Herkes yanlış biliyor: Ağ kablolarındaki farklı renkler bize ne anlatıyor?

Ethernet kabloları genellikle çok dikkat çekici ürünler değildir ve hepsi aynı işi yapıyor gibi görünür. Ancak dikkatli bakıldığında, piyasada mavi, sarı, kırmızı, yeşil, gri ve hatta pembe gibi çeşitli renklerde kabloların bulunduğunu görebilirsiniz. USB bağlantı noktası renklerinde olduğu gibi, bu renklerin de kablonun hızı veya performansını gösterdiğini varsaymak kolaydır. Ancak bu varsayım, aslında büyük bir yanılgı.

Ethernet kablolarının farklı kılıf renklerine sahip olmasının amacı gösteriş veya performans değil. Bu renk cümbüşü, tamamen düzen ve netlikle ilgili. Bu düzen, sinyal iletimini belirleyen, kablonun içindeki bükümlü tellerin renk kodlamasıyla karıştırılmamalıdır. Dış kılıf rengi, birden fazla bağlantının yönetilmesini çok daha basit hale getiren basit bir lojistik araçtır.

İlk bakışta, sunucu odasındaki gökkuşağı renkli kablolar, bir BT ekibinin dekorasyon denemesi yapıyor olduğu izlenimini verebilir. Ancak bu karmaşanın derin bir mantığı var. Kablonun rengi sinyal kalitesini veya hızı etkilemiyor olsa da, teknisyenlerin veya kullanıcıların o kablonun amacını hızlıca belirlemesine yardımcı olur.

Büyük ağların görünmez kuralı: Renk kodlaması

Özellikle kilometrelerce kablonun bulunduğu veri merkezleri veya büyük ofislerde, renk kodlaması, teknisyenler için hayati bir kolaylık sağlar. Her kablonun amacını hızla belirleyerek bakım ve arıza giderme sürecini hızlandırır. Bu sistemin nasıl çalıştığına dair bazı yaygın kalıplar şu şekilde:

Mavi: Genellikle standart ağ bağlantıları için kullanılır (masaüstü bilgisayarı veya yazıcıyı bir ağ anahtarına bağlamak gibi).

Sarı: Sıklıkla, gücünü doğrudan kablo üzerinden alan PoE (Ethernet Üzerinden Güç) cihazları (IP kameralar, VoIP telefonlar) için ayrılır.

Kırmızı: Yanlışlıkla çıkarılmaması gereken kritik sistemler, sunucular, güvenlik duvarları veya acil durum yedekleme sistemleri gibi hayati bağlantılar için ayrılmıştır.

Siyah veya Gri: Evlerde veya ofislerde günlük, genel amaçlı bağlantılar için kullanılır (yönlendiriciyi modeme bağlamak gibi).

Renk kodlaması, büyük şirketler için olduğu kadar ev kullanıcıları için de faydalıdır; yönlendiriciniz ve modem bağlantılarınız için farklı tonlar kullanmak, bir sorun çıktığında hangi kabloya dokunmanız gerektiğini hızlıca anlamanızı sağlar.

Büyük kurulumlarda, kabloların ne zaman takıldığını belirtmek için bile (örneğin, 2018 için mavi, 2019 için sarı) renkler kullanılabilir. Her yıl eklenen kabloları farklı renklerden seçmek, bu işi oldukça kolaylaştıracaktır.

Asıl önemli olan: Renk değil, kategori derecesi

Unutulmaması gereken en önemli nokta, Ethernet kablosu renkleri için evrensel bir standardın olmadığı gerçeği. Yani renklerin anlamı, tamamen belirli bir kurumun, satıcının veya kurulumcunun o renkleri nasıl kullanmaya karar verdiğine bağlı. Bu nedenle, kritik bir bağlantıyı takıp çıkarmadan önce kablo dokümantasyonunu kontrol etmek her zaman en güvenlisidir.

Kablo kılıfının rengi bir performans göstergesi olmasa da, Ethernet kablolarının asıl performansını belirleyen şey, üzerlerinde yazılı olan kategori derecelendirmesidir. Ethernet kabloları, her biri belirli hızlar ve bant genişlikleri için tasarlanmış Cat 5, Cat 5e, Cat 6, Cat 6a, Cat 7 ve Cat 8 gibi kategorilere ayrılır.

Cat 5e: 1 Gbps'ye (saniyede gigabit) kadar hızları destekler.

Cat 6a: Daha uzun mesafelerde 10 Gbps'ye kadar hızları destekler.

Cat 8: Veri merkezleri için tasarlanmıştır ve kısa mesafelerde 40 Gbps'ye kadar hızlara ulaşabilir.

Bu, parlak pembe bir Cat 6 kablosunun performans olarak donuk gri bir Cat 5e kablosundan çok daha iyi olabileceği anlamına gelir. Kategoriler sadece hızla ilgili değildir ve aynı zamanda kablonun elektriksel parazitlere karşı ne kadar iyi koruma sağladığını da tanımlar. Bu koruma, istikrarlı ve güvenilir bir bağlantının sürdürülmesi için kritik öneme sahip. Bu nedenle, yeni bir kablo seçerken renk cümbüşüne kapılmak yerine, kablonun yan tarafında basılı olan kategori derecelendirmesine odaklanmak en akıllıca yol olacaktır.