Uygulamaların dinlemelerinden korkarken

Uygulamaların dinlemelerinden korkarken, ekran görüntülerini paylaştıkları ortaya çıktı!

Uzun zamandır varlığını koruyan ve sizin de tanıyacağınız bir komplo teorisi bulunuyor: Biri telefonunun yanında tatile çıkmaktan bahseder ve bir anda Facebook üzerinde uçaklar, otel randevuları ile ilgili reklamlar almaya başlar. İnsanlar uzun bir süredir telefonlarının gizli bir şekilde onları dinlediğini ve reklam hedefleri için bilgi topladığını düşünüyorlardı. Öyle ki oluşan bu mit, Boston, Massachusetts'deki Northeastern University bilgisayar bilimi akademisyenlerinin bir kısmının bir araştırma başlatmasına sebep oldu.

Her ne kadar bu araştırma sonucunda telefonların konuşmaları dinlediklerine dair bir kanıt bulmamış olsalar da, ortaya çıkan sonucun bir o kadar ürpertici olduğu inkar edilemez.

Yıl boyu süren araştırma, birkaç bin uygulamayı inceledi ve gizli bir şekilde ses kaydı alıp almadıklarını kontrol etti. 17.260 popüler Android uygulaması, her uygulamadan çıkan medya dosyalarını not alan otomatik bir programa sahip 10 Android telefon aracılığı ile takip edildi. Uygulamaların arasında Facebook ve sosyal medya devine bilgi gönderen 8.000'in üzerinde uygulama da bulunuyordu.

Gizmodo'nun belirttiğine göre uygulamaların mikrofonu açtığı veya ses dosyası gönderdiği bir örnek bile bulunmuyordu. Bunun yerine bazı uygulamalar ekran görüntülerini kaydediyor ve üçüncü partilerle paylaşıyordu.

Örneğin Gizmodo'nun alıntısına göre bir abur cubur teslimat uygulaması olan GoPuff, kullanıcıların uygulama ile etkileşimlerini kaydediyor ve bunların Appsee adlı mobil analitik firmasına gönderiyordu.

Her ne kadar bu işlem geliştiricilerin analitik firmalarını kullanarak uygulamalarını iyileştirmeleri için sıradan bir yöntem olsa da, GoPuff'ın gizlilik ilkesi bu durumdan bahsetmiyor. Söylenene göre araştırmacılar geliştirici ile iletişime geçtiklerinde de GoPuff gizlilik ilkelerini güncelleyerek kişiyi tanımlamak için kullanılan bilgilerin (PII) Appsee ile paylaşıldığını bildirime ekledi.

Tüm düzgün bilim adamları gibi bu araştırma ekibi de araştırmanın sınırlarının bulunduğunu belirtiyor ve uygulamaların asla gizlice dinleme yapmayacaklarına dair bir garanti vermiyor, sadece buna yönelik bir kanıt bulmadıklarını bildiriyor.

Akademisyenler, otomatik sistemlerin insan etkileşimlerini kopyalayamayacaklarını kabul ediyor ve bu yüzden de sonuçların gerçek bir insan söz konusu olduğunda değişmesi mümkün. Ayrıca insanların aksine program, uygulamalara giriş yapamıyor ve cihazın içerisinde işlenerek gönderilmiş olan ses dosyalarını gözden kaçırmış olabilir.

Sonuç olarak Facebook gibi uygulamaların kullanıcı bilgilerine erişme yol ve yöntemleri bulabileceğini biliyoruz ve bu araştırma, kişisel veri ve kullanıcı mahremiyeti hakkında var olan sosyal ortamı daha da destekler gibi gözüküyor.

Sonraki Haber

Forum