Bir zamanlar sadece üst seviye, büyük laboratuvarların sahip olduğu CRISPR ve diğer güçlü yeni biyoteknolojiler artık daha yaygın olmaya başlıyor. Bu durum genel olarak iyi olsa da, aynı zamanda kötü amaçlı kişilerin de bu teknolojilere daha kolay ulaşabilmeleri söz konusu.
Davos'taki Dünya Ekonomik Forum'unda konuşan Bill Gates, küresel toplumun biyo-terörizmi henüz yeterince ciddiye almadığını söylemekte. Hükumetlerin ve özel organizasyonların da potansiyel biyo-terörizm saldırılarına karşı "ciddi yatırımlar" yapmaları gerektiğini düşünüyor.
Gates'in uyarısı, Bill ve Melinda Gates Vakfı'nın Almanya, Japonya ve Norveç hükumetleri ile beraber çalışarak yeni aşılar ve hastalık salgınlarına karşı harekete geçmek için yeni stratejiler geliştireceği duyurusunun kısa bir süre sonrasında gelmekte. Gates Vakfı, şimdiden pek çok hastalığı ortadan kaldırmak için ciddi bir yatırım yapmış durumda.
Ayrıca Gates, biyo-terörizme karşı uyarı yapan ilk kişi değil. Geçtiğimiz Kasım ayında Başkan Obama'ya yapılan önerilerden biri, ülkenin biyo-savunma stratejilerini CRISPR gibi gelişmiş teknolojilere cevap olarak yenilenmesiydi.
Rapor, biyo-teknolojinin hızlı gelişiminin hem ülkeler hem de gelişmiş laboratuvarlara erişim imkanına sahip kişiler için ciddi bir saldırı tehlikesini de beraberinde getirmekte olduğunu belirtmekteydi. CRISPR gibi araçlar, bir ülkenin yiyecek kaynaklarını yok etmekten bir kişinin biyolojisine müdahale etmeye veya bir virüsün etkisini geliştirmeye kadar pek çok farklı amaç ile kullanılabiliyor.
Neyse ki şimdilik bu tür tehditler sadece birer hipotez olarak gözükmekte. Ancak eğer gerekli önlemler alınmazsa, bu tehditlerin gerçeğe dönüşmesi oldukça muhtemel...