Küresel ısınmayı nasıl durduracağımız yada en azından nasıl yavaşlatacağımız muhtemelen insanlığın 21. Yüzyılda karşılaştığı en büyük soru olacaktır. Yükselen deniz seviyeleri ve sıcaklıklar, mercan kayalıklarının kaybolması ve benzeri pek çok sorunu beraberinde getiren bu problemi çözmek her geçen gün daha da önemli bir hale geliyor.
Ancak bir grup bilim adamı, atmosferin alçak seviyelerine sülfat itimine yönelik araştırmaları ile güneş ışığını azaltarak problemi çözmenin bir yolunu bulmuş olabilirler.
"Environmental Research Letters" dergisinde yayımlanan araştırma "stratosferde aerosol enjeksiyonu" yöntemlerini ve bedellerini inceliyor. Malzemenin atmosferde 20 kilometreye kadar çıkan yüksekliklere gönderilmesi gerektiği düşünülürse bunun kolay bir işlem olmadığı rahatlıkla söylenebilir.
Bilimadamları, bunun antropojenik radyoaktif zorlamayı, diğer bir deyiş ile insan müdahalesi yüzünden uzaya geri yayılmak yerine Dünya'da kalmış olan güneş ışımasının miktarını yarıya düşürebileceğini öngörüyorlar.
Araştırmacılar bu yöntemin yıllık yaklaşık 2,25 milyar dolara mal olacağını ve 15 yıl içerisinde kullanılmaya hazır olacağını tahmin ediyorlar. Ancak şu anda malzemeleri bu yüksekliğe gönderebilecek bir hava aracımız bulunmuyor.
Dahası, bi araştırma Güneş ışığının "kısılmasının" Dünya'daki diğer canlılar üzerinde sahip olabileceği potansiyel olarak yıkıcı etkiyi de araştırmış değil. Örneğin bitkiler ve fotosentez yapan diğer canlılar, daha az güneş ışığı bulunan bu ortamda yaşamakta zorlanabilirler ve bu da yaşam zincirinin daha üst noktalarındaki canlıları kötü etkileyebilir.
Her ne kadar bu tür bir teknolojinin gerçekten kullanılıp kullanılmayacağı belli olmasa da, çevre bilimcilerin bu konuya dikkatle yaklaşmaları gerektiği açık. Sonuç olarak Dünya'nın ekosistemi çok zarif bir yapıya sahip ve yapılacak en küçük bir çevre mühendisliği müdahalesi bile tüm gezegen için ciddi sonuçlara yol açabilir.