Windows 8: Geleceği önceden görmek

Windows'ta neler eksik? Neler fazla? Bu bilgiler ışığında 8'de olması gerekenleri araştırdık.

Mac OS ve Linux ile rekabete devam edebilmesi bakımından, Microsoft'un, bir sonraki Windows sürümünü yepyeni özelliklerle donatması gerektiğini hepimiz biliyoruz. Peki ne gibi özellikler? Chip Online olarak Windows 8 hakkında bilinenleri ve daha iyi bir Windows için yapılması gerekenleri bir araya topladık.

Microsoft, 27 Temmuz 1993'te Windows NT'nin üretimine başladı. NT, yani "New Technology" kavramı geçmişte kalmasına rağmen birçok Windows sürümünün ardından en son Windows 7 ile günümüze kadar gelmeyi başardı. Ayrıca yapılan onlarca geliştirmeye rağmen Windows'un kullanım özellikleri yaklaşık 20 yıldır çok az bir değişime uğradı. Peki devrim niteliğinde değişikliklerin zamanı hala gelmedi mi?

Windows Update ekibinden bir blog yazarının bu konuda görüşleri oldukça kesin: "[...] gelecek versiyonda insanların Windows konusunda genel beklentilerinden tamamen farklı şeyler olacak". Bu blog yazısı şu an silinmiş olsa da Google arama motorunun önbelleğinden görülebiliyor. Peki bir tür pazarlama hilesi mi? Belki de. Ama her ne olursa olsun somut bir şeyler ortaya koymadığı kesin.

Bu nedenle makalemizde Windows 8'in neye benzeyeceği konusunda bilinen dedikoduları ve fikirleri bir araya topladık.

Windows 8 hakkında bilinenler

Windows'un yol haritası: Yeni Windows 2012'de

Aslında Windows 8'in şu an Microsoft tarafından aktif olarak geliştirilmekte olduğu, kesin olarak bilinen tek şey diyebiliriz. Microsoft'un yaptığı farklı çalışmalar da bunu kanıtlar nitelikte.

Microsoft'un yol haritası konusunda ilk ipuçlarını Stephen Chapman, "Microsoft, Windows 8'i 2012 yılında piyasaya sürmeyi planlıyor" şeklinde kendi blogunda yayınlamıştı. Buna ek olarak Microsoft'un ilk kez bir işletim sistemini yalnızca 64 Bit olarak sunacağı şeklinde söylentiler de çıktı. Bu ihtimal dışı söylentilerin sebebi ise Robert Morgan'dı. Bir Microsoft çalışanı olan Morgan, kendi LinkedIn profilinde Windows 8'in 128 Bit desteği ile geleceğini duyurmuştu.

Microsoft tarafından şimdiye kadar Windows 8'e dair herhangi bir kesin bilgi verilmiş değil. Bu nedenle bu yeni sistem hakkında daha fazla bilgi almak isteyen kullanıcılar, Microsoft'un açıklamalarını beklemek zorunda.

Sürüm çıkmazı ve belirsizlikler ile Windows 8

Windows 7 sürümleri: Tüm farkları biliyor musunuz?

Sürümler, yazılımlar ve dosya yönetimi: Windows 8'de birçok konuda geliştirme ve iyileştirmeler yapılmalı.

Starter, Home Basic, Home Premium, Professional, Enterprise ve Ultimate: Windows'un tüm bu versiyonları arasındaki farkların tamamını biliyor musunuz? Doğru Windows versiyonunu seçseniz dahi Microsoft, kullanıcılardan her biri için farklı şeyler talep ediyor. Ayrıca 32 Bit ve 64 bit olarak sunulan versiyonlar da kullanıcının karar vermesini daha da zorlaştırıyor.

Şu da üzerine durulması gereken bir gerçek: Windows 7'nin ardından, Windows'un 64 Bit için tamamen hazır olduğu kanısına varılmamalı. Çünkü 2012'ye kadar birçok kullanıcı doğru donanımlara geçiş yapmak ve donanım üreticileri çabalarını 64 Bit sürücüler üzerinde yoğunlaştırmak zorunda. Bu tür nedenlerden dolayı aslında 2 tür Windows sürümü yeterli. 64 Bit bir User Edition ve yine 64 Bit bir Business Edition, kullanıcı seçimini oldukça kolaylaştıracaktır.

Yazılım ve dosya yönetimi
Bir Windows çoklu ortam yazılımı, bir ofis uygulaması veya eğlendirici bir oyun mu arıyorsunuz? Tabiki bu tür önemli download dosyalarını Chip Online'da kolaylıkla bulabilirsiniz. Fakat bizim önerdiğimiz seçenekler konusunda bilgisi olmayan kullanıcılar için bu tür şeyler zor gelebilir. Linux kullanıcılarının çok iyi bildiği, önemli kategorilerde yazılım önerileri sunan bir program yöneticisi iyi bir çözüm olabilir. Başka bir avantajı ise şu: Bu tür bir yazılım deposu her yönden daha güvenlidir. Böylece kullanıcılar sadece eski programları güvenli olmayan kaynaklardan indirmek zorunda kalır.

Kısacası Microsoft kendi yazılım deposunda sürücülerin ve programların daima son versiyonlarını bulundurursa, güvenliği de arttırmış olur. Çünkü saldırganlar tarafından yapılan tüm bilinen saldırılar, programların eski versiyonlarına karşı yapılıyor.

Program ve kullanıcı dosyalarının pencereleri, Windows Explorer'ın ilk sürümünden beri neredeyse aynı. Bu konuda tamamen bir revizyon yapılmasını öneriyoruz. Çünkü Windows 7'de bile Explorer, bir dosyanın müzik, video veya belgelerle ilgili bir dosya olup olmadığını tam olarak algılayamıyor. Buna ek olarak birçok kullanıcı tarayıcı navigasyonlarına alışmış durumda. Sekmelerde yapısal göstergeler, akıllı doküman önizlemeleri, arama özellikleri ve ince bir tasarım artık standart olmalı. Explorer bu konuda internet tarayıcılarından biraz kopya alabilir.

Anahtar kelime "Güvenlik"
Microsoft, müşterilerinin güvenliğini her yönüyle sağlayabilmek için gerçekten büyük uğraş veriyor. Fakat bu çaba sanki biraz kullanıcıların uzağında. Bu nedenle yalnızca en pahalı Windows sürümünde bulunan ve özellikle dizüstü bilgisayarlar için gerekli bir araç olan BitLocker'ın ekonomik versiyonlarda da sunulması doğru bir karar olacaktır. Özellikle, bilgisayarları Windows Home Premium ile gelen, güvenlik konusunda bilinçli kullanıcılar bu konuda oldukça kızgın.

Ayrıca dosya uzantılarının varsayılan olarak kapalı olması konusunda Windows'un ısrarının nedeni hala bilinmiyor. Kullanıcılar dosya uzantıları yüzünden işkence çekmek zorunda olmamalı. Şu anki Windows sistemlerinde dosya uzantılarının varsayılan olarak gizli olması belki daha kolay bir yönetim sağlıyor, fakat tecrübesiz kullanıcılar için güvenlik konusunda risklere davetiye çıkarıyor.

Sürücü harfleri & NTFS

Sürücü harfleri: Dopolama havuzu kullanıcıların işini kolaylaştıracaktır.

Sürücü harfleri konsepti, bilgisayar kullanımını gereksiz yere karmaşık hale getiriyor. Bunun yerine ortak bir depolama havuzu fena olmaz mı?

Birden fazla hard disk, onlarca ağ sürücüsü ve çıkarılabilir disklerle uğraşanlar çok sayıda sürücü harfine ihtiyaç duyacaktır. Ne yazık ki İngilizce'de yalnızca 26 harf bulunduğu için sistem ancak bu kadar sürücü harfi atayabiliyor. Tabi farklı yollarla bu sayı arttırılabiliyor fakat kullanıcılar sürücü harfi ataması konusunda israfı düşünmek zorunda olmamalı.

Fotoğraf ve video açısından ise dijital belleklere olan ihtiyaç gelecekte daha fazla artacağı için kullanıcılar yeni bir konsepte ihtiyaç duyacaktır. Bu nedenle sistem tarafından yönetilen bir depolama havuzu oluşturulmalı. Kullanıcılar ise yalnızca ne kadar boş hafıza kaldığını bilmeli. Ayrıca bu havuz entegre veri ortamından bağımsız olmalı, yani online yada offline kaynaklar fark etmemeli. Hafıza dolduğunda ise kullanıcılar bilgisayarlarına herhangi bir disk ekleyerek veya online kaynaklara bağlanarak havuzun kapasitesini kolayca arttırabilmeli. Kalan işlemleri ise sistem yapmalı.

NTFS: Güncelleme mi yoksa elveda mı?
NTFS dosya sistemi, Windows kullanıcılarına şüphesiz iyi bir hizmet sundu. Çünkü NTFS çok büyük dosyaları kullanabiliyor, günlük kayıtları sayesinde oldukça kararlı ve erişim konusunda güvenli bir sistem. Gölge Kopya Hizmeti ile kombinasyonu sayesinde dosya sistemi disk Snapshot'larına hükmedebiliyor. Fakat NTFS'te yapılan birçok geliştirmeye rağmen dosya sistemi en az NT kadar eski ve yakında 20. Yaşını kutlayacak. Sizce de NTFS halefinin zamanı gelmedi mi?

Dosya sisteminde yapılacak bir değişiklik, uyumluluk problemlerini de gündeme getirir. Buna rağmen yeni bir dosya sistemine geçme konusu gündemde ve en azından NTFS için bir güncelleme yapılması konuşulanlar arasında. Mac OS'un dosya sistemindeki gibi (HFS) akıllı bir disk kullanımı sunulduğu takdirde büyük çaplı disk parçalanmaları önlenebilir ve Windows'un genel performansı arttırılabilir. Ayrıca Snapshot'lar sistem kararlılığı ve güvenliği için önemli bir bileşen. Birim Gölge Kopyaları'nın sağladığı yararlar, sistemi kullanıcı için iyileştirmeye yönelik kullanılmalı. Explorer içerisine bir Timeline entegrasyonu yapılırsa yedekler ve düzeltmeler konusunda yepyeni imkanlar sunulabilir.

BTRFS dosya sisteminde sunulduğu şekilde, RAID fonksiyonlarını içinde barındıran bir depolama havuzunu yöneten dosya sistemi ilgi çekici olabilir. Ayrıca böyle bir dosya sistemi, sistem kullanımına bağlı olarak daha fazla güvenlik veya performans sağlayabilir ve aynı zamanda kullanıcı için daha faydalı olacaktır.

Bu bağlamda Microsoft'un asıl fikir olarak planladığı ve dosya sistemine yerleşik meta bilgisi sağlayan WinFS dosya sistemini (İlişkili dosya sistemi) hayata geçirip geçirmeyeceği veya bu konuda çabaların dosya arama özelliklerinin değiştirilmesinin ötesinde olup olmayacağı merak konusu.

Windows, Mac, Linux bir arada
Bir NTFS güncellemesi veya yepyeni bir dosya sistemi olması fark etmez. Diğer işletim sistemleriyle birlikte çalışmak, Windows'un çoktandır yapması gereken bir şey. Örneğin Linux medya sunucunuzu, kız arkadaşınızın MacBook'unu ve küçük kardeşinizin Windows oyun bilgisayarını tek bir ağ üzerinde birleştirmek titizlik isteyen bir iş. Fakat artık bir Windows kullanıcısı için bu işi yapmak oldukça kolay hale getirilmeli.

DirectX 12: Oyunlar, görseller ve çoklu dokunmatik

DirectX 12

Görsel konusunda şu anki Windows işletim sistemleri tartışmaya açık diyebiliriz. Bu nedenle teknik iyileştirmeler, her koşulda Windows 8'in en önemli amaçlarından biri olmalı.

Windows sistemizde video oynattığınızda, müzik dinlediğinizde veya oyun oynadığınızda sisteminizin bu tür uygulamalar için ilk bakacağı yer DirectX paketleridir. Fakat en son DirectX 11 versiyonu ile daha çok grafik hesaplamarına yöneldiğini söyleyebiliriz.

DirectX 11'deki en heyecan verici özelliklerin birisi de gölgelendiriciler (shaders) konusunda oldu. Bu yeni özellik, grafik işlemcisi (GPU) performansının yalnızca 3D işleme için değil, başka alanlarda da kullanılmasını sağlayarak programcıların işini kolaylaştırıyor ve kullanılan grafik kartından da bağımsız bir sisteme sahip. Bu nedenle gelecekte, geleneksel Windows uygulamalarının modern grafik kartlarının gücünden nasıl yararlanacağı sorusu mutlaka gündeme gelecektir (GPGPU).

Bununla birlikte Microsoft, yeni internet tarayıcısı konusunda ilk adımları zaten atmıştı ve Internet Explorer 9'un 2010 sonunda piyasa çıkması muhtemel. IE9 ile birlikte tipik bir Windows uygulamasının performansını arttırmak için DirectX de kullanılmış olacak. Ayrıca DirectX yardımıyla grafik kartlarının daha çok alanda kullanılması işletim sistemleri için de heyecan verici bir seçenek olacaktır.

Çoklu dokunmatik mi? Yoksa Natal mı?
Apple ve iPhone, çoklu dokunmatik açısından kullanıcılara yepyeni zevkler tattırdı. Fakat sistemin parmakla yönetimi akıllı telefonlara ve bu tür cihazlara büyük faydalar sağlarken, Windows masaüstü bilgisayarlar bu alanda şimdiye kadar yeterince mesafe katetmiş değil. Ekrana uzanan bir kol ile dokunmatik ekranı kullanmaya çalışmak tabiî ki pek normal bir durum değil. Bu nedenle Microsoft'un "Information Worker" şeklinde adlandırdığı günümüz bilgisayar kullanıcıları, bu gibi nedenlerden ötürü dokunarak bilgisayar kullanmanın eksikliğini yaşıyor. Fakat PC kontrolü konusunda bir devrim neden olmasın?

Microsoft cephesinde bütün gerekli ilaveler, Xbox 360 oyun konsolu için geliştirilen "Natal" projesi üzerine yapılmakta. Bu proje tamamlandığında PC oyunları ve multimedya uygulamaları insan vücudu ile kolaylıkla kontrol edilebilecek ve sonrasında "Arttırılmış Gerçeklik" masaüstü bilgisayarlara taşınacak. Şu an birçok kullanıcının çoklu dokunmatik özelliği olan ekranlara yönelmesi gibi, çoğu Windows kullanıcısı böyle bir ek cihazı satın almak isteyecektir. Bu konuda en büyük avantaj ise, Microsoft, Natal ile dokunarak kullanımın da sonunu getirecek.

Oyun modu nerede?
Birçok uygulama Windows PC'de olduğu kadar Apple ve Linux bilgisayarlarda da çalıştırılabiliyor. Fakat konu oyunlar olduğunda ise Windows hala rakipsiz. Oyuncu olarak adlandırılan bu kullanıcılar ise kendilerine özel bir Windows moduna sahip olmak istiyorlar.

Bunun sebebi ise işletim sisteminin gereksinimlerinin hiç de az seviyede olmaması. Overclock ve sistem ayarlama gibi konular bu nedenle oyuncular arasında oldukça popüler. Kısacası maksimum performansa ulaşabilmek için Microsoft, oyunculara özel bir oyun modu yapabilir. Bu modun var olan işletim sistemlerine entegre edilebilmesi de büyük bir önem taşıyor. Kullanıcı oyunu başlattığında, bu mod tüm gereksiz sistem kaynaklarını boşaltabilir, bekleyen görevleri durdurabilir ve maksimum performans için sistem kaynaklarını oyuna aktarabilir.

Live & Bulut bilgi işlem ilişkisi

Uygulamaları ve kaynakları internet ortamına aktarmak sıra dışı bir fikir. Mevcut aktarma işlemleri ise Windows Live ile daha da gelişmeye müsait.

Windows 7'nin bir e-posta istemcisi ile sunulmaması, aslında bilinen gerçeklerin yalnızca yarısı anlamına geliyor. Windows Live Hizmetleri'nin yardımıyla kullanıcılar bir e-posta istemcisine, Movie Maker'a, fotoğraf galerisine sahip olabiliyor, çevrimiçi dizinlere erişim sağlayabiliyor ve diğer servisleri de ücretsiz olarak internetten kolayca yükleyebiliyor.

Çevrimiçi servislerin kullanımı esnasında bilgisayar kaynaklarını korumayı amaç edinmek, akıllıca ve modern bir düşünce niteliği taşıyor. Bu nedenle kullanıcı için bilgisayar üzerinde yüklü bir programın simgesini tıklamakla çevrimiçi bir kaynak üzerinde bulunan bir simgeyi tıklamak arasında çok fark olmamalı. Windows Live Hizmetleri ise bu bakımdan biraz karışık.

Web uygulamalarının entegrasyonu
Kullanıcılar yüklemeden sonra mümkün olduğunca kolay bir şekilde ihtiyaç duyduğu hizmetlere karar verebilmeli. Kurulum ve bağlantıların temizliği ise sistemin kendisi tarafından yapılmalı. Bu yüzden Windows 8'in başlangıç menüsüne yeni Office Web uygulamalarına ait bir bağlantı konulabilir. Ayrıca kullanıcılar verilerini diledikleri zaman Windows SkyDrive üzerine yükleyebilmeli, bunun için Windows Explorer üzerinde kolayca erişilebilir bir bağlantı olmalıdır.

Ayrıca Windows Phone gibi mobil cihazlarla birlikte çalışmak da oldukça önemli bir konu. Bu tabiî ki bir görseli veya programı hem PC'de hem de mobil cihazda çalıştırabilme anlamına gelmemeli. Daha önemlisi, veri senkronizasyonu konusunda sorulara iyi yanıtlar bulunmalı. Kullanıcı bir takvim girişi yaptığında, bu kayıt otomatik olarak her iki sistemde görünmeli. Tarayıcı kısayolları ve notlar vs. için de aynı durum geçerli. Kısacası hangi Windows cihazı olursa olsun, kullanıcılar verilerine kolayca erişebilmeli.

Merkezi bilgi hizmeti
Windows, bugüne kadar tüm sistem bilgisini içinde barındıran merkezi bir alandan yoksundu. Örneğin bir kopyalama işleminin ne kadar süreceğini Windows Explorer penceresinden takip edersiniz. Ya da dosya indirme süresi ile ilgili bilgileri Internet Explorer aracılığıyla öğrenirsiniz. E-posta mesajlarınızın veya anlık mesajlarınızın durumunu da yine ilgili programdan görebilirsiniz.

Microsoft, Windows 7'de birtakım bilgileri görev çubuğunda gösteriyor olsa da bizce bu çaba kullanıcılar için yeterli değil. Çünkü uygulamalara ait bilgi mesajlarını ve durumları sistem tek bir bilgi noktasında bir araya toplamalı. Windows uygulamaları ve oluşturulacak bilgi hizmeti her iki yönde de birbirleriyle haberleşebilmeli. Bu hizmetler arasındaki iletişim ise arkaplanda olmalı, kullanıcıyı sürekli rahatsız etmemeli ve kullanıcılar tek tıklamayla bu merkeze ulaşabilmeli.

"XaaS" uzak bir gelecek mi?
"Everything as a Service" (XaaS) fikri Windows 8'de kesin olarak kullanılmayacak. Buna rağmen gelecek versiyonda bazı alanlarda kullanılması kötü bir düşünce olmazdı. Bulut sistemlerdeki uzaktan uygulamalar ve depolama günümüzde bir hayal değil, aksine tamamıyla gerçek. Bu yüzden gelecekte kullanıcılar kendi Windows'larını yalnızca modülleri birleştirerek oluşturabilmeli. En büyük avantajı ise şu: Sistem kaynakları bulutta yükleneceği için zayıf Netbook'larla veya PDA'larla bile kullanıcılar en karmaşık işleri yapabilecek. Ayrıca bu teknoloji ile "ihtiyaç duyduğunuz kadar bilgisayar gücü"nü seçebileceksiniz.

Microsoft, kendi bulut projesi Azure ile bu işlemlerin şu an bile yapılabildiğini gösterdi.

Çok çekirdek teknolojisiyle herşeyi sanallaştırmak

Sanallaştırma (virtualization), ayrıştırma (modularization) ve paralelleştirme (parallelization): Teknolojideki radikal değişimler Windows'un sonunu mu getirecek?

İyi bir sistem, kullanıcıların ihtiyaçlarına kolayca adapte olabilmek için modüler olmalıdır. Geçmişten bugüne Windows'u değerlendirdiğimizde ise gittikçe karmaşıklaştığını ve bileşenlerin birbirine bağımlılığını ilk bakışta kavramanın oldukça zorlaştığını söyleyebiliriz. Kısacası kullanıcılar işletim sisteminde ihtiyaç duymadıkları kısımları kolayca kaldıramıyor.

Windows Vista'dan beri Microsoft, bileşen bağımlılıkları ve bileşenlerin kaldırılmaları üzerine çalışmalar yapmaya devam ediyor. Bu nedenle de sistem kararlılığı her geçen gün artmakta. Herhangi bir işlem yanıt vermediğinde artık sistemin tamamı etkilenmiyor. Yani Microsoft'un bu konuda gerçekten büyük iş çıkardığını söyleyebiliriz.

Fakat Microsoft'un bu alandaki çabaları devam etmeli ve kullanıcılar yalnızca ihtiyaç duydukları bileşenleri çalıştırarak kaynakları doğru uygulamalar için kullanabilmelidir. Ayrıca veri kurtarma veya sistemi bir çoklu ortam sunucusu olarak kullanma gibi amaçlar için sistem durumu değiştirilebilir olmalıdır.

Sanallaştırmayı kullanmak
Microsoft, "Singularity" ve "Midori" gibi projeleriyle, gelecekte Windows dünyasının ötesinde başka sistemlerin olabileceğinin de ilk işaretlerini verdi. Amaç ise daha güvenli, daha uyumlu ve daha güçlü bir Windows halefi yaratmak.

Bir düşünün: İşletim sisteminin asıl çekirdeği veya donanımla iletişim kuran bir çekirdek. Her iki fikir de ortak bir mikro çekirdeği anlatıyor. Sistem çekirdeğindeki ikinci bir katman ise yüksek öncelikli görevleri yerine getiriyor, program ve veriler için gerekli işlemleri kendi kayıt alanına gönderiyor. Ardından bu SIP'ler (Software Isolated Processes), işlemleri programlardan ve verilerden ayırıyor. Bir SIP için izin ver / reddet şeklinde belirli bir kurallar listesi tanımlanarak sistem güvenliği arttırılabiliyor. Hatta Microsoft, sekmelerdeki işlemleri ayırarak Internet Explorer ile bu yönde ilk adımı atmış oldu.

Midori'nin başlangıcından sonra programlar işletim sistemine sanal modüller olarak kurulabilecek. Bu hem sistem güvenliğini arttıracak, hem de her bir cihaz üzerindeki uygulama (aynı Hypervisor ile) çalıştırılabilecek. Böylece uyumluluk sorunları da bir nevi tarih olacak.

İşte bu tür radikal değişimler Windows'un sonu anlamına gelebilir. Microsoft'un geri uyumluluk pahasına böyle bir adım atıp atmayacağı merak konusu.

Paralelleştirme ile daha fazla çekirdeğe uyum sağlamak
Günümüzde birçok kullanıcı kişisel bilgisayarında çok çekirdekli bir işlemci kullanmayı tercih ediyor. Bu akım, gelecekte ise daha da artacak. Çünkü çok çekirdeğe uyumlu yazılım beklentileriyle birlikte, kullanıcılar bilgisayarın potansiyel gücünden daha fazla faydalanmak istiyor.

Windows 7 için bu konuda verilen çabalar, bir sonraki sistem için de verilmeli. Özellikle Windows bileşenleri ve uygulamaları, altı veya daha fazla işlemciyi etkin bir şekilde kullanabilme yeteneğine sahip olmalı. Bu nedenle gelecek versiyonun, 3. Parti uygulamalar için de çok çekirdek desteği verebilen bir Microsoft sistemi olup olmayacağı merak ediliyor.

Sonuç: Windows daha basit olmalı

Windows 8 veya tamamen yeni bir sistem olması bizce önemli değil. Bir sonraki Microsoft sistemi kullanıcı için basit olmalı!

Microsoft, şu anki zaman diliminde Windows'un geleceği hakkında deyim yerindeyse ser verip sır vermiyor. Fakat başarılı ve uzun bir NT geçmişinin ardından köklü değişiklikler yapmanın tam zamanı.

Önerilerimiz biraz fazla lüks gibi görünse de, işletim sisteminin belli alanlarının ayrıştırılabilmesi konusu kesinlikle düşünülmeli. Microsoft bu tarz lüks istekleri karşılayamaz ise bile Windows'un son versiyonları birçok konuda geliştirmeye açık.

Windows'un kullanımı konusunda ise halen büyük engeller bulunuyor. Bir yığın farklı Windows versiyonu, standart olması gereken programların Windows Live ile sunulması ve yazılımların yönetimi, Microsoft'un gözden geçirmesi gereken konulardan bir kısmını oluşturuyor. Ayrıca farklı işletim sistemlerinin bir arada kullanımı da Windows kullanıcıları için önemli bir konu.

Çok sayıda geliştirme yapmak yerine, Microsoft, fanatiklerini gerçek buluşlarla ve yeniliklerle şaşırtmalı. Mesela yüksek performans için sürücü harflerinden vazgeçmek ve yönetilmesi kolay depolama havuzları oluşturmak mümkün bir seçenek. Fakat giriş aygıtlarıyla masaüstü bilgisayarlara çoklu dokunmatik özelliği kazandırmanın başarılı olup olmayacağı konusunda kuşkuluyuz. Buna karşın "Natal" projesi aracılığıyla Windows PC'leri oyun konsollarıyla birleştirmek göz alıcı olabilirdi.

Sonraki Haber

Forum