Önce keylogger'larla tanıştık. Hem yazılım, hem de donanım olarak karşımıza çıkan keylogger, en basit tanımıyla klavye yardımıyla yazdığını her şeyi (şifreler de dahil) kayıt altına alan ve başkalarına gönderen bir sistem.
Daha sonra, kablosuz klavyelerle yazılanların da, elektromanyetik dalgaların tespiti ile ele geçirilebildiğini öğrendik. Kablosuz klavyeler doğal olarak her tuş vuruşunu alıcıya gönderiyor ve bu arada gerekli donanıma sahip olan biri her hareketi görebiliyordu.
Bu durumda en güvenlisinin kablolu bir klavye kullanmak olduğunu düşünürken bir kez daha hayal kırıklığına uğradık. İsviçre'de yapılan denemeler, kablolu klavyelerin de elektromanyetik dalgalar yaydığını, bu yüzden her tuş vuruşunun 20 metrelik bir mesafeden tespit edilebileceğini ortaya koydu. 11 farklı klavye ve anten modeliyle yapılan denemelerde, yazılan yazının diğer bir bilgisayar tarafından rahatlıkla tespit edilebileceği ispatlandı. Üstelik bu durum, arada duvar olsa bile geçerli...
İnternet bankacılığının giderek daha yoğun bir biçimde kullanıldığı günümüzde, klavyelerin saçtığı tehlike gerçekten dikkate değer. En iyi çözüm ise, birçok bankanın sunduğu "sanal klavye"yi kullanmak...