Antik çağlardan günümüze oyun dünyası

Oyun dünyasının geçmişini, bugün oynadığımız oyunların atalarını ayrıntılarıyla araştırdık.

Oyunların tarihi

1920'li yıllarda bir kazı sırasında Mısır Kralı Tut'un mezarı keşfedildi. Uzun süren kazılardan sonra arkeoloji için ciddi bir başarıya imza atıldı ve geçmişe ışık tutacak önemli bir kapı aralandı. Tut'un mezarında kuşkusuz tarihi anlamda çok değerli eşyalar vardı. Ama aralarından bir tanesi özellikle bizim ilgimizi çekiyor. O zamanki inanışa göre yeniden dirildiğinde Tut'un, kendisi ile birlikte gömülen eşyalarını kullanılabileceğine inanılıyordu. Tut dirildiğinde canı sıkılmasın diye mezarına en sevdiği eşyalardan biri olan eski bir oyun tablası da konulmuştu. İşte bu oyun tablası bilinen en eski oyun aracıdır.

Bu keşif insanların en azından 4000 - 5000 yıldır satranç, dama ve tavla benzeri oyunlar oynadığını ortaya koyuyor. İnsanların oyun merakı neredeyse tarih kadar eski.
Peki insanlar niye oyun oynarlar? Bu konuda pek çok farklı teori var ve hemen hepsi de doğru sayılabilir. Oyun oynama nedenleri kişiden kişiye değişebilse de, genellikle ilk akla gelenler; can sıkıntısından kurtulmak, zihni boşaltmak ve kendini iyi hissetmek. Oyunun sonunda neler olacağını görme isteği, bir süreliğine de olsa gerçek dünyadan uzaklaşıp farklı bir dünyada olmak sebepler arasında sayılabilir. Daha rekabetçi oyuncular ise karşılarındakini yenme isteği ve oyunda ne kadar iyi olduğunu kendisine ve başkalarına ispatlama arzusuyla oyun oynuyorlar. Oyunu sosyal bir araç olarak kullananlar ise, bunu diğerleri ile bir paylaşım ortamı yaratmak için bahane olarak kullanıyorlar.

Eski çağlarda ortaya çıkan ilk oyunların pek çoğu sosyal amaçlarla oynanıyordu. Satranç, dama, tavla ve hatta Go gibi oyunlar, oyuncuların oynerken hem sohbet edebilecekleri hem de can sıkıntılarını geçirecek uğraşlardı. Masabaşında olmak istemeyenler M.Ö. 1000 yıllarında uçurtmayı keşfettiler. Aynı yıl antik Yunan'da ilk yo yo'lar ortaya çıktı. M.Ö. 700 yıllarında ise ilk zar keşfedildi ve böylece oyunlara şans faktörü girmiş oldu. M.S. 200'lü yıllarda ilk kaykay benzeri araçlar ortaya çıktı. İlk oyun kağıtları ise 969 yılında Asya'da kullanılmaya başlandı.

Yeni dünyanın ilk oyunları

Yeni dünyanın ilk oyunları
Oyun oynamak dendiğinde önünde saygıyla eğilmemiz gereken bir dev: Monopoly

Daha sonraki yıllarda, var olan bu oyunlar geliştirilerek varlıklarını sürdürdüler. 1843'te dünyanın ilk kutu oyunu olan Mutluluk Malikanesi ABD'de satışa sunuldu. 1901'de ise ilk elektrikli tren satılmaya başlandı. 1936'da ünlü Monopoly doğdu.

İnsanların oyuna merakları giderek artıyordu. Gelişen teknoloji ile oyunlar da gelişmeye başlamışlardı. 19. yüzyılın sonlarında, daha sonradan oyun dünyası için çok büyük önem kazanacak bir firma kuruldu. Japonya'da kurulan Marufuku firması, Japonlara has oyun kartları imal ediyordu. 1907 yılında batılılara da oyun kartlarını üretmeye başlayan firma 1951 yılında adını Nintendo olarak değiştirecekti.

Marufuku adını Nintendo olarak değiştirdiği yıl, Ralph Baer adlı genç bir mühendise yeni bir televizyon yapma görevi verilmişti. Ama herhangi bir televizyon değil; o zamana dek yapılmış en iyi televizyon... Baer yeni televizyonunun fark yaratması için, ona bir çeşit oyun eklemeyi düşünmüştü. Fakat yöneticileri bu fikre sıcak bakmadılar.

Kore Savaşı boyunca ABD ordusunda görev yapmış olan David Rosen, Japonya'daki ABD askeri üssünde jetonlu oyun cihazlarına gösterilen ilgiye şaşırmıştı. Kısa süre sonra bu makineleri Japonya'ya ihraç etmeye başladı. 1960 yılında Rosen, bu cihazları kendisi üretmeye karar verdi ve Tokyo'da müzik kutusu ve slotlu oyun makineleri üreten bir firma satın aldı. Ürettiği cihazların üzerindeki damgalardaki "Service Games" (Servis Oyunları) ibaresinin kısa hali olan SEGA kısa sürede marka haline geldi.

Bilgisayarda ilk adımlar

Bilgisayarda ilk adımlar
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden üç genç öğrenci kafa kafaya verdiler ve SpaceWar ortaya çıktı.

1958 yılında, yani ABD hükümetinin internetin temeli sayılan ARPA projesine başlamasından kısa bir süre sonra, William A. Higinbotham, Brookhaven Ulusal Labratoarları'nda çalışanların sıkılmasını önlemek için osiloskop ile oynanabilen bir tenis oyunu geliştirdi. Bu oyun ilk bilgisayar oyunu olarak tarihe geçmiştir. Higinbotham, meslektaşı Robert V. Dorak'ın yardımları ile üç hafta üzerinde çalışıp, bitirdiği oyuna Tennis for Two (iki kişilik tenis) adını verdi. Fakat Higinbotham bunun gerçek bir icad olduğunu düşünmediği için patentini alma ihtiyacı duymamıştı.

1961 yılında Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden üç genç öğrenci kafa kafaya verdiler ve bir bilgisayar oyunu yapmaya başladılar. O zamanki teknolojinin izin verdiği koşullarla sınırlı olarak geliştirilen ilk oyun, sınırlı yakıta sahip iki uzay gemisinin birbirlerini avlamaya çalışmasından ibaretti. Oyunun baş programcısı olan 25 yaşındaki Steve Russell oyuna Spacewar adını verdi; ama o da Higinbotham gibi patent almayı düşünmedi bile. Çünkü zaten oyunu oynayabilmek için o dönem sadece büyük devlet dairelerinde ve üniversitelerde bulunan, bir buzdolabı büyüklüğünde ve yaklaşık 120.000 dolar değerinde bir bilgisayara ihtiyaç duyuluyordu.

Bütün bunlar olup biterken, 1951 yılında ilk bilgisayar oyunu fikrini ortaya atan Ralph Baer boş durmamış ve yedi farklı oyun geliştirmişti. Tabii ki hepsi, şu anki oyunlara göre çok basit oyunlardı. İlk oyun, birbirini kovalayan iki noktanın macerasıydı. Ateş etmeli oyunların da bulunduğu bu seriyi Ev Oyun Televizyonu olarak adlandırdılar ve 1966 yılında ilk kez görücüye çıkardılar. 1968 yılında da Baer ilk kez bir bilgisayar oyunu için patent aldı.

Ticari olarak satışa sunulan ilk oyun, basit bir tenis oyunu olan Odyssey oldu. William A. Higinbotham, 1972 yılında ilk patentini alarak Odyssey'i satışa sundu.

Odyssey'in Magnavox firması tarafından piyasaya sürdüğü yıllarda, Nolan Bushnell kızının odasını atölyeye çevirerek Spacewars'ın gelişmiş bir versiyonunu üretmeye başladı. Bushnell'in Computer Space adını verdiği oyununu Nutting Associates satın aldı ve projenin daha da geliştirilmesi için Bushnell'i kadrosuna dahil etti. Computer Space 1971 yılında piyasaya sürüldü fakat beklenen başarıyı yakalayamadı. Computer Space oyuncular tarafından çok karşmaşık bulunmuştu.

Odyssey'i de inceleyen Bushnell, oyunun sıkıcı olduğu ve Computer Space'e rakip olamayacağı görüşündeydi. Buna rağmen iyi gitmeyen satışlar nedeniyle yeni bir oyun üzerinde çalışmaya başladı. Fakat tüm işi kendisinin yaptığını söyleyerek Nutting Associates'in üçte bir hissesinin kendisine verilmesi istedi. Nutting bu talebi geri çevirince, Bushnell de firmadan ayrıldı.

ATARI doğuyor

ATARI doğuyor
Atari'nin Pong'u: Arcade makineleri için dönüm noktası...

Bu gelişme üzerine, Bushnell kendi şirketini kurmaya karar verdi. Şirket ismi olarak ilk önce Syzygy'yi seçti; fakat bu garip isim tesadüfen daha önce başka birileri tarafından tescil ettirilmişti. Bu nedenle Bushnell, Japonların Go oyununda kullanılan bir terime döndü: Atari.

Bushnell'in işe aldığı Al Alcorn, Atari için ilk oyunu programladı. Pong adını verdikleri bu oyunu pazarlamadan önce yerel bir barda deneme yapmaya karar verdiler. Arcade makinesini bara yerleştirdiler; ancak iki hafta sonra bar sahibinden makinenin bozulduğu haberi geldi. Makineyi inceleyen Bushnell ve Alcorn, makinenin bozulmadığını, fakat bozuk para ünitesinin ağzına kadar dolmuş olduğunu gördüler. Pong daha ilk iki haftası içinde başarılı olacağını kanıtlamıştı.

Bu sırada Magnavox da, toplam 100.000 adet Odysses satmıştı. Oyunu satın alanların pek çoğu, bunun Pong'a en yakın ve en ucuza alınabilecek oyun olduğunu söylüyorlardı.
Atari'nin başarısı hızla artınca pek çok firma oyun konsolları çıkarmaya başladı. O kadar çok talep vardı ki, ABD hükümeti yasal izinler için yapılan başvurulara yetişemez hale gelmişti.

1976 yılında konsolların içerisinde gelen oyunlar yerine değiştirlebilir kartuşlar piyaya çıktı. Aynı yıl piyasaya sürülen Death Race 2000 adlı bir oyun büyük tartışma yarattı. Oyunda araba ile, çubuk şeklindeki figürlerin üzerinden geçerek puan kazanılıyordu.

Oyunun içerdiği şiddet o dönemin muhafazakar toplumundan çok büyük tepki aldı ve kısa süre içerisinde oyun toplatıldı.

Büyüyen Atari büyük firmaların dikkatini çekmeye başladı ve 1976 yılında Warner Communications tarafından 28 milyon dolara satın alındı. Bushnell ise, yeni firmada Atari departmanının başında görevde kaldı. Hemen ardından da, arcade için geliştirilen Pong'un ev sistemlerine uyumlu sürümü piyasaya sürüldü. 1974 ve 1976 yılları arasında 15 farklı firma toplam 110 farklı oyunu piyasaya sürdü. Oyun dünyası hızla büyüyordu.

1972 yılında üniversiteyi bırakan Steve Jobs, arkadaşı Steve Wozniak ile birlikte 1976 yılında Atari'de çalışmaya başladı ve Breakout oyununu yarattı. Jobs, kısa bir süre sonra Atari'den ayrıldı ve Apple bilgisayar firmasını kurdu.

Teknoloji çağı yakalamaya çalışıyor

Teknoloji çağı yakalamaya çalışıyor
İlk arcade pizza restoranın maskotu Chuck E. Cheese adlı sevimli bir fareydi.

1977 yılında Atari, sevimli maskotların, arcade makinelerinin ve yemeğin bir arada bulunabildiği ilk arcade pizza restoranını açtı. Restoranın maskotu Chuck E. Cheese adlı sevimli bir fareydi. Sonuçta hem restoran hem de fare büyük başarı yakaladı.

Bu başarının ardından Atari ilk programlanabilir kartuşlu makinesi olan Atari VCS'yi piyasaya sürdü. VCS'nin adı, daha sonra Atari 2600 olarak değiştirildi.

1978 yılında Bushnell Atari'den ayrıldı. Aynı dönemde, Atari yepyeni bir kontrol sistemine sahip olan yeni futbol oyununu geliştirdi.

Japonya'da popüler olan Taito ise, bu dönemde ilk kez hareketli grafiklerin kullanıldığı oyununu, yani Space Invaders'i piyasaya sürdü. Oyun Midway tarafından ABD'ye de getirildi. Space Invaders ve futbol oyunu kısa süre içerisinde tüm satış rekorlarını kırmayı başarmıştı.

Bu sırada genç Apple hızla ilgi görüyordu. Atari bu gelişmeye ilk cevabını Atari 400 ve Atari 800 modelleri ile verdi; fakat Atari adı çoktan oyunlarla özdeşleşmişti ve Atari markalı bir bilgisayarın ciddiye alınması mümkün olmadı.

Bu esnada Magnavox da ilk klavyeli programlanabilir cihazı olan Odyssey 2'yi çıkarttı.

1978'de Cinematronics, Computer Space'e benzeyen Space Wars oyununu piyasaya sürdü. Oyun vektör grafiğin ilk kullanıldığı oyun olarak tarihe geçti.

Atari'nin ilk vektör grafikli oyunu ise, 1979 yılında piyasaya sürdüğü Lunar Lender oldu. Atari, aynı yıl Astroids adlı oyununu da piyasaya sürdü. Lunar Lender'ın yakaladığı büyük başarıya rağmen, Astroids kısa sürede Lunar Lender'in yerine satılmaya başlandı. Sonuçta da, Astroids Atari'nin tüm zamanlarda en çok satan oyunu oldu.

Cepte taşınan oyun araçları…ve PacMan

Cepte taşınan oyun araçları…ve PacMan
Microvision, 16x16 büyüklüğünde siyah beyaz ekranında farklı oyunlar oynanabilmesine olanak tanıyordu.

Bu esnada Milton Bradley Electronics, LED ekranlı taşınabilir ilk oyun cihazı olan Microvision'u piyasaya sürdü. Microvision, 16x16 büyüklüğünde siyah beyaz ekranında farklı oyunlar oynanabilmesine olanak tanıyordu.

Namco firması Space Invaders'ın başarısını tekrar etmek istiyordu ve aynı mantığa dayalı Galaxian'ı piyasaya sürdü. Space Invaders'tan farklı olarak oyun renkliydi ve uzaylılar hareket ederek, saldırabiliyorlardı. Bu durum, o dönem için devrim sayılabilecek bir yenilikti.

1980 yılında Atari meşhur Space Invaders'ın Atari VCS'ye uyumlu sürümünü çıkarttığında, VCS'nin satışlarında büyük bir patlama yaşandı. Aynı yıl VCS'ye ilk ciddi rakip pazara girdi. Mattel Electronics, daha iyi grafiklere ve 299 dolar ile daha ucuz bir fiyata Intellivision'ı geliştirdi. Aynı yıl Atari için çalışan Ed Rottenberg, Battlezone adlı üç boyutlu bir oyun hazırladı. Oyunda sanal bir savaş alanında tank ile ilerleyerek düşmanları yok etmek gerekiyordu. ABD hükümeti bu oyunu askerlerin eğitiminde kullanmak üzere tavsiye etti. Bu sayede ABD hükümeti ilk kez oyunlara ciddi bir gözle bakmaya başlamıştı.

O döneme kadar yapılan oyunların büyük kısmı şiddet içeriyordu ve basit, sadece vakit geçirmeye yarayacak senaryolara sahiptiler. Bu yüzden bilgisayar oyunları çoğunlukla erkekler tarafından ilgi görüyordu. Namco bu alışkanlığı 1980 yılında değiştirmeye karar verdi ve PacMan adlı oyununu piyasaya sürdü. Bayan oyuncuların ilgisini farkeden Namco kısa süre sonra Ms. PacMan (Bayan PacMan) adlı ikinci bir oyun daha çıkarttı. PacMan tüm zamanların en çok satan arcade oyunu olarak tarihe geçti. PacMan'in orijinal ismi aslında PuckMan olarak planlanmıştı. Fakat yöneticiler P harfinin şakacı gençler tarafından F'ye dönüştürüleceği ve İngilizce'de nahoş çağrışımlara yol açacağı için bu isimden vazgeçtiler.

Japon Nintendo firması ABD'deki gelişmeleri izliyor, fakat çok uzak kalıyordu. Bu yüzden Nintendo'nun sahibi Hiroshi Yamauchi, damadı Minoru Arakawa'yı Nintendo'nun şubesini açmak üzere New York'a gönderdi. İlk yıllarda Nintendo, ABD'deki faaliyetlerinde beklediği başarıyı yakalayamadı.

Nintendo, hedeflediği başarıya ancak 1981 yılında ulaşabildi. Platform oyunlarının atası sayılan Donkey Kong, önceki tüm oyunlardan daha farklıydı; renkli grafikleri, değişen ekranları ve ilginç senaryosu ile dikkat çekiyordu. Gelmiş geçmiş en popüler oyunlar arasında yer alan ve karşıdan karşıya geçmeye çalışan bir kurbağanın macerası (Frogger) da yine aynı yıl başladı. Tam da bu dönemde, bilgisayar oyunlarının yarattığı eğlence ve heyecan bilinen ilk can kaybına yol açtı. 1981 yılında orta yaşlı bir adam, Berserk adlı oyunu oynarken kalp krizi geçirdi ve hayatını kaybetti.

Bu tatsız kaza, şanssız bir tesadüf olarak değerlendirildi ve oyunların popülerliğini arttırmasına engel olmadı. Artık bilgisayar oyunu gelirleri 5 milyar dolar seviyesine yükselmişti. Aynı yıl ilk bilgisayar oyun dergisi olan Electronic Games, Arnie Katz ve Bill Kunkell tarafından yayınlanmaya başlandı.

Oyunlar yeni bir sektör yaratıyor

Oyunlar yeni bir sektör yaratıyor
Yılın adamı PacMan, basının yoğun ilgisi altında...

Bu dönemden itibaren, bilgisayar oyunları tüm dünya tarafından kabul gören birer eğlence aracı ve ciddi bir pazar haline geldiler. 1982 yılında, Time dergisi ilk kez bilgisayar oyunlarını kapağına taşıdı. Ünlü mizah dergisi Mad de bilgisayar oyunlarına hak ettiği ilgiyi gösteriyordu. Oyunlar, sadece 1982 yılında iki kez Mad dergisinin kapağını süslediler. Eylül sayısında ise, PacMan yılın adamı seçildi.

Bilgisayar oyunlarının ciddiye alınmaya başlandığı dönemlerde ilk hukuk savaşları da boy göstermekte gecikmedi. 1982 yılında Magnavox, Odyssey 2 için K.C. Munchin adlı bir oyun çıkarttı. Atari ise, K.C. Munchkin'in PacMan'e fazlasıyla benzediğini iddia ederek dava açtı. Mahkemede Atari haklı bulundu ve Magnavox yeni oyununu piyasadan çekmek zorunda kaldı.

Davalar ile uğraşmanın yanı sıra Intellivision ile de rekabet etmek zorunda kalan Atari, yıl içerisinde Atari 5200'ü piyasaya sürdü. Oyundaki kontrol kolu şimdiye kadar yapılmış olanların en iyisiydi ve yeni model kısa sürede büyük satış başarısı yakaladı. Ünlü Atari VCS modelinin ismi Atari 2600 olarak değiştirildi; fakat bu değişiklik 2600'a pek yaramadı. 7 Aralık 1982'de Atari firması 2600'ün satışlarının beklentilerin çok altında kaldığını açıkladığı gün, borsada hisselerinin değeri tam yüzde 32 oranında düştü.

Bu sırada teknoloji ve kullanılan teknikler de geliştirilmeye çalışılıyordu. SEGA firması ilk üç boyutlu izometrik oyunu olan Zaxxon'dan çok umutluydu; fakat oyunun farklı görünümüne oyuncuların alışmaları biraz zaman aldı.

Lazer diskte piyasaya sürülen ilk oyun olan Dragon's Lair, Cinematronics tarafından 1983'te geliştirildi. Grafikleri şimdiye kadar görülmüş olanlardan çok daha iyiydi; ama kontrol çubuğu ile yapılabilecek bir kaç basit hareket dışında çok fazla etkileşim şansı olmadığı için beklenen ilgiyi göremedi.

Sinemalarda Star Wars fırtınasının estiği dönemde oyunların bunu görmezden gelmeleri mümkün değildi. Sonunda Atari vektörel grafik ile oluşturulmuş ilk Star Wars oyununu oyunculara sundu.

1983 yılında Atari'de büyük bir kriz yaşandı. Şirketin 7 Aralık 1982 yılında yaptığı bir açıklama sonucunda hisselerinin değerinde önemli düşüş gerçekleşti. Ama asıl kriz, bir gün önce şirketin yöneticilerinden Ray Kassar'ın tam 250.000 dolarlık hisseyi elden çıkartmasının belirlenmesi üzerine yaşandı. Kassar kısa süre sonra istifa etmek zorunda kaldı.

Bu sıralarda gelişmekte olan endüstiriye pek çok irili ufaklı firma da ilgili gösteriyor ve sürekli yeni oyunlar piyasaya çıkıyordu. Bazı firmaların oyunları çok ucuza satmaları nedeniyle büyük firmalar da indirim yapmak zorunda kaldılar. Ama bu indirimler bile satışların düşüşüne engel olamadı. Pek çok oyun firması bu yıl içinde iflas etti.

Bu zor dönemlerde, ucuz fiyatı ve yüksek performansı ile dikkat çeken yeni bir bilgisayar; Commodore 64 piyasaya sürüldü. Üstelik Commodore 64'ün mucitleri, kısa süre sonra kendi grafik işlemcisine sahip Amiga modellerini geliştirerek oyun dünyasını peşlerinde sürüklemeye devam edeceklerdi.

Tetris dolandırıcılığı

Tetris dolandırıcılığı
Dönem dönem tekrar ortaya çıkan Tetris, altın çağını GameBoy ile yaşadı.

Atari, 1984'te yeni modeli olan 7800'ü piyasaya sürdü. 7800, 2600'ün oyunlarının da oynanabildiği gelişmiş bir modeldi. Fakat bu gelişmeye rağmen, Warner Communications Atari'yi elden çıkarmaya karar verdi. Commodore'u kuran, ancak daha sonra Commodore'dan ayrılmak zorunda kalan Jack Tramiel Atari'yi satın aldı.

Nintendo, Japonya'da Famicom adıyla çıkardığı bilgisayarını ABD'de NES adıyla satışa sürdü ve çok sıra süre içerisnde 100.000 adet sattı. Aynı dönemde daha önce bilgisayar oyunları dünyasında adı pek geçmeyen bir ülkeden, Rusya'dan gelen bir oyun tüm dünya çapında bağımlılık yaratmaya hazırlanıyordu. Bu oyunun adı Tetris'ti.

NES'e karşı atağa kalkan SEGA, SMS adlı yeni cihazını 1986'da piyasa sürdü. Aynı yıl Atari de satışlarını arttırmak için yeniden 7800 modelinin tanıtımını hızlandırdı.
NES bu atağa 16 bit grafik çözünülürlüğüne sahip yeni modeli ile karşılık verdi. Atari'den 16 bitlik NES'e yanıt, konsol ile bilgisayarın birleştirilmiş olduğu XE modeli ile geldi.

Bu arada Tengen firması, Tetris'in haklarını satın almak için büyük bir yatırım yaptı. Fakat mahkemede, Tengen'in Tetris'in haklarını satın aldığı firma olan Mirrorsoft'un oyunla hiç bir ilgisi olmadığı kanıtlandı. Tengen dolandırılmıştı. Bu sırada Nintendo sessiz sedasız bir şekilde Tetris'in gerçek haklarını ele geçirmeyi başardı.

1989'da Nintendo, Tetris oyununu taşınabilir oyun cihazı olan GameBoy ile birlikte satmaya başladı.

Gelmiş geçmiş en iyi oyunlardan birisi ve pek çoğunun da atası sayılan SimCity 1989 yılında satışa sunuldu. Ünlü Sonic the Hedgehog'un ortaya çıkması içinse 1991 yılına kadar beklemek gerekti. Aynı yıl Nintendo ve Sony ortak bir açıklama yaparak, Nintendo'nun yeni cihazı SNES için özel bir CD-ROM sürücüsü hazırlandığını açıkladılar. Street Fighter II çılgınlığı da yine aynı yıl başladı.

Bir yıl sonra Nintendo ile Sony'nin arası açıldı ve CD-ROM sürücüsü projesi rafa kaldırıldı. Nintendo, Sony yerine aynı projeyi Panasonic ile birlikte yürütme kararı aldı.
1992 yılında, Electronic Arts firmasınının da kurucuları arasında yer alan Trip Hawkins 3DO firmasını kurdu.

Bu dönemde, o zamana kadar görülmemiş mükemmelikte grafiklere sahip olan Myst oyunu piyasaya sürüldü.

Sony, PlayStation ile savaşa katılıyor

Sony, PlayStation ile savaşa katılıyor
Saga'nın Saturn'ü, gerçek bir hayal kırıklığı olmanın ötesine geçemedi.

1993 yılında oyunlardaki şiddet öğelerinin artmaya başladığını düşünen ABD politikacıları, bu konuyu inceleme altına almaya karar verdiler. 1994 yılında ise oyunları içeriklerine göre sınıflandırmak amacıyla ESRB kuruldu.

Sony, Nintendo ile yapmış olduğu anlaşma bozulunca konsol piyasasına girmek için farklı bir yöntem tercih etti ve kendi oyun konsolunu piyasaya sürdü. Böylece 1995 yılında PlayStation doğmuş oldu. İlk PlayStation'lar 299 dolara alıcı buluyorlardı.

Bu yıldan itibaren, oyun savaşları konsol makineleri ekseninde hızlanmaya başladı. Sony, sadece bir yıl sonra PlayStation fiyatlarını düşürdü ve rakiplerini de aynı yolu izlemek zorunda bıraktı.

Sega da yarıştan kopmamak için yeni oyun konsolu Saturn'ü erken piyasaya sürdü. Fakat satışlar tam anlamıyla bir felaket oldu; çünkü oyun firmaları değişen bu çıkış tarihine oyunları yetiştirmeyi başaramadılar. Bu sırada en kayda değer başarıyı Nintendo yakaladı. N64 ile Japonya'da piyasaya çok hızlı giren Nintendo, yine aynı sebepten, yani yeterli oyun olmamasından dolayı, satışlarda büyük düşüş yaşadı. Ertesi yıl N64 ABD'de de satışa sunuldu.

Aynı dönemde Sony, sadece bir günde 12 milyon dolarlık PlayStation satarak yeni bir rekora imza atıyordu. Bu gelişmeler yaşanırken, Atari Corporation da JTS firması ile birleşti ve bu birleşme resmi olarak Atari'nin sonu oldu.

SEGA, Katana adlı 128 bit'lik yeni oyun konsolunu 1998 yılında oyunculara sundu. Hızını alamayan şirket, aynı yıl Dreamcast'i de piyasaya sürdü. Fakat Dreamcast ABD ve Avrupa'da ancak 1999 yılında satılmaya başlanabildi.

1999 yılında Atari'yi satın alan JTS iflas etti. Aynı günlerde ise Microsoft artık devasa hale gelen oyun piyasasında yer almaya karar verdi ve bir oyun konsolu üzerinde çalıştığını duyurdu.

Konsol savaşları tam gaz

Konsol savaşları tam gaz
Konsol tarihinin en önemli kilometre taşı: PlayStation 2

2000 yılında Sony'nin merakla beklenen yeni konsolu PlayStation 2 Japonya'da piyasaya çıktı. PS2 satışa sunulduğu ilk 48 saat içinde tam 1 milyon adet sattı. 2000 yılı aynı zamanda Maxis'in unutulmaz oyunu The Sims'in de piyasaya çıktığı yıl olarak tarihe geçti.

2001 yılında PS2'nin önlenemez yükselişi sürerken, Microsoft nihayet yeni konsolunu tanıttı. Xbox piyasaya çıktığı anda yaklaşık 20 oyun birden satışa sunuldu. Xbox'ın çıkışı esnasında bir de ilginç gelişme yaşandı. Florida'da faaliyetlerini sürdüren Xbox Technologies, Xbox markasının hakları için Microsoft'a dava açtı.

2002 yılında GameCube'un Avrupa'da piyasaya çıkmasının ardından Nintendo'nun GameBoy Advance SP'si tüm dünyada satışa sunuldu. 2003 yılında Atari yeniden doğdu. Infogrames, Atari'nin tüm haklarını Hasbro'dan satın aldı ve kendi şirketinin adını Atari olarak değiştirdi.

Aynı dönemde, Nokia'nın oyun ve cep telefonunu birleştiren modeli N-Gage piyasaya çıktı. Oyun dünyasında en çok ses getiren son haber ise, PlaySation'ın taşıanbilir versiyonu olan PlayStation Portable'ın Sony tarafından piyasaya sürülmesi oldu.

Sonrasını zaten biliyorsunuz... Nintendo Wii, Xbox 360, PlayStation 3 ve gerçeğe daha da yaklaşan oyunlar. Ama şunu unutmayın: Bugün siz nasıl bu yazıyı okuyorsanız ve yeni nesil oyun teknolojilerinin keyfini sürüyorsanız, birkaç yıl sonra çocuklarınız da PlayStation 3 ve grafik harikası oyunlara gülümseyerek bakacak, ne kadar şanslı olduklarını konuşacaklar...

Okuyucu Yorumları