İnternette Maksimum Hızın Keyfine Varın!
İnternet üzerinde yer alan ve çok ilgi çeken içeriklerin boyutları artık oldukça büyük ve bunlara ulaşmak için 56K’lık modem bağlantısı yeterli olmuyor. Bu yüzden sayıları hızla artan alternatif bağlantı çeşitlerine yönelmek doğru bir çözüm olacaktır.
Elektrik Tesisatı: Prizden İnternete Geleceğin
Çözümü
Elektrik tesisatından global ağa. Kulağa hoş geliyor, çünkü
elektriğin olduğu her yerde internetin de olması anlamına geliyor.
Teknik sorunlar bugüne kadar hep engel oldu. Şimdiki çözüm ise
basit. Veriler, sağlayıcı tarafından elektrik akımı üzerinden bir
transformatöre taşınıyor. Bu transformatör, gerilimin kullanıcı
için alçaltılıp yükseltilmesinden sorumlu. Veriler oradan bakır
kablolarla merkeze ulaşıyor. Merkezde fiber hatlara ve oradan da
internet omurgasına geçiş sağlanıyor. PC’nin bağlantısı da
“powerline modem” ile yapılıyor.
Bugüne kadar en büyük sorun uç cihazlardı. Görünen o ki bu sorun çözülmüş.Modem taşıma frekansı olarak kilohertzler seviyesinde bir sinyal kullanıyor. Verilerin modülasyonu bir DSP işlemcisi ile yapılıyor ve kullanılan modülasyon tekniği de “Orthogonal Frequency Division Multiplex/ Qadratic Amplitude Modulation”... Bu uzun teknik terimin arkasındaki teknik DSL’inkine benziyor.Veriler farklı frekanslara bölünüyor ve ağdaki boşluklar kullanılıyor. Tüm frekans bandı kullanılıyor ve hızlı frekans atlamaları parçalanarak tek tek boşluklara konuyor.
Ağdaki hız gürültüsü
Powerline ile internet erişimi hızlı. Ortalama hız 1Mbit/s, bazı
sağlayıcılar 2,2 Mbit/s hızı sunuyorlar. 2.2 Mbit/s hız, trafo
istasyonuna bağlı bir hız ve kullanıcılara dağıtılmalı. 200
kullanıcıya kadar mümkün. Gerçi hepsi birden aynı anda
kullanmayacaktır, ancak yine de sağlayıcılar hesaplarken tümünü göz
önünde bulunduruyorlar. 100 kullanıcı 1 Mbit/s’lik hızda yaklaşık
ISDN hızını yakalıyor. Pratikte de hızların 500-600 Kbit/s olacağı
varsayılıyor.
Pilot bölgelerde testler
Almanya’da iki ayrı firma tarafından powerline hizmeti sunuluyor.
Fiyatlandırmalar transfer edilen veri miktarı üzerinden yapılıyor.
Çok yüksek hız beklemek de doğru değil, çünkü bölgede ne kadar çok
kullanan varsa, hız da o kadar düşüyor. Sağlığa zararlı ışıma
sorunu da çözülürse, powerline internet bağlantısı için tercih
edilen bir alternatif olacağa benziyor.
Kablo Modem: Televizyon Hattı Üzerinden İnternet
Zap’lamak Yerine Sörf
Kablo modemde kullanılan altyapı ülkemizde de aslında bayağı yaygın
olan bir altyapı. Her ne kadar her yere henüz ulaşılmamış olsa da
kablolu TV ülkemizde oldukça yaygın bir şekilde kullanılıyor.
Telekom kaynaklı istatistikler Türkiye’de 2,5 milyona yakın kablolu
TV abonesi olduğunu gösteriyor. Kablo modemler uzunca bir süredir
kullanılıyor, ama tüm Türkiye’ye yayılmış durumda değil. Telefon
ağını kullanan analog çıkışların ve ADSL ya da ISDN’in aksine kablo
modem Telekom’un koaksiyel kablo ağını kullanıyor. Bu koaksiyel
ağın kuruluş amacı aslında televizyon ve radyo yayınlarını son
kullanıcılara taşımak. Ancak gelişen teknoloji ile beraber fiber
hatlarla buluşan koaksiyel ağ, bu fiber hatların arkasındaki
internet geçidinden de faydalanmaya başladı. Bu kombinasyon
şaşırtıcı bant genişlikleri de doğurdu. Kablo modemlerle şu anda
ulaşılabilen en yüksek hız teorik olarak 40 Mbit/s. En iyi tarafı
da, bu hıza ulaşmak için yapılması gereken tek şeyin bilgisayarın
içindeki ağ kartına modemin bağlamasından ibaret olması. Hatta USB
girişi olan PC’lerde ağ ayarlarıyla boğuşmak bile gerekmiyor.
Kablo modem ağlarının en önemli yerleri “headend” denilen alıcı istasyonları, “fibre-nodes” adı verilen fiber düğümler ve ağ bağlantı noktaları. Alıcı istasyonlar uydudan gelen analog ve dijital sinyalleri yakalayıp, gereken hazırlıkları yapıyor ve dağıtım merkezlerine gönderiyor.
Kablo modemler için diğer önemli bir ayrıntı da geri dönüş yolu. Zaten bu, telefon hattının kullanılmadığı tüm teknolojilerde bir sorun. Eskiden döşenmiş bazı kablolar geri dönüş kanalı için gereken özelliklere sahip değiller. Ama ülkemizde döşenen çoğu kablo zaten yeni olduğundan, bu soruna rastlanmayacaktır. Tek taraşı kabloların olduğu yerlerde de dönüşümler hızla yapılıyor.
DSL: Eski Hatlardaki Yeni Standart
Kafa Karıştıran Bağlantı Teknolojisi
T, A, S veya H. DSL teknolojisi bu dört harften biriyle beraber
anılıyor her zaman. Ancak hepsi farklı bir teknolojiyi ifade
etmiyor. CHIP olarak, karışan kafaları bu yazımızda biraz
aydınlatmaya çalışacağız. Bilmeyenler için baştan söyleyelim:
ADSL’i icat eden Türk Telekom değil ve ADSL Türk Telekom’a ait bir
teknoloji de değil. Sadece Türk Telekom’un “şimdilik” tekelinde
olan bir internete bağlanma teknolojisi. Türk Telekom’un bir tek
kendisinin kullandığı bu teknolojiye işgüzarlık edip bir özel isim
vermemiş olması da aslında bizim şansımıza. Çünkü özellikle
yurtdışında olan bitenleri takip edenleri yanıltan bir durum da,
firmaların ürünlerinin isimlerini koyarken kullandıkları
kısaltmalar. Örneğin Almanya’da bulunan T-DSL, Deutsche Telekom’un
sunduğu DSL hizmetinin ürün adı. Birçok kişi sadece ismine bakarak
DSL’in uzantısı bir teknoloji zannedebiliyor. Bilen kişiler için de
farklı bir sorun var ortada. Bu isim altında sunulan teknoloji
acaba hangisi? Simetrik mi, asimetrik mi? Tek başına DSL
tekniğinden bahsetmek de doğru değil aslında. ISDN de DSL ile
çalışıyor çünkü... Kafanız daha da mı karıştı? Önce teknolojileri
tanıtarak başlayalım o zaman...
İsim karmaşası nasıl oluştu?
Önceleri DSL yani “Digital Subscriber Line”, başında sonunda başka
harfler olmadan ISDN ile kullanılan modemler için kullanılıyordu.
Zaman içinde bu değişti. ISDN’in maksimum veri taşıma hızı 160
Kbit/saniye. Teorik olarak beklenen sürat bu. ISDN veri ve ses için
aynı bandı kullandığından dolayı, o anda ya telefonu
kullanabilirsiniz ya da internete girebilirsiniz. Ama ISDN
ülkemizde de her zaman en az iki kanal ile geliyor. Böyle olunca
her ne kadar internet hızınız düşse de aynı anda telefon görüşmesi
de yapabiliyorsunuz. Yüksek hızda veri aktarımı için bir sonraki
adım T1 ya da E1 hatlar oldu. Biz Türk internet kullanıcıları bu
terimleri dosya paylaşım programlarından biliyoruz. Teknolojinin
gerçek adı T1, Avrupa’da biraz da değiştirilerek aldığı isimse E1.
T1 ile 1,544 Mbit/s, E1 ile 2,048 Mbit/s’- lik hızlara erişiliyor.
T1/E1 hatların döşenmesi çok zor ve bu yüzden de çok pahalı.
Örneğin 50 çift kablo ile bir T1 hattı oluşturuluyor ve çevresinde
de başka bir hattın olmaması gerekiyor.
HDSL ve VDSL: Çok daha hızlı
Basit alternatifin adı HDSL. “H” ne derseniz,“High Data Rate” yani
yüksek veri hızı. Bu teknoloji T1’e göre daha az bir bant
genişliğine ihtiyaç duyuyor. Veri transfer hızları ise aynı.
HDSL’in kullanılabildiği maksimum mesafe ise 3,7 kilometre.
Ancak “H” de aşılmış ve çok yüksek veri hızına (Very High Data Rate) ulaşılmış. “V” harfi ile kısaltılan bu teknolojinin henüz standartları konmadı. Yani geleceğin teknolojisi. İsmi 1995 senesinde konmuş olan geleceğe ait bir teknoloji. VDSL hızlı ama asimetrik bir teknoloji. Bu sebeple VADSL diyenler de var.
Kullanıcı yönündeki veri akışı 300 metrelik mesafede saniyede 52 Mbit civarında.Mesafe bir kilometreye çıkınca hız 25 Mbit, 1,5 kilometrede ise 13 Mbit/saniye civarlarında.
Sağlayıcı yönündeki (upload hızı diyebiliriz) hız ise saniyede 1,4 ile 2,3 Mbit arasında değişiyor. Sadece mesafeler yüzünden değil başka zayışıkları yüzünden de VDSL basit bir teknoloji. Henüz sektörde pek adı geçmemesine rağmen önümüzdeki senelerde bunun değişeceği kesin.
ADSL ve SDSL: Pratikte yüksek hız
ADSL ve SDSL son kullanıcılar için hazır olan teknolojiler. SDSL,
HDSL’in bir varyantı iken ADSL, HDSL teknolojisinin geliştirilmiş
bir hali. SDSL T1/E1 sinyalini taşımak için sadece bir çift kablo
(twisted pair) kullanıyor. Telefon için kullandığımız bant ile aynı
bandı kullandığı için yeniden hat döşemek gerekmiyor. ADSL’den
farklı olarak SDSL’de ISDN sinyalleri, bir ayırıcı (splitter) ile
veri sinyallerinden ayrılmıyor. Ayrılmamasının sebebi ISDN
sinyallerinin zaten SDSL teknolojisinin altyapısı olması. Mesafe
teorik olarak altı kilometre; ancak bu mesafede mümkün olan veri
transfer hızının onda birine erişilebiliyor. Üç kilometreye kadar
maksimum hız olan 2,3 Mbit/s’ye her iki yönde de erişmek
mümkün.
En yeni teknoloji olan SHDSL de “H”“High Density”, yani yüksek yoğunluk için kullanılıyor. Teorik download hızı 4,6 Mbit/s; yani SDSL’in iki katından fazla. Basit birkaç değişiklik ile mesafenin de 19 mil olacağı hesaplanıyor. Bu senenin sonlarına doğru Amerikalılar uygulayacaklar ve hep beraber göreceğiz.
ADSL’de de hattın iki kablosu kullanılıyor. Ama HDSL ve SDSL’den farklı olarak geri dönüş hızı, yani upload hızı download hızına göre oldukça düşük. Teorik olarak 6 MBit/s’lik download hızı ve ters yönde de 640Kbit/s’lik bir hız mümkün. Ama yapılan denemelerde görülmüş ki, pratikte download hızı için maksimum 1 Mbit/s ve upload için de 128 ile 384 Kbit/s arası bir hız geçerli.
Küçük fark: Farklı amaçlar
ADSL ve SDSL arasındaki farkı, kullanma alanları ve amaçları
yaratıyor. ADSL genel amaçlı bir ürün. Nasıl bugüne kadar
modem/ISDN ev kullanıcıları için internete açılan kapı idiyse,
bundan sonra da ADSL standart olacak. Normal bir sörfçü için
asimetrik bir teknik fazlasıyla yeterli. Çünkü sörf sırasında
internete doğru akan veri hacmi çok kısıtlı. İnternetten
kullanıcıya gelen veri miktarının yanında ihmal edilebilecek kadar
az. Kullanıcıdan internet yönünde yola çıkan büyük boyutlu veriler
ender rastlanan bir durum.
Avantajlı bir kalem de fiyatlar. ADSL bağlantıları kurmak SDSL’e göre daha ucuza mal oluyor. ADSL ile SDSL fiyatları her ikisini de sunan ülkeler de karşılaştırıldığında ADSL’in yarı yarıya daha ucuz olduğu görülüyor. Üstelik de hız, ISDN’in yaklaşık iki katı olduğunda. Hız arttıkça fark da artıyor.
Herkese göre değil: SDSL ne zaman
kazandırıyor?
Peki ülkemize de geldiği zaman SDSL’e para vermemiz bize ne
kazandıracak? Cevap basit aslında. Bir önceki başlık altında ADSL
ile farklarından bahsederken bunu da belirttik. Eğer internete
göndereceğiniz veriler çoksa ve siz de bir an önce bu verileri
göndermek istiyorsanız, SDSL size uygun çözüm olur. Zaten video
konferans, web hosting (web sayfalarını bulundurma) ya da ağları
bağlama gibi bir amacınız varsa SDSL’i almak zorundasınız.
Hem ADSL hem de SDSL için ülkemizde bir sorun mevcut. Her ne kadar hatlarda değişiklik yapılması gerekmese de santralin dijital bir santral olması gerekiyor ki gereken değişiklikler yapılabilsin. Ülkemizde azımsanmayacak kadar sayıda analog santral hala mevcut olduğu için, bu hizmetler de her yerde sunulamayacak. Eğer bölgenizde olup olmadığını ya da olup olamayacağını merak ediyorsanız, Türk Telekom’un aşağıdaki linkine bir göz atabilirsiniz (http://abone.ttnet.net.tr/adsl/).
Radyo Dalgalarıyla İletişim:
Kablosuz Ağ Çok Hızlı, Ama Yaygın Değil
Radyo dalgaları ile internet teknolojisi uzun zamandır var. Ama
teknik problemler yaygınlaşmasını bugüne kadar hep engelledi. RF
dalgaları teknolojisinde “Wireless Local Loops” adı verilen bir
teknik kullanılıyor. Çok kapsamlı gibi duran bu teknik, kullanıcı
ile sağlayıcı arasını temsil ediyor sadece. Telekom’un telefon
hatlarını kullanmayı gerektirmeden. Dört çeşit veri transfer yolu
var. Hücresel mobil sistemler, küçük hücre ağları, uydu sistemleri
ve RF sistemleri. İnternet kullanımı için enterasan olan yol RF
sistemleri. Söz konusu olan gigahertzler mertebesindeki sinyalleri
veren ve alan parabol antenler. Sinyaller mikrodalga ya da infrared
ışık ile taşınıyor. Dalga boyuna göre 100 km’ye kadar erişim
mesafesi olabiliyor. Pratikte erişilebilen mesafe daha kısa. Optik
RF sistemlerde ayrıca birbirini gören antenler şartı var. RF
sistemlerde noktadan noktaya ya da noktadan alana sistemleri
mevcut. Noktadan noktaya olanla da iki istasyon bir RF sistem ile
bağlanıyor. Özellikle de uzak mesafeler için ve servis
sağlayıcıları bağlamak için kullanılıyor. 155 Mbit/s’e kadar hızlar
söz konusu. Noktadan alana sistemler ise kısa mesafeler için
kullanılıyor. Kullanım alanı sağlayıcıdan son kullanıcıya. En büyük
problem ise kötü havalar. Yağmur her ne kadar fazla etkilemese de
sis ya da kar, sorunlara hatta bazen kopukluklara sebep
olabiliyor.
Bağsız bağlantı: Kablosuz sörf
RF ile internet çok hızlı. Ama henüz ülkemizde mevcut değil.
Almanya’da bazı bölgelerde 5 Mbit/s hızında bağlantılar
kullanılıyor. Ücretlendirme genellikle belli bir sabit kapasiteye
göre yapılıyor.
Uydudan İnternet: Uzaydan Gelen Veriler
Her Yerden Erişim: Antenle Son Sürat
Uydu bağlantı tipinde, yerdeki istasyondan kullanıcının istediği
internet verileri uyduya gönderiliyor. Yani yerden 37.850 km
yukarıya. Uydu oradan verileri dağıtıyor. Bu uzun yol gerçi uzun
gönderme ve yakalama sürelerine sebep oluyor, ama uyduların
saniyelerle ölçülen zaman dilimlerinde fazlaca megabit veri
dağıtabilmesi uzun süreleri unutturuyor. Servis sağlayıcıdan veri
gönderim (upload) yolu olarak da uydu talep edilirse ya da sadece
kiralanmak bile istense, bu çözüm son kullanıcı için çok pahalıya
geliyor. Gönderim yeteneğine de sahip uydu ekipmanlarının fiyatları
ise 10 bin dolarlar mertebesinde.
Tıkalı geri dönüş yolu
Bu durumda son kullanıcıya zorlamalı çözüm sunuluyor. Ama sonuç çok
da problemli değil. Çünkü istatistiksel olarak alınan veriler
gönderilen verilerin yaklaşık on katı. Bunun anlamı, uydu
bağlantısının yanına bir de analog ya da ISDN bir bağlantı kurmak
gerekiyor ve maliyet artıyor. Veri aktarımı tamamen interaktif,
yarı interaktif ya da tamamen pasif modda gerçekleşebiliyor.
İnteraktif bağlantılarda kullanıcının istekleri geri dönüş yolundan
ve buna verilen cevap da uydu bağlantısından tekrar kullanıcıya
iletiliyor. Sadece bir kerelik istenen hizmetlerde yani yarı
interaktif bağlantılarda, örneğin Video-on-Demand veya yazılım
download’larında geri dönüş yolu sadece istek sırasında gerekli
oluyor. Pasif hizmetlerde, ya da diğer adıyla “Push” hizmetlerde,
örneğin çevrimiçi gazete, finans hizmetleri ya da haber
ajanslarında PC’niz sizin istediğiniz verileri gelen veri nehrinden
süzüyor. Geri dönüş yoluna gerek kalmıyor.
Çanaktan PC’ye
Verilerin yakalanması için, dijital alıcılı bir çanak antene
ihtiyaç duyuluyor. Servis sağlayıcıya göre televizyon yayınlarında
sorun yaşandığını da önceden söyleyelim. İnternetten gelen
sinyaller PC’deki özel bir uydu-tuner kartına iletiliyor. Bu kart
sinyalleri çözüyor ve tarayıcıya ya da başka bir internet
uygulamasına iletiyor. Upload için bir analog modem ya da ISDN
gerekiyor. Peki bu kadar efora değer mi? Teorik olarak 8.000 Kbit/s
mümkün. Ama bilgisayar dünyasının altın sözü olan “Performansla
beraber fiyat da artar” burada da geçerli. Henüz ülkemizde çok
fazla alternatif olmamasına rağmen beklemekte fayda var.
Metin tabanlı web sayfaları üzerinde sörf yaptığımız, multimedya öğe olarak sadece fotoğrafları gördüğümüz devir çoktan geride kaldı. Çok fazla grafik öğe içeren, Flash ile desteklenmiş web sayfalarında hızlıca sörf yapmak için en hızlı modem bağlantısı bile artık minimum sınır olarak nitelendiriliyor. Bir de netten video izlemek ya da online radyoları dinlemek gibi bir isteğiniz varsa, internete bağlanmak için başka bir yol seçmenizin zamanı da çoktan gelmiş demektir. Bir yazıcı sürücüsünün 15MB’a, ortalama bir uygulamanın demosunun bile 100MB’a yaklaştığı günümüzde, eğer teknolojiyi takip etmek istiyorsanız, zaten yeni bir bağlantı şeklinin lüks değil de bir gereklilik olduğu ortaya çıkacaktır.
Üstelik indirilen veri başına maliyetleri hesapladığınızda, alternatif bağlantı şekillerinin çoğu size kesintisiz bir bağlantıyı, modeme göre daha ucuza sunabilir. Dünya çapında kullanılan çok farklı teknolojiler olmasına rağmen, ülkemizde ise şimdilik bunlardan sadece kabloTV, DSL ve uydu kullanılıyor. Hız olarak uydu en iyi çözümü sunarken maliyetler açısından da DSL en uygun çözüm gibi görünüyor. Yaygınlık açısından bakıldığında ise kabloTV, 2.5 milyona yakın aboneye ulaşacak olmasıyla birinci.
Para herşeyi çözmüyor
Tabii ki satın alırken hız ve maliyetlerin dışında, bulunduğunuz
konumun önemi de büyük. Örneğin bulunduğunuz semtteki telefon
santrali dijital değilse DSL bağlantısı almanız, kabloTV hattı
yoksa da kablo modem almanız mümkün olmayacaktır. Eğer ikisi de
yoksa, pahalı olmasına karşın tek çözüm şimdilik uydu modem
olabilir. Bağlantı şekillerinin maliyetini hesaplamak için
bölümlerdeki kutucuklara başvurabilirsiniz. Burada unutmamanız
gereken, her alanda olduğu gibi, burada da hız artıkça maliyetlerin
de artmasıdır.