İnsan ve Gizem
Gün geçmiyor ki paranormal bir haber çıkmasın basında..
"Da Vinci Şifresi"...Dan Brown'un olay yaratan kitabı. Kitap o kadar başarılı oldu ki, her esere nasip olmayan, beyaz perdeye uyarlaması dahi yapıldı. Peki neydi bu kitabı bu kadar başarılı yapan, yazarını da şan, şöhret ve paraya boğan şey? Okumayanlar ya da izlemeyenler için konusunu birkaç cümleyle özetlemek gerekirse; sözde İsa, Maria Magdelena adlı -
tarihçilerce İsa'nın öğretisiyle doğru yolu bulan bir hayat kadını olan - biriyle evlenmiş ve soyunu devam ettirmiştir.
(Maria Magdelena, İsa'nın sağında oturan efemine kişi, Dan Brown'a göre. Aslında İsa'nın havarilerinden Yuhanna. Fotoğraf: Son Akşam Yemeği - Sevgi Aşcı, Deyrülzafaran Kilisesi - Mardin)
Tabi bu kitabın konusu bir kurgudan ibaret olmasına rağmen, yazar öyküsünün içindeki, yer yer tarihsel ve bilimsel gerçekleri de içeren; küçük, can alıcı noktaları birbirine öyle güzel bağlamış ki insanın neredeyse inanası geliyor. Hatta kitap o kadar inandırıcı ki Papa bile eserin, Hristiyanlığın değerlerini korumak adına, bir safsata olduğuna ilişkin bir açıklama yapıyor, muhafazakar Hristiyanlar filminin yapılmasını engellemeye çalışıyorlar. Bunların hepsi kitabın ve yazarın daha fazla tanınmasına yol açtı. Yani aslında onu protesto edenler bir nevi onun bedava reklamını da yapmış oldu.
Israrla kurgu olduğu söylenen bu kitap, buna rağmen, benim aklımda bir soru işareti bıraktı. Yani her ikisinin de; kurgunun da, gerçek olduğu iddia edilen şeyin de mümkün olabileceği düşüncesini aklıma soktu. Bu, Dan Brown'un macera-kurgu dalındaki yazarlık yeteneğinin bir sonucu da olabilir belki sadece ama, felsefedeki "doğru bilginin imkânsızlığı" ilkesini bu bağlamda ele alacak olursak; hele ki tarihi milattan öncelere dayanan böyle bir konuda hangisinin gerçek olduğunu öğrenmek gerçekten imkânsızdır.
Baştaki konumuza geri dönelim. Bu başarıya nasıl ulaşıldı? Cevabı "merak" olabilir mi? İnsanlar merak ederler. İnsanların defalarca uydurma, gerçek dışı ya da cevabı olmadığını duyduğu ama yine de zaman zaman kafalarını meşgul eden konular vardır. Uzaylılar, Maya uygarlığının yok oluşu, Atlantis kıtası, büyü, Mısır piramitlerinin inşası gibi konular...
İşin gerçeği şu ki, insanoğlu cevabını bulamadığı şeylere hayranlık duyar. Gizemi sever, doğaüstü olana inanmak ister. Belki de insan bu soruların cevaplarını bulmak için vardır ya da insan olmasaydı "soru" diye bir şey olur muydu?
Şahsen her şeyin bir cevabının olduğu bir dünya düşünemiyorum. Nasıl insan sorularıyla birlikte var oluyorsa, sorular bitince belki o da biter.