Kanserle Yaşam ve Savaş

Mustafalar
31-03-2016, 15:42   |  #1  
Mustafalar avatarı
OP Taze Üye
Teşekkür Sayısı: 0
0 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Mar 2016

Kanserde Beslenmenin Rolü (Kanserden Korkma)
Herkese Merhaba,
Kanser hastalığı ile tanışmamız ve bu yolda ilerlerken araştırmalarımızın sonucun da edindiğimiz
tecrübeleri anlatmak istedik. Çünkü kanser hastaları ve yakınları son derece yalnız, çaresiz,
umutsuz durumda. Çoğu kimseden net bilgi alınamıyor. Yada alın gidin yapacak bir şey yok deniliyor. Biz bunu yaşadık ve hala yaşıyoruz. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Kanseri en iyi çeken ile yakınları çok iyi bilir. Allah kimsenin başına vermesin. İnşallah tüm kanser hastalarımız en kısa zaman da iyileşir.

Kanserle ilk tanışmamız 1985 yılında dedemle başladı. Cilt kanseri olup uzun bir tedavinin
sonucun da 1989 yılında hakkın rahmetine kavuştu.
İkinci kanser vakamız Canım Babam. 2001 yılında Akciğer kanserine yakalandı.Bir yıl süren ilaç ve
kemoterapi tedavisi sonucu 2002 yılında o da hakkın rahmetine kavuştu.
2003 yılında Amcam cilt kanserine yakalandı.Belki de bu bizim için araştırma adına bir başlangıç
oldu.İncir meyvesi ile hazırlanan bir karışımla amcam bu illetten kurtuldu.
2007 yılında annem rahim kanserine yakalandı. 2008 Ocak ayında ameliyat olarak rahim, yumurtalık
ve tüpler alındı. Kontrollerimizi yaparak 2013 Temmuz ayına kadar sorunsuz geldik.
Temmuz ayında çekilen Pet BT de Karaciğer de metastaz(yayılım) geliştiği vurgulandı acilen
ameliyat ve kemoterapi tedavisi yapılması gerektiği vurgulandı.
Bu durum bizim irkilmemize ve tekrar ciddi boyutta araştırmaya itti. Türkiye de hatta yurt
dışında bile bir çok konu da araştırma ve analiz yaptık. Kanseri değişik yollarla yenen çok insan olduğunu gördük. Bizde bu yöntemleri denemeye başladık. Allaha şükürler olsun çok iyi sonuçlar almaya başladık.

Araştırmalarımızda ve edindiğimiz tecrübelerde şunları önemle vurgulamak istedik.
1. Beslenme son derece önemli. ( Kanser de Önemi çok büyük )
2. Moral ve Motivasyon
3. Doğru Tedavi

Beslenme neredeyse kanserle savaşta en önemli yapı taşı niteliğinde.
Öyleki yediğiniz içtiğiniz le kanser hücrelerini besliyor olabilirsiniz.
Beslenmede asıl önemli olan yediğiniz ve içtiğinizin doğal olması.
Beyaz ekmek yerine tam buğday unlu ekmek tüketilmesi tavsiye edilmektedir.
Şeker tüketiminden kaçınılmalıdır. Hazmı zor yiyecekler ve içecekler tüketilmemelidir.
Uzmanlar Sebze ağırlıklı beslenmeyi vurgulamaktadırlar.

Beslenmede en önemli kaynaklardan bir tanesi zeytin yağı. Zeytin yağı içerisindeki squalene
maddesi sadece zeytin yağı ve köpek balığı kıkırdağı içerisinde var. Günde en az 100 gr
tüketilmesi kanserle savaşta size katkı sağlayacaktır.

C vitamini kanserle savaşta yine katkısı küçümsenemeyecek şekilde. Kanser hastası en günde 3 kez olmak üzere duruma göre 3-10 gr arası kullanması gerekiyor. Fazla alım da çok da önemli değil
sadece ishal yapıyor. Zaten büyük boşaltımımızın(dışkılama) günde en az 2 defa olması gerekiyor.

Keten Tohumu yağı yoğurtla beraber tüketildiğinde ortaya bir protein çıkıyor. Bu protein kanserle
savaşta etkin bir rol üsleniyor.

Kanser hastaları zaman içinde kanser hücrelerinden dolayı kansız kalabiliyorlar. Carvacrol
maddesi vücutta antibiyotik etkisi yarattığı gibi kan hücreleri sayısını hatırı sayılır derece
de arttırmaktadır. Bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Kanserle savaş ta önemli rol üstlendiği vurgulanmaktadır. Ayrıca saça sürüldüğünde yağlanmayı durdurduğu ve dökülmeye önleme de katkısı olduğu söylenmektedir. Yabancı sitelerde kanser üzerine Carvacrol ilgilli bir çok yazı bulabilir inceleyebilirsiniz.

Vücuda kimyasal olarak ağır sanayide işlenmiş ürünler kullanmamalıyız. Örnek olarak şampuan
yerine saf ve doğal zeytin yağı sabunu kullanmalıyız. Kıl deliklerinden bütün kimyasallar vücuda
emilmektedir. Daha doğrusu vücudumuza girenlerin doğal olmasına dikkat etmeliyiz.

Bahsettiğimiz bu konularda kullanılanların doğal ve güvenilir olması çok önemli. Vücudumuzu kandırmamalıyız. Sonra üzülen hüsrana uğrayan yine biz oluruz.

Kanser hastalarının ve sağlıklı insanların kesinlikle kabız olmamaları gerekmektedir. Kabız
olunduğu durum da boşaltım sorunu var demektir. Dolayısıyla toksinler ve atıklar vücudumuz da
beklemekte anlamına gelmektedir. Dolayısıyla vücudun asidik hale geldiği vurgulanmaktadır. Asidik ortam kanser hücrelerinin çoğalması ve gelişmesi için zemin hazırlamaktadır. Bu sebeple vücudumuz bazik yani alkali olmasına özen göstermeliyiz. Vücudu Alkali yapmak için Karbonat ta kullanabilirsiniz. Fazla karbonat kullanımı yine ishal yapmaktadır. İnternette kullanımı ile ilgili olarak bilgiler bulabilirsiniz. Günde en az 2 defa büyük boşaltım işleminin yapılabiliniyor olması gerektiğini vurguluyor uzmanlar. Keza en az 5 ve üzeri idrarınızı da yapmanız gerektiği vurgulanıyor.

Annemin kanı HGB 5 kadar düştü ve kansızlık oluştu.Yaklaşık bir ay gibi bir sürede Carvacrol
sayesinde kan 14.56 seviyesine yükseldi.Biz ailecek ve bilhassa annem bahsettiklerimizi harfiyen
kullanmaktayız. Kemoterapiyi kendi kararımızla kullanmadık. Annemin bütün tetkik ve tahlillerinin önceki ve sonraki hallerinin raporları elimizde mevcut. İsteyen olursa paylaşabiliriz. Çoktan ölmesi gerekirken sıkıntılarımız var ama hala çok şükür yaşıyor. Kanser şu anda durmuş durumda.İnşallah bu şekilde savaşarak vücut kendi nasıl üretmişse yine aynı şekilde vücut tarafından yok olacaktır.

Maalesef büyük şehirlerde doğal ve sahte olmayan ürün bulmak neredeyse samanlıkta iğne aramakla eş değer. Annemin bu hastalığı sebebiyle Allahın da yardımıyla aradıklarımızı çok şükür saf ve doğal olarak bulabilmekteyiz.

Keten Tohumu yağını soğuk pres yöntemiyle ısıl işlem görmeden elde eden kooperatifler mevcut. Aynı şekilde Carvacrol ve C vitamini doğal ve güvenilir yerlerden temin edebilirsiniz. Zeytin yağı sabunu da yeteri derece de köylerde mevcuttur.

Bahsettiğimiz Zeytin Yağı, Keten Tohumu Yağı, C Vitamini ve Carvacrol un temininde arkadaş çevremize yardımcı olabilecek duruma geldik. Bir çok arkadaşımıza ve yakınlarına temin ettik ve tecrübelerimizi aktardık. Faydalarını fazlasıyla gördüler.

Bizde bilhassa kanser hastalarına yakınlarına yardımcı olabilmek ve sağlıklı yaşamak adına bu
Allahın şifa mucizelerini temin edebilecek ve devamını sağlayacak duruma geldik. Bizlere yardımcı olanlardan Allah razı olsun. Allahın izniyle gücümüz yettikçe bizde bu illetle savaşanlara yardımcı olacağız.

Bu anlattıklarımız sizde bir çağrışım yaptıysa ve araştırmacı yapınız varsa zaten araştırır ne demek istediğimizi anlarsınız. Bahsettiğimiz konularla ilgili internette çok bilgi olduğunu görürsünüz.Bir örnek verecek olursak;

"" www.geocities.ws/kansertedavisi ""

Yorumlarınız, istekleriniz, yardımlaşma ve dayanışma için [email]mustafalar61@gmail.com[/email] adresine iletebilirsiniz.

Kullandığımız Alternatif Tedavileri ilerleyen zamanda paylaşacağım. Paylaştıklarım kanserle savaşta yardımı hatırı sayılır kullanan herkese yine önemli katkısı olmuş Allahın doğal mucizeleridir. Çevremizde bu şekilde çok örnek vardır. En yakın örnek annemdir. Biz inat ettik bu illetle Allahın izniyle savaşıyoruz.

Ayrıca sizlerin de araştırdığınız ve tecrübe ettikleriniz varsa lütfen insanlık adına bu gibi forumlarda paylaşalım. İllaki herkesin duygularının istismar edilmesine, parasıyla rezil rüsva olmasına, umut tacirlerinin ellerine düşmenine gerek yok. Allah rızası için lütfen paylaşın ve paylaşılmasında yardımcı olun.

Bütün kanser hastalarımızı Allah şifa versin , sağlıklı insanlarımızında sağlığını daim etsin.

Son Düzenleme: Mustafalar ~ 31 Mart 2016 15:44 Neden:
Mustafalar
23-05-2018, 18:14   |  #2  
OP Taze Üye
Teşekkür Sayısı: 0
0 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Mar 2016

Uzmanlara göre her bünye ve bu bünyelerde gelişen hastalıkların kişiye özel olduğunu vurgulamaktadırlar. Tür, gelişme, seyri, süre, etkileri, iyileşme gibi süreçlerde kişiye özel olduğunu vurgulanıyor. Yazılanlara ve yorumlara bakıldığında genelde hızlı iyileşme bekleniyor görünüyor. İyice araştırılırsa Tümör vb. hastalıklar bir iki günde oluşmuyor ki bir iki günde iyileşmesini bekleyelim. Aylar, yıllar içerisinde dokular etkilere maruz kalarak başkalaşarak bozularak deforme olarak bu hale geliyorlar. Malum kişi faktörü de ortada. Araştırın bu konu ile ilgili bir çok Türkçe ve yabancı kaynak bulursunuz. Önemli olan hastalık farkedildikten sonra artık bir şeylerin yolunda gitmediğini vücut alarm sinyalleri veriyor anlamına geldiğini yorumlamak gerekiyor. Örneğin otomobilinizde su veya yağ kalmadığında yada herhangi bir arıza ışığı yandığında kendini korumaya alıp artık sizi servise götürülmesi gerektiğini ikaz ediyor. Mantık aynı. Hastalıklarda da aynı mutlaka doktora gidilip teşhis çok önemli. Sonrasında doktorun tedavisine ek olarak kendiniz de takviye edip iyileşme sürecini zamana bırakmak gerekiyor görünüyor. Tecrübe edilmeyen kulaktan dolma yöntemlerde yola devam etmek sorun olabilir. Piyasada bir çok sahte umut taciri var. Milletin duyguları ile oynuyor. Bu yüzden sizlerin de araştırdığınız ve tecrübe ettikleriniz varsa lütfen insanlık adına bu gibi forumlarda paylaşalım. İllaki herkesin duygularının istismar edilmesine, parasıyla rezil rüsva olmasına, umut tacirlerinin eline düşmesine gerek yok. Allah rızası için lütfen paylaşın ve paylaşılmasında yardımcı olun.
Maalesef  doğal ve sahte olmayan ürün bulmak neredeyse imkansız hale geldi. Herşeyin sahtesini yapabiliyorlar. Biz annemde Allahın da yardımıyla aradıklarımızı çok şükür saf ve doğal olarak bulabildik. HTT(hypericum triquetrifolium turra) türü kantaron yağından da çok olumlu sonuçlar aldık. Piyasada doğalını ve usulüne uygun hazırlanmışını bulmak nerdeyse yok gibi bir şey, piyasada olanların çoğu gelişigüzel hazırlanmış ve doğru kantaron değil görünüyor. Türkiye de çok fazla farklı türü var. Çoğu da birbirine beziyor. Yine makalelere göre mantar, parazit, virüs ve bakterileri kaynaklı hastalıklarda göre son derece etkili görünüyor. Allaha şükür biz bulabildik ve bulabiliyoruz. Fikir alışverişi için mustucerbe@gmail.com adresine iletebilirsiniz.
Sağlığınız daim olsun. Sağlıcakla kalın.