İnternetin karanlık yüzü
Çarpıcı bir analiz: Vazgeçilmezimiz olan internet önemli tehlikeleri de içerisinde barındırıyor..
İnternetin Karanlık Yüzü
2008 yılında FBI, John F Kennedy Havalimanı'nda gaz borularının patlamasının son anda önüne geçmeyi başardı. Daha sonra bu olaya adı karışan ve suçlu bulunan Abdul Kadir isimli teröristin, Google Earth yazılımından faydalanıp hava limanının etrafında bulunan benzin tanklarını tek tek tespit ettiği ve planını yine bu yazılımdaki verilere göre çizdiği anlaşıldı. Terörist belki planları başka şekilde de bulabilirdi, ama internetin işini çok kolaylaştırdığı kesin.
İnternetin Karanlık Yüzü
2008'in Nisan ayında ise 19 yaşındaki Bristol'lu Andew Ibrahim'in evinde yapılan aramalarda bazı kuvvetli patlayıcılara rastlandı. Hexamethylene triperoxide daimine (HTMD) isimli bu patlayıcının evdeki kimyasallardan kolayca imal edilebildiği anlaşıldı. Ancak işin daha korkunç yanı, bomba imalatının eğitiminin internet üzerinden verilmesiydi. Bu konuda hazırlanan ebook'lar ile kendilerini geliştiren teröristler, hiç kimseye bağlı olmaksızın kendi evinde de bu bombaları imal edebiliyorlar.
İnternetin Karanlık Yüzü
Terörizm merkezinde çalışan haber ve analiz editörü Jeremy Binnie'nin de internetin terör suçlarına nasıl yataklık ettiği konusunda ciddi uyarıları var. 'Anarchist Cookbook' isimli 1971 yılında basılan ve o zamanın Amerikan yönetimine Vietnam Savaşı'ndan dolayı başkaldırıcı bir özelliği olan bu kitabın içeriğinde ise patlayıcıların nasıl imal edildiğinden söz ediliyordu. Bu kitaptan esinlendiği anlaşılan ve internet üzerinde dolaşan yazılar ise yine bomba yapımı konusunda eğitim amacıyla kullanılıyor ve dili ağır olduğu için anlaşılması hiç kolay değil.
İnternetin Karanlık Yüzü
Patlayıcıları bir yana bırakacak olursak Die Hard (Zor Ölüm 4) filminden de hatırlayacağınız gibi bir ülkeye zarar verebilmek için internet üzerinden çok daha fazlası da yapılabiliyor.
Teknoloji Danışmanı Graham Cluley'in bu konudaki düşünceleri ise şöyle: "Denizaşırı devletler, rakiplerinde bulunan sistemleri hedef alıp bu tür saldırılarda zaman zaman bulunuyor olsalar da, şantaj ve sadece belli bir bölgeye zarar vermek için de bu tür saldırılar kullanılmıyor değil. Her ne kadar internet devletler için kritik bir öneme sahip olsa da, sistemin tüm güvenliği elbette internete bağlı değil.
İnternet bankacılığı da yine Denial of Service saldırılarının genelde ilk hedefleri arasında yer alıyor. Bu tür saldırıların büyüklüğüne göre ise ülke çapındaki online bankaların ekonomik kaosa girmesi de mümkün olabiliyor. Ancak günümüzde DoS saldırıları eski kuvvetinde olmamakla birlikte bankacılık sektörü de artık bu konuda daha ihtiyatlı ve bu tür saldırılara karşı son derece dayanıklı bir yapıya sahip.