Şirketler AI’yi bahane mi ediyor? HP’nin işten çıkarma duyurusu gündemde
HP, yapay zekâ yatırımlarıyla birlikte 2028’e kadar 6.000 çalışanı işten çıkarmayı planlıyor. AI’nin işsizlik üzerindeki etkisi ve uzmanların değerlendirmeleri haberimizde.
Bilgisayar üreticisi HP, son dönemde pek çok şirketin izlediği bir yolu takip ediyor: Şirket genelinde geniş kapsamlı yapay zekâ dönüşümü başlatmak ve aynı anda binlerce çalışanı işten çıkarmak.
HP, Salı günü yaptığı açıklamada yapay zekâyı şirket içinde yaygınlaştırmayı hedeflediğini ve 2028 yılı sonuna kadar 4.000 ila 6.000 kişi arasında çalışanı işten çıkaracağını bildirdi. Yaklaşık 56.000 çalışanı bulunan şirket için bu, toplam iş gücünün yaklaşık %10’unun kaybı anlamına geliyor.
HP’nin CFO’su Karen Parkhill, açıklamasında şunları söyledi:
“Önümüzdeki dönemde, maliyet baskılarını azaltmak için kararlı adımlar atıyoruz. Yapay zekâ destekli çalışmalara yatırım yaparak ürün inovasyonunu hızlandırmayı, müşteri memnuniyetini artırmayı ve verimliliği yükseltmeyi hedefliyoruz.”
The Guardian’a göre işten çıkarmaların özellikle ürün geliştirme, iç operasyonlar ve müşteri destek ekiplerinde yoğunlaşması bekleniyor.
2025’in en büyük tartışması: Yapay zekâ ve işsizlik
2025 yılı, “Yapay zekâ gerçekten kitlesel işsizliğe mi yol açıyor?” sorusuyla gölgelenmiş durumda.
İş piyasası zor bir dönemden geçiyor. Şirketler yeni çalışan alımlarını yavaşlatıyor; bazıları ise yatırımcıları memnun etmek için yüzlerce kişiyi işten çıkarıyor.
ABD Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell, Eylül ayında yaptığı açıklamada yapay zekânın işe alımlardaki dramatik yavaşlamada “muhtemelen bir faktör” olduğunu söyledi. Özellikle genç mezunların karşı karşıya kaldığı işsizlik oranlarının endişe verici olduğunu vurguladı.
Araştırmalar: Genç çalışanlar AI dalgasından en çok etkilenen grup
Stanford Üniversitesi’nin Ağustos ayında yayımladığı bir çalışmaya göre, 22–25 yaş arasındaki genç çalışanlar, yapay zekâya en çok maruz kalan iş kollarında istihdam düşüşünden en fazla etkilenen kesim oldu.
Uzmanlara göre otomasyona en yatkın işler, çoğunlukla yeni mezunlar tarafından yapılan görevlerden oluşuyor. Bu durum, genç çalışanların kritik iş deneyimini kaçırması ve gelecekteki iş gücü kalitesinin zayıflaması anlamına geliyor.
Şirketler AI’yi gerekçe göstermekten çekinmiyor
Araştırmalar olmasa bile, birçok şirket yapay zekâyı işten çıkarmaların ana nedeni olarak açıkça gösteriyor.
Çevrim içi eğitim platformu Chegg, “AI’nin getirdiği yeni gerçekler” nedeniyle çalışanlarının %45’ini işten çıkardı.
Amazon, önce yapay zekânın dönüştürücü gücünü gerekçe göstererek 14.000 beyaz yaka çalışanını işten çıkardı; birkaç gün sonra ise işten çıkarmaların finansal veya AI odaklı olmadığını iddia etti.
Shopify CEO’su Tobias Lütke ve Duolingo CEO’su Luis von Ahn gibi yöneticiler, işe alımı azaltıp otomasyona ağırlık verme isteklerini açıkça dile getirdi.
PwC’nin küresel başkanı, BBC’ye yaptığı açıklamada şirketin 2021’de belirlediği 2026’ya kadar 100.000 kişi işe alma planını iptal ettiğini çünkü artık “yapay zekâya sahip olduklarını” söyledi.
Uzmanlar: “Gerçek sebep AI olmayabilir”
Bazı uzmanlar ise şirketlerin iddialarını sorguluyor.
New York Üniversitesi’nden Prof. Robert Seamans, yapay zekânın firmalara entegre edilmesinin sanıldığından çok daha zor olduğunu belirtiyor:
“Şirketlerin genellikle yapay zekâyı kurmak, yönetmek ve denetlemek için gerekli yetkinlikte personeli bulunmuyor. Bu uzmanlar olmadan AI’ye ağır şekilde güvenmek çok zor.”
MIT’nin Ağustos tarihli raporu da bu görüşü destekliyor; şirketlerin AI pilot projelerinin gerçekte beklenen gelir artışını sağlayamadığını ortaya koyuyor.
Seamans’a göre bazı şirketler, aslında ekonomik belirsizlikler veya gümrük tarifeleri gibi daha zor açıklanacak nedenleri gizlemek için “AI’yi günah keçisi” olarak kullanıyor.
“AI her şeyi ele geçiriyor” söylemi bir yanılsama mı?
Palantir’in CTO’su Shyam Sankar, yapay zekânın tüm işleri ele geçirdiği iddiasını Silicon Valley’in bir “fon toplama hikâyesi” olarak nitelendiriyor.
Yazar Cory Doctorow da yapay zekânın birçok çalışanı gerçek anlamda değiştiremeyeceğini düşünüyor. Ona göre özellikle teknoloji sektöründeki yöneticiler, çalışanları korkutmak için bu anlatıyı seviyor:
“Bu söylem, çalışanları daha fazla çalışmaya ve daha az şikâyet etmeye itmek için bir fırsat yaratıyor. Sonuçta bir chatbot’un molaya ihtiyacı yok.”