OpenDNS'in kurucusu David Ulevitch, Google'ın DNS hizmetinin kullanıma girmesiyle birlikte bir açıklamada ve kıyaslamada bulundu.
OpenDNS 4 yıl önce kuruldu. David, internet devlerinin DNS'lerin stratejik önemini anlamış olmasının bir sürpriz olmadığını belirtiyor. Vurguladığı noktalar, iki DNS hizmetinin farkları oluyor.
Google DNS ile OpenDNS aynı şey değil. İkisi de Domain Name Service, yani internet sitelerinin adreslerini bulup ekrana getiriyor. Ancak OpenDNS'de kontrol paneli var. Google DNS, sabit ayarlar ile kullanıcıya kontrol sunmuyor. OpenDNS ise şirketlerin, ailelerin ve her türlü kullanıcının DNS hizmetinde filtreleme yapmasına imkan tanıyor. Dahası, bilişim teknolojileri uzmanlarının zararlı yazılımları DNS'te engellemesini sağlıyor. Aileler, çocuklarını korumak için gerekli ayarları yapabiliyor.
DNS internetin kritik bir parçası
David'in vurguladığı ikinci nokta DNS'in internet altyapısının kritik bir parçası olması. Güvenli ve istikrarlı bir internet için çok önemli bir hizmet olan DNS, ISP'lerin sunduğundan çok daha kaliteli bir şekilde sağlanabiliyor.
David, OpenDNS'in kaliteli bir hizmet sunduğunu ve kullanıcı sayılarının arttığını belirtiyor. Büyük şirketlerin de OpenDNS'i sadece ücretsiz olduğu için değil, denenmiş ve kaliteli olduğu için seçtiğini söylüyor.
Üçüncü nokta, Google'ın bu hizmetinde reklam ve yönlendirme olmadığı iddiasına bir itiraz. David, Google'ın dünyanın en büyük reklam şirketi olduğunu belirtiyor. Bu hizmetten Google'ın para kazanmayacağına inanmanın naiflik olacağını söylüyor. Kullanıcıların internet kullanımı üzerindeki kontrolün, çıkar amaçlı olduğunu belirtiyor. Bununla birlikte OpenDNS'in kullanıcı mahremiyetini koruduğunu ve DNS bilgilerinin hiçbir zaman satılmayacağını söylüyor.
"Google interneti tek başına kontrol etmemeli"
Dördüncü olarak Google'ın geniş kitlelere DNS bilinci aşıladığını söylüyor. Bunu yararlı buluyor.
Bu sayede daha çok kullanıcı internet servis sağlayıcıların sunduğu DNS'lerden kurtulabilecek. Seçenek sahibi olmanın gerekliliğini vurguluyor. İnternet kullanıcılarının, Gmail, Yahoo ve Hotmail gibi e-posta seçenekleriyle tanışması gibi, DNS hizmetini de seçebileceklerinin farkına varacağını belirtiyor.
Beşinci olarak da Google'ın internetin büyük bölümünü kontrol ettiğini belirten David, internetin heterojen bir yapıda olması gerektiğini belirtiyor. Chrome işletim sisteminden, internet tarayıcısına, aramalardan, dev sunucu çiftliklerine kadar Google'ın internet yapısıyla kaynaştığını, internet altyapısının kontrolünü ele aldığını söylüyor.
Google'ın dünyanın en büyük reklam şirketi olduğunu hatırlatan David, farklı seçeneklerin olması gerektiğini söylüyor. Rekabet ve çeşitlilik ortamını, internetin tek bir şirket tarafından yönetilmesine yeğlediğini belirtiyor.
Siz ne düşünüyorsunuz?