mcse pls

redschullone
25-12-2008, 10:45   |  #26  
Taze Üye
Teşekkür Sayısı: 0
11 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Eyl 2008

Aslında bende bilişim eğitimde kurslara katıldım.Ama içimde yinede korku war bakalım sınavlar nasıl geçicek.

edemirci1
22-02-2009, 00:39   |  #27  
Taze Üye
Teşekkür Sayısı: 0
13 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Eyl 2006
demirogun
bir arkadas bilgisayar mühendisliği bitirmek gerekiyor demiş.ona cok güldüm. şu anda eğitim aldıgım yerdeki hocam bilgisayar mühendisi ama bu cümleye cok sinir olur.keske b.m. okumasaydım der bosuna 4 senem gitti der. kendisi aslen yazılımcı başta eğitmenlik sertifikası olamak üzere tüm microsoft sertifikalarına sahip,yurt dısında ibm ve philip morriste yazılımcı olarak calısmıs birisi. onun deneyimine sonsuz güvenim var ve söylediği tek şey serdarates'in de dediği gibi sertifika önemli fakat içi dolu olacak. o yüzden bir yerden başlamak lazım. o bir yerden başlamak o kadar zor ki serdar bey... ben antalya'da yasıyorum belki sorun buranın turizm şehri olması. ingiliz dili edebiyatı mezunuyum ve istesem de soruları ezberleyemiyorum,hepsini rahatça anlayıp ezber yapmak daha zor geliyor. o yüzden bir yerden başlamak çok zor
Üniversiteleri sertifika veren kuruluşlarla karşılaştırılması ve gülünmesi oldukça vahimdir. Biri sertifika verir biri diploma verir. Sertifikasyon eğitimlerini üniversitelerde ücreti karşılığında alabilirsiniz. Yanılmıyorsam Boğaziçi Ünv. yaz aylarında CCNA kursu veriyor.

Eğitim ve meslek seçimi ayrı bir konudur. Endüstri ve meslek lisesinin bilgisayar bölümünde okuyan öğrenci 17 yaşında staja başlıyor. Staj döneminde ki hiç bir öğrenciye ciddi sistemler verilmiyor olsada piyasa bilgisi kafasında oluştuğu için yol haritasını çizmesinde yardımcı oluyor. Sistem konusunda yol haritasını çizmek istediğini varsayalım. Üniversite eğitimini alırkende iyi bir kurumda staj görüyor. Tabi burada da kimse ciddi sistemleri emanet etmiyor fakat bu sefer çevresi oluşuyor. Üniversite eğitimini bitirmeden önce iyi bir eğitim merkezinden A+, MCSE ve CCNA eğitimleri alıyor. Üniversiteyi bitirdiğinde MCSE eğitimi aldığı kurumdan iş için yardımcı olmasını istiyor. Sistem/Network kurulum ve desteği veren normal bir şirkette bu sefer stajer olarak değil bizzat çalışan olarak işe başlıyor. 2 yıl proje ve destekte piştikten sonra kapıya çıkıyor.

Şimdi bu adam (veya bayan) iş aramak için kapıya çıktığında özgeçmişini gösterdiğinde eğitim merkezinden çıkmış bir sistem uzmanı ile aynı kefeye koyulabilir mi ?

Unutmayın ki Sistem Uzmanı dediğiniz kişi ilk önce çok iyi donanımcıdır. Ayrıca çok iyi ingilizce bilen kişidir.

Tabi bu arada ister okulunu okuyun, ister eğitimini alın eğer sınıfta anlatılanları anlamıyor ve ezbere gidiyorsanız başka ilgi duyduğunuz başka mesleğe yönelin. Kafa basmıyorsa zorlamanın alemi yok.

Acaba cocuğum olduğunda küçük yaşta cerrahın yanına versem gelecekte eğitim almadan doktor olabilir mi ? veya aynı üniversiteden hatta aynı bölümden çıkan her öğrenci neden aynı başarıyı gösteremiyor ? Okul aynı, sınıf aynı, kitap aynı, öğretmenler aynı, hava ve nem şartları aynı. Mantıksal olarak hepsi başarılı olamalı. :)

Son Düzenleme: edemirci1 ~ 22 Şubat 2009 02:58
edemirci1
22-02-2009, 02:51   |  #28  
Taze Üye
Teşekkür Sayısı: 0
13 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Eyl 2006

Bu bilgisayar donanımı konusunu biraz daha deşmek gerek.


Öyle "Ben sistem uzmanıyım RAM değiştirmem" diyen peşin peşin işsiz kalır. Windows Mavi Ekran (Blue Secren) verdi. Bu Windows kaynaklımı hardware kaynaklımı önce onu saptamak gerekiyor. Yoksa siz teknik servis çağırmayı mı düşündünüz ?

Teknik Servis geldi. Fakat Serverden anlamıyor. O size bakıyor siz ona. :)

Neyse ki kurs hocanız var. Açtınız telefon sordunuz. Anlattı ama anlamadınız. O da anlamadı ama neyse.

Kara düşünürken aklınıza kurstan bu sektörde sizden daha uzun çalışan bir arkadaşınız geldi. Telefon açtınız. "başıma ne geldi" diye başladınız "acil gel" diye bitirdiniz. Arkadaşınız akşam iş çıkışı geldi. RAID 5 disklerin ikisinin arızalı olduğunu tespit etti. Bu arada arkadaşınız size "ilk disk arızalandığında ikinci diskin bozulmasını neden bekledinizi sordu" Anlamsızca suratına baktınız "Disklerden biri arıza yaptığında loglarda ve disk ledinden anlaşılır" dedi. Arkadaşınız geçici bir çözüm bularak sorunu çözdü. Ama başka bir şey fark etti. Server GBit ethernet, kablo CAT6 ve Switchte Gbit portuna takılı olmasına rağmen Server 100 Mbit çalışıyordu. RJ-45 connectorleri değiştirdi server etherneti 1 GBit çalışmaya başladı. Eve giderken servere kurşun döktürerek sorunlardan kurtulmayı hayal ettiniz.

Destek için müşteriye gidersiniz kullanıcının bilgisayarı arızalıdır. Yeni bilgisayar verirsinizi. Belgelerini kontrol etmesini istersiniz gider mp3'leri kontrol eder. Bilgisayarı yoğun kullanın bir kullanıcı bulur yeni bilgisayarla bu bilgisayarı takas edersiniz.

Exchange Server mail sorununa bakmaya gidersiniz. Bilgi işlem adı çok duyulan bir kurumdan eğitim almış MCSE'dir. Ciddiye alır "DNS verdiniz mi ?" diye sorarsınız. Sanki sadece kitaplarda yazan pratikte olmayan bir şey gibi size kitaptan ezberlediğini anlatır. Anlatacağın kadar uygulasana o kitapta yazanı kardeşim.

İSA Server çöker. Bilgi İşlem destek ister. İsa Server olan Server aynı zamanda bir kaç serverlik daha yapmaktadır. Tabi hepsi çökmüştür. Sorun hardware arızasıdır. Zorla ISA ve diğer serverler kurulur. IBM eServer 206 kapağı kapatılır. Server açılmaz. Zorla yeniden açılması sağlanır. Bilgi işleme "ISA Server ve diğer serverleri tek tek ayıralım. Çöktümü hepsi çökmesin ve yönetimi daha kolay olur" denir. Bilgi İşlem "şimdilik çalışsın sonra bakarız. Bu aralar yönetim çok sıkı" cevabı alınır. Server allaha emanet çalışır vaziyette bırakılır. Birde Türkye'nin bilişim gerçeklerine hazırmısınız ? Firma sahini evine en büyük plazmayı alır ama şirketine bir backup (yedekleme) ünitesi almaz. Bakın aklıma başka bir anım geldi. Bir kutu boş cd aldırmak için şirketin yönetimine çıkmışlığım vardır. Önce almak istemediler ben yangın çıkar vs.. deyince almışlardı. Yalnız nasıl anlattıysam bir süre sonra gittiğimde en kaliteli CD^ye backup almayı bırakın. CD-RW'lere tek kullanımlık backup alıyorlardı. Birazda anlayana sivrisinek saz anlamayana değil davul zurna orkestra az. :)

Türkiye'de "bilgisayarcı" deyince karizması çoktur. Hatta o kadar çok ki yakın bir arkadaşım "bana çok ciddi bir sorun var hemen gel" demişti. Gittim televizyon arızalıydı. "Anlamam" desemde içini açmaktan geri kalmadım. :) Nerede kalmıştım. Evet hatırlarım. "Karizması çoktur" diyordum. Lakin elinizde sihirli değneğiniz olmalı sıfır bütçe ile bütün sorunları çözmeniz hatta sizden kaynaklı olmayan TTNet ADSL 4 Mbit veremediği yerde sizden çözmeniz istenir. Sanki ben DSLAM kuracağım. Hepsini bir kenara bırakalım. Hatta şu ağır serverleride (Gavur ölüsü gibi mübarek). İşimi sevdiğim kesin ama Türkiye yerine başka bir ülkede daha bir severdim sanki. Her şeye rağmen sorunları çözmenin verdiği haz tarif edilemez.

Dikkat: Bu otomatik mesaj değildir. Düşünerek, el emeği ve göz nuru ile yazılmıştır. Sırf siz okuyun belki vazgeçer kendiniz kurtarır veya daha bir sevip başınıza bela alırsınız diye.

Son Düzenleme: edemirci1 ~ 22 Şubat 2009 03:06
sircin
10-03-2009, 15:59   |  #29  
Taze Üye
Teşekkür Sayısı: 0
8 mesaj
Kayıt Tarihi:Kayıt: Ara 2005
edemirci1
Merhaba

Öncelikle uzun bir süre cevap veremediğim için özür dilerim. Amacım konuyu tekrar göndeme getirmek değil. Geriye dönük araştırma yapan arkadaşlara yardımcı olmak.

Yukarıdaki yazımda belirttim fakat altını çizerek tekrar sormam ve daha açık ifade etmem gerekiyor.

Şuan Server ile ilgili bir yerde çalışıyormusunuz yoksa hedefiniz sertifika alarak çalışmak mı ?

Eğer çalışıyorsanız:
Bilişim sektöründe çalışıyorsanız sizin mesleki gelişiminize katkı sağlayacaktır. Tabi bu arada çalıştığınız yerinde önemi çok büyük. Basit bir teknik serviste çalışıyoranız öğrendiklerinizi uygulamaya geçirme şansınız olmayacaktır. Üstelik öğrendiklerinizide utunacaksınız.

Sertifika alarak çalışmak mı ?
Amacınız sertifika alarak bilişim sektöründe yer almak ise bu mesleğin öyle 1 yılda 4-5 Bin YTL vererek öğrenemezsiniz. Çünkü bu meslekte sürekli acemisinizdir. Acemiliğinizin nedeni sürekli gelişen teknolojidir. Bu meslek sürekli takip gerektiren, sürekli eğitim almayı gerektiren, sürekli pratik yapmayı gerektiren bir meslektir. Ayrıca unutmayın ki MCSE alacağınız en son ünvan değildir. MCSE'den çok çok daha geçerli olan sertifikalar vardır. Bunları saymaya kalkarsam hem konu dağılmış hem konu dışına çıkmış olurum. Ama basit bir örnek verebilirim. Örneğin MVP (Most Valuable Professional)

Bir çok yazılı sınavı verebilir, ünvanları alabilirsiniz. Ama asıl zor sınavlarınızı müşterilerde veya çalıştığınız kurumda verirsiniz, bu sınvalardan ünvanınızı alırsınız.


Bazı yanlışlarınız var.
1- Türkçe MCSE eğitim materyalleri ile ingilizce sınava hazırlık olmaz.

2- Örnek sorulara çalışmaktan kastınız ezber olsa gerek. Bu işte ezber olmaz bu işte kafanızın çalışması gerekir.

3- Diplomalı ve eğitim bilgisine sahip olmayan bir kaç kişi ile tanıştım. Sadece soruları ezberlemiş.

4- Sağlam MCSE ne demek ? Tüm soruları doğru yanıtlamış iyi bir şirkette iyi bir para kazanan kişi mi ?

O bahse konu kişi 4 Yıllık Bilgisayar Mühendisliği okumuş, iyi bir yerde staj yapmış, iyi bir kurumda kendini geliştirerek başarılı projelere imza atmış kişidir. Olayı yanlış yönlere saptırıyorsunuz. Gerçek hayatta MCSE konularının çok dışında bilmeniz gerekenler var.

Kimseyi yanıltmıyorum da,yönlendirmiyorum da,herkesin kişiliği,karakteri,mantığı farklıdır.Örnek verdiğiniz bilgisayar mühendisi olabilir veya ilk okul mezunu olabilir.Ben bir örnek vereyim size,fastcom ticari programını araştırın,fastcomun coderi aselsan ödüllerini kazanmış bir coder.tam bir yazılım mühendisi,ve bu program yok satıyor.Benim MCSE hocamı örnek vereyim,bilge adamda a class eğitmen ve şimdi floridada ve ilahiyat mezunu vs vs vs.Ben mcsenin mantığını anlamak için türkçe kaynaklardan da yararlandım arkadaşlar,ingilizce kaynaklardan da çok yararlandım tabi ki,ingilizce ve almancayı ileri seviyede konuşuyorum ve anlıyorum,bunlara rağmen 70-291 den 4 defa kaldım.MCSE olmak için düzenli bir çalışma ve öncesinde network alt yapısı gerekiyor,başarılamicak hiçbir şey yoktur.Kimseleri dinlemeyin,kalbinizin sesini dinleyin.