerini kullanarak olası her soruna çözüm aramakta. Davranış dinamikleri de haritalanmakta ve bu veriler, bir insan sürücüde olduğu gibi, bir durumun gerçekleşmeden önce tanımlanmasını ve doğru tepkinin verilmesini sağlıyor. Ayrıca arabalar, pek çok farklı durumu algılayacak ve bu durumlara uyum sağlayacak kadar zekiler. Örneğin:

- Sağ şeritte yavaş giden bir araç, takip eden aracın onu sollama ihtimalini arttırmakta,

- Yolda bulunan bir çukur veya yabancı bir cisim, sürücünün yolunu saptırarak bu cisimden kaçınma ihtimalini arttırmakta,

- Sol şeritteki bir kalabalık, sürücülerin daha yüksek ihtimal ile sağ şeride geçmeleri anlamına gelmekte.

Projenin karşılaştığı en büyük sorunlar

Projenin karşılaştığı en büyük sorunlar

Google'ın otonom araba programındaki teknoloji her ne kadar inanılmaz görünse de, böyle bir teknolojinin gelecekte yaygın olarak kullanılmasından önce çözülmesi gereken sorunlar da bulunmakta. Diğer bütün sorunların öncesinde ise, bu araçlarda kullanılan teknoloji sorunu ortaya çıkıyor.

Google'ın karşılaştığı teknoloji sorunlarından biri, haritalama sisteminde karşımıza çıkmakta. Bu araçların kullandıkları haritalar, bizlerin GPS'lerde gördüğümüz haritalara neredeyse hiç benzememekte. Bu haritalar, kaldırımların yüksekliklerinden, aracın içerisinde bulunduğu şeridin boyutlarına kadar ayrıntılı bir şekilde detaylandırılmış durumdalar.

Bu kadar fazla detayın bulunması ise, bir ülkenin - hatta Dünya'nın - haritalanması ile ortaya çıkan boyut oluyor. Google, şu ana kadar araçlarını test etmek için 2.000 mil (3200km) yolu haritalamış durumda. Eğer boyutun daha kolay anlaşılması için bir örnek vermek gerekirse, sadece Kaliforniya Eyaletinde 170.000 milden fazla yol bulunmakta ve ABD'nin içerisinde 4 milyon milin üzerinde kamuya açık yol var.

Araçların ilk 700.000 mil testinde başarılı olmalarının sebebi ise, bu araçların testlerde "kopya çekebilmeleri." Araçlar, Google tarafından haritalanmış olan bölgede test edildiklerinden dolayı gerçek zamanlı tepki verme zorunluluğuna sahip olmuyorlar ve henüz bu haritalanmış alanların dışarısında denemeler yapılmış değil. Tabii ki bu problemin zaman içerisinde kendisini belli bir oranda düzeltmesi söz konusu çünkü her Google aracı, sadece seyahat etmiyor, aynı zamanda bölgenin 3D haritasının yaratılmasına da yardımcı oluyor.

Diğer teknoloji problemlerinin arasında ise, araçların şu anda karda, buzda veya ağır yağışlı zamanlarda kullanılamamaları, güneş parlaması durumunda trafik lambalarının renklerinin algılanamaması gibi sorunlar yer alıyor. Ayrıca, algılayıcıların cisimleri pikselleşmiş şekiller olarak algılamalarından kaynaklı, yolda bulunan bir çocuğa veya önünden uçarak geçen bir gazeteye aynı tepkiyi - cisimden kaçınmak için yolunu saptırmak - verecek olması söz konusu.

Hükümet düzenlemeleri

Hükümet düzenlemeleri

Şu anda, en azından Google'ın memleketi olan Kaliforniya'da sürücüsüz araçlar yasal kabul ediliyor. Hatta Google'dan Chris Urmson, bu durumun bütün ülke için geçerli olduğunu savunuyor.

Ancak çoğu ülkenin trafik kurallarının, sürücüsüz araçlar düşünülmeden hazırlandıklarını varsayarsak, bu araçların yasal bir şekilde kullanımlarının mümkün olmasından önce kanunların düzenlenmesi gerektiğini de düşünmemiz gerekiyor ve bu da belli bir zaman alabilecek bir çalışma.

Bir diğer önemli sorun ise, tüketicilerin bu teknolojiyi isteyip istemedikleri. Bu araçlar bazı çevrelerde büyük heyecan ile karşılansalar da, güvenlik endişesi veya direksiyonun kontrolünü bırakmama isteği gibi sebepler ile fikre karşı çıkanların sayısı hiç az değil. Her ne kadar belli bir grubun bu teknolojiyi asla kabul etmeyeceğini söyleyebilsek de, geri kalan kişilerin kararlarını etkileyecek iki önemli etken bulunmakta: Fiyat ve güvenlik.

Güvenlik sorunları çözülmeye devam etse de, araçların şu ana kadar güvenlik rekoru kırdıklarını söyleyebiliriz. Ancak henüz cevaplanmamış olan bazı sorular da bulunmakta. Bu sorulardan en dikkat çekenlerinden biri, kesin bir cevabı olmayan bir durum ile karşılaşıldığında aracın ne yapacağı. Örneğin, karşısına çıkan bir çocuğa çarpmamak için yolunu saptırması gerekiyorsa ancak bu seçeneği kullandığında anneye veya başka bir grup çocuğa çarpacaksa, araba ne yapmayı tercih edecek?

Fiyat ise tamamen ayrı bir konu ve bu araçların, en azından başlangıç için, oldukça yüksek fiyatlara sahip olacaklarını tahmin edebiliriz...

Okuyucu Yorumları