Borderlands 4 İncelemesi: Kairos’un kapıları açılıyor

Altı yıllık bekleyişin ardından Borderlands 4, açık dünya yapısı, yeni hareket mekanikleri, dinamik savaşları ve köklerine sadık yapısıyla yılın en iddialı yapımı.

This browser does not support the video element.

Artık pek bilmeyen yoktur ama üzerinden altı yıl geçti. İsterseniz kısa bir hatırlatma yapalım. Borderlands, ileri düzey uzaylı teknolojisi ve diğer paha biçilmez zenginlikler içerdiği söylenen Vault'u aramak için uzak Pandora gezegenine giden dört kişilik bir Vault Hunter grubunu konu alan çok popüler bir FPS RPG oyun serisi. Üçüncü oyuna kadar bu gezegenden ayrılmayan ekibimiz bir önceki oyunu oynayanların çok iyi bileceği gibi Sanctuary III isimli bir uzay gemisi ile başka gezegenlere yelken açmıştı.

Şimdi ise yeni oyunda farklı olarak Vault Hunter’larımızın hikâyesi ilk defa Pandora’dan çok uzakta, Kairos adlı bir gezegende başlıyor. Kairos, yüzyıllardır herkese beyin implantı takarak tüm davranışlarını kontrol eden ölümsüz Cronocustode’un baskısı altında bir gezegen. Ancak Pandora’nın uydusu Elpis, yörüngesinden çıkıp Kairos’a girince her şey alt üst oluyor. Gezegeni saklayan kalkan parçalanıyor ve bu büyük felaket bir anda Vault Hunter'lar için cazip bir fırsata dönüşüyor. Çünkü Cronocustode’un kalesinin kalbinde yeni bir Vault bulunuyor ve işte maceramız tam da bu noktada başlıyor.

Oyuna başlarken seçebileceğimiz dört farklı karakter var: Exo-soldier Rafa, Forge Knight Amon, Gravitar Harlowe ve gizemli Siren Vex. Her biri farklı sınıf ve oynanış tarzı sunuyor. Ayrıca seride ilk kez, bu farklar oynanışı kökten etkiliyor. Harlowe’un zincirleme hasarı, Amon’un dayanıklılığı ya da Vex’in büyüsel güçleri oyunu bambaşka deneyimlere dönüştürüyor.

Hareket özgürlüğü ve hızlı savaşlar
Çoğu oyunda olduğu gibi Borderlands 4 de öğretici görevleri içeren ve aynı zamanda yeni hareket sistemini tanıtan bir prolog bölümü ile başlıyor. Vault Hunter'larımız artık çift zıplayabiliyor, süzülebiliyor ve bir nevi lazer kırbacıyla halkalara tutunarak ileri atılabiliyor. Ayrıca bu kırbaçla uzaktaki eşyaları çekmek de mümkün.

Bir önceki oyuna eklenen kayma hareketi ise aynen korunmuş. Bu yeni yetenekler, Borderlands 4’ü serinin en dinamik oyunu haline getirdiğini söyleyebilirim. Artık haritalarda doğrudan hedefe doğru koşmak, parkur becerileriyle engelleri aşmak mümkün oluyor. Savaşlarda çift zıplama, alan saldırılarından kaçmayı kolaylaştırıyor ve kanca ile yüksek noktalara anında çıkıp stratejik üstünlük sağlayabiliyoruz.

Araç sistemi de yeniliklerden payını almış. Artık Echo-4 ile aracımızı istediğimiz yerden çağırabildiğimiz için istasyonlara gitmeye gerek kalmıyor. Bu robot bize aynı zamanda artırılmış gerçeklik ile rehberlik sağlıyor ve hedefe giden rotayı da gösteriyor. Araç çeşitliliği oldukça fazla. Motosiklet benzeri araçlar hız, dayanıklılık ve kontrol açısından büyük avantaj sunuyor. Hemen ilk birkaç görev sonrası ilk aracınız Digirunner’ı elde etmeniz mümkün. Diğerleri ise yan görevler ve meydan okumalarla kazanılıyor. Bu oyunda Pubg gibi bir araca doluşup gitmek yok. Çünkü çok kişilik araçlar bulunmuyor ve co-op modunda arka arkaya konvoy halinde ilerliyorsunuz. Elbette her zaman olduğu gibi araçlar, karakterler ve silahlar için çok geniş özelleştirme seçenekleri mevcut. Renkler, tasarımlar, saç stilleri ve diğerlerini açmak için bol bol keşif yapmak şart.

Kairos ile artık açık dünyaya sahibiz
Borderlands 4, önceki oyunlardan farklı olarak gerçek bir açık dünya sunuyor. Yeni gezegenimiz Kairos, çeşitli biyomlara bölünmüş. Tramonterre’nin yemyeşil ormanları, Terminus’un dağlık yapısı ve Carcadia’nın çorak çöllerinin dışında merkezde Dominion isimli dev bir metropol bulunuyor. Bu dört bölge, farklı topluluklar, düşmanlar ve görevler içeriyor.

Gerçek bir açık dünya ile Borderlands 4 artık doğrusal bir ilerleyişten ziyade özgür keşfe dayalı bir oynanış sunuyor. Görevleri istediğiniz sırayla yapabiliyor ve farklı istediğiniz gibi keşfedebiliyorsunuz. Her bölgenin sonunda ise büyük bir boss savaşı sizi bekliyor. Devasa düşmanlarla birkaç aşamalı yapıda gerçekleşen bu savaşlar ile ilgili en kötü şey ise öldüğümüzde aşamaların korunmaması. Bu gerçekten insanı bazen hayattan bezdirebiliyor.

Ana hikâyede Crimson İttifakı’nı güçlendirip toplulukları Cronocustode’a karşı bir araya getirmemiz gerekiyor. Yan görevler, zindanlar, koleksiyonlar ve gizli aktiviteler de dünyayı zenginleştiren güzel detaylar. Zindanlar, topluluklara özel temalara sahip. Tuzaklarla dolular ama ödüller de gerçekten cazip. Hızlı seyahat sistemi ise çoğu zaman büyük kolaylık sağlıyor. Harita üzerindeki istasyonlara anında ışınlanabiliyoruz. Ayrıca Safehouse'ları ele geçirerek yeni ışınlanma noktaları açmak da mümkün. Bu üsler bize ticaret noktaları, yeni yan görevler ve güvenli alan olarak dönüyor.

Köklerine sadık ama yeniliklerle güçlenmiş
Borderlands 4, serinin özünü koruyarak sadık oyuncuların yüzünü güldürüyor. Loot odaklı yapı, hiçbir oyunda olmayan çılgın silah çeşitliliği, element hasarlarının önemi ve hayat mücadelesi mekaniği aynen varlığını sürdürüyor. Silah slotları dört tane, ancak artık ağır silahlar bomba slotunu kaplar hale gelmiş. Yetenek ağaçları Borderlands 3’ün geliştirilmiş bir versiyonu gibi duruyor. Üç ana dal var ve puanları istediğimiz gibi dağıtabiliyoruz. Ayrıca her dalda özel geliştirmeler ve “Yüce Yetenekler” bulunuyor ve bunlar karakterin oyun tarzını kökten değiştirebiliyor.

Yirminci seviyeye ulaştığınızda ise sınıf modları açılıyor. Bu eşyalar hem bonuslar sağlıyor hem de yetenek ağacında size ek puan veriyor. Ne yazık ki rastgele düştükleri için her zaman kendi sınıfımıza uygun mod bulmak o kadar kolay olmuyor. Eğer belli bir noktaya ulaştıysanız ve oyun içi ödeme yaparsanız her şeyi sıfırlayıp yetenek puanlarını baştan dağıtmak da mümkün. Zorluk seviyesi giderek artan çatışmalar, boss savaşlarını tekrar oynama imkânı veren Moxxi’nin kanlı arenası, loot geliştirmeleri ve silah parçalarını aktarma gibi yenilikler de var.

Arkadaşlarla daha eğlenceli
Tabii ki her zaman olduğu gibi Borderlands serisinde asıl eğlence arkadaşlarla oynandığında başlıyor ve co-op modu aynen yerini koruyor. Çapraz platform desteğiyle tüm oyuncular aynı sunucularda buluşabiliyor. Dilerseniz cross-play’i kapatıp sadece arkadaşlarınıza özel oturum da açılabiliyor. Yerel co-op modu ile iki kişi aynı ekranda da oynayabiliyor. Üstelik bunu yaparken drop-in/drop-out sistemi sayesinde her an oyuna girip çıkabiliyor, çevrimiçi bir oyuna bağlanabiliyorsunuz. Bu sırada kaydettiğiniz ilerlemeler de korunuyor. Zorluk seviyesi ise elbette oyuncu sayısına göre dengeleniyor. Düşmanların seviyesi ve düşürdükleri loot her oyuncuya özel şekilde ayarlanıyor. Kapışmaya gerek kalmıyor.

Oyunun ihtiyacı olan akıcılığı sunabiliyor
Biz oyunu Xbox Series S üzerinde oynadık ve sadece 30 fps tek seçenek bulunuyordu. Detay seviyesi kabul edilebilir olsa da zaman zaman geç yüklenen dokular da gözümüze çarpmadı değil.  Xbox Series X’te ise Performans ve Görsel Kalite olarak iki mod sunuluyor. Oyunun görsel stilini düşününce akıcı oyun deneyimi daha mantıklı gibi duruyor ve performans modunu tavsiye ederiz.

Sonuç
Borderlands 4, eşsiz silah çeşitliliği, açık dünyanın zenginliği, seriye sadık mizah ve atmosfer ile Gearbox’ın en iddialı yapımlarından biri olmuş. Yeniliklerle dolu ama köklerine sadık. Açık dünyaya alışmanız gerekiyor. Hikâye anlatımı Borderlands 2’nin seviyesine ulaşmasa da, oynanış, keşif ve içerik çeşitliliğiyle yılın en güçlü aksiyon/shooter’larından biri olmaya aday.

85

Yayıncı            2K
Geliştirici        Gearbox Software
Platform         Xbox Series S/X, PC, PS5, Switch
Tür                   FPS, RPG, Macera
Web                 https://borderlands.2k.com/

Sonraki Haber

Forum