Wicked: İyilik Uğruna: Bu filmden sonra Oz Büyücüsü'ne bakışınız değişebilir

Broadway'in efsanesi yine perdeye iniyor. Biri popülerlik tutkunu, diğeri dışlanmış bir 'öteki'. Ariana Grande ve Cynthia Erivo'yu buluşturan Wicked: İyilik Uğruna, toplumun 'kötü' etiketini birilerine nasıl yapıştırdığını ve Zümrüt Şehir'in ışıltısı altındaki karanlığı anlatmaya geliyor.

Dorothy, Toto ve kırmızı pabuçlar... Ve tabii ki, üzerine su dökülünce eriyen, korkunç kahkahalar atan o "kötü" Batı Cadısı. Peki ya size, çocukluğumuzdan beri "kötü" diye bildiğimiz o yeşil tenli cadının, aslında hikayenin en masum kahramanı olabileceğini söylesek?

21 Kasım’da sinema salonlarına gelmeye hazırlanan "Wicked: İyilik Uğruna" (Wicked), bildiğimiz Oz Büyücüsü masalını tersyüz etmeye aday. Broadway’in gişe rekorları kıran, yıllardır kapalı gişe oynayan efsanevi müzikalinin beyazperdeye taşınması, sinema dünyasında uzun zamandır beklenen bir olaydı. Fragmanlardan gördüğümüz kadarıyla bu bekleyişe değecek gibi duruyor. Ancak bu filmi sadece bir "müzikal uyarlaması" olarak görmek haksızlık olur; karşımızda dostluk, önyargılar ve "kötülüğün" kökenine dair görsel bir şölen var.

Pembeyle yeşilin zıtlığından doğan dostluk

Filmin kalbinde, birbirine taban tabana zıt iki genç kadının, Elphaba ve Glinda’nın üniversite yıllarına dayanan karmaşık ilişkisi yatıyor. Bir tarafta, yemyeşil teni yüzünden dışlanan, yanlış anlaşılan ama aslında güçlü bir ahlaki pusulaya ve inanılmaz yeteneklere sahip Elphaba; diğer tarafta ise popülerliğin zirvesinde, ayrıcalıklarla büyümüş, pembelere bürünmüş, hırslı ama bir o kadar da naif Glinda.

Cynthia Erivo (Elphaba) ve Ariana Grande (Glinda) ikilisinin kimyası, daha film vizyona girmeden konuşulmaya başlandı. Erivo’nun içe işleyen, güçlü sesiyle Elphaba’nın yalnızlığını ve öfkesini nasıl yansıtacağını tahmin etmek zor değil. Ariana Grande ise Glinda’nın şımarık ama özünde iyi kalpli prenses tavrını, kendine has komedi zamanlamasıyla perdeye taşıyacak gibi görünüyor. Bu ikilinin, birbirlerinden nefret etmekten "ebedi dostluğa" uzanan yolculuğu, filmin duygusal omurgasını oluşturuyor.

"Kötü" doğuştan mı gelir, yoksa yapıştırılan bir etiket midir?

Wicked’ı diğer fantastik filmlerden ayıran en önemli özellik, sorduğu can alıcı soru: Kötülük nedir? Bir insan (ya da cadı) gerçekten kötü mü doğar, yoksa toplumun ona dayattığı önyargılar mı onu kötü olmaya iter?

Film, Oz Büyücüsü’nün renkli dünyasının perde arkasındaki yozlaşmayı, iktidar hırsını ve farklı olana duyulan tahammülsüzlüğü işliyor. Elphaba’nın, sırf görüntüsü ve doğruları söyleme cesareti yüzünden nasıl "Wicked Witch of the West"e (Batı'nın Kötü Cadısı) dönüştürüldüğünü izlerken, günümüz dünyasına dair de pek çok tanıdık iz bulacağız. Yani karşımızda sadece uçan maymunlar ve büyücüler yok; derinlikli bir karakter draması da var.

Yönetmen koltuğunda oturan Jon M. Chu, daha önce Crazy Rich Asians ve In the Heights gibi filmlerle görselliği ve müziği nasıl harmanlayacağını bildiğini kanıtlamıştı. "Wicked: İyilik Uğruna"da ise çıtayı daha da yukarı çıkarıyor. Shiz Üniversitesi’nin gotik mimarisinden, Zümrüt Şehir’in göz alıcı, neon yeşili ışıltısına kadar her kare, bir tablo özeniyle tasarlanmış.

"Wicked: İyilik Uğruna" 21 Kasım'da sinemalarda olacak…

Sonraki Haber

Forum