Cloud Computing: Her şey için tarayıcı yeter!

İşletim sistemi ya da güçlü donanıma gerek yok, her şey için tarayıcı yeterli: İşte Cloud Computing.

PC bulutlara çıkıyor

İngilizcesi "Cloud computing", yani bilgisayar bulutu. Ama Türkçeye çoğunlukla "kümesel işlemler" olarak çevriliyor. İsmi pek ilgi çekici değil, ama onun sayesinde on yıl öncesinin bilgisayarında HD video düzenlemesi yapabiliyor ya da cep telefonlarına 500 GB sabit disk ekleyebiliyoruz. Bunu yaparken tek ihtiyacımız ise bir web tarayıcısı ve hızlı bir internet bağlantısı.

CHIP Online olarak bir süredir kafaları karıştıran, ama ne olduğu bir türlü anlaşılamayan bu yeni modeli ele alarak geleceğin modeli mi yoksa bir balon mu olduğunu herkese anlatmak istedik.

Donanımdan bağımsızlık

Donanımdan bağımsızlık
Google bu yeni teknolojinin öncülerinden

Kümesel işlemlerin arkasındaki fikir bütün uygulamaları işletim sisteminden bağımsız hale getirmek. Bu sayede en ağırından en hafifine bütün uygulamalar sadece bir web tarayıcısı ile bilgisayarınızda çalışabilecek.

Kümesel işlem, verilerin bilgisayarınızda değil de internetteki bir grup bilgisayar tarafından işlenip bilgisayarınıza aktarmanız anlamına geliyor. Bu sayede eski bilgisayarlarla bile HD video düzenlemeleri yapılabiliyor. Yani artık donanımınızın gücünün önemi yok. Tek önemli olan ise internet bağlantınızın hızı.

İlk bakışta biraz saçma gelen bu sisteme aslında yavaş yavaş geçiyoruz. Bunun en canlı örneği Google araçları: E-posta alıcısı, ofis araçları, RSS okuyucusu, ajanda ve diğer birçok Google yazılımı web tarayıcınız üzerinden platformdan bağımsız çalışıyor. Bütün veriler Google sunucularında saklanıyor ve siz istediğinizde çağrılıyor.

Sunucu çiftlikleri

Sunucu çiftlikleri
Sunucuların fazla gelen işlem güçleri kiralanıyor.

Bunu mümkün kılan ise Google, Amazon, Microsoft ya da IBM gibi büyük şirketlerin sunucu "çiftlikleri". Oldukça geniş olan bu sunucu gruplarında aslında ihtiyaçtan çok daha fazla işlem gücü ve depo alanı var. Normal kullanımda boş yere enerji tüketimine neden olan bu fazlalık güç için şirketlerin çözümü ise kiralamak.

Aslında her iki taraf için de faydalı olan akıllıca bir sistem. Bu şekilde kullanıcı yazılım lisansları ve sunucular için para ödemeden, sadece kullandığı performansın karşılığını ödüyor.

Kullanıcı aynı zamanda bilişim hizmetlerini istediği gibi birleştirebiliyor da. Yani istediğinizde Amazon'un sanal disk alanı "Simple Storage Service (S3)" ile Google'ın yazılım geliştirme platformu "App Engine (GAE)"i beraber kullanabiliyorsunuz. Bu şekilde kullanıcı olabilecek en üst seviye esnekliğe sahip olabiliyor. Bu birbiriyle birleştirilebilen yapı taşları ise sunucu ve hizmetlerden oluşan bulutu, yani kümesel işlemleri oluşturuyor.

Birlikten güç doğar

Birlikten güç doğar
Bilgisayar grupları dünyayı saran ağlar oluşturuyor.

Kümesel işlemlere yeni bir buluş demek aslında yanlış. Bu daha çok zaten var olan tekniklerin bir araya getirilmesi.

Kümesel işlemlerin beraberinde getirdiği üç yeni terim var. Bunlardan ilki "cluster"lar yani bilgisayarlar ağları. Bunlar işlem gücü deposunu oluşturan dev bilgisayar çiftlikleri. Bir araya gelerek güçlerini birleştiren bu bilgisayarlar aynı zamanda güvenilirliği de arttırıyor. Bir sunucu sorunla karşılaşıp kapandığında bir diğeri onun görevini üzerine alabiliyor.

"Grid"ler ise daha büyük işlem gücü sağlamak için dünyanın farklı kesimlerindeki "cluster"ların birleştirilmesi ile oluşturulmuş ağlar. Büyük kuruluşların kullandığı bu ağlar standart kütüphane ve ara yazılımları sayesinde dünyanın her yerinde aynı hizmeti sağlayabiliyorlar.

Üçüncü terim ise "utility computing", yani bilişim desteği. Burada ise bilgisayar ağlarının çevrimiçi depolama alanları, sanal sunucular ya da yazılımlar hizmet olarak sunuluyor ve kullanım miktarına göre ücretlendiriliyor.

Yeni olasılıklar: İstediğin yazılımı kirala

Yeni olasılıklar: İstediğin yazılımı kirala

Kümesel işlemlerin sağladığı olanaklardan biri altyapı hizmeti, yani "Infrastructure as a Service – IaaS". Bu sayede kuruluşlar hiç bir altyapı yatırımı yapmadan bütün hizmetlerini sunucu çiftliklerine aktarabiliyor ve istediği gibi yönetebiliyor. Bunun en canlı örneği istendiği gibi boyutlandırılabilen Amazon EC2.

İkinci hizmet "Platform as a Service – PaaS", yani platform hizmeti. Bu daha çok yazılım geliştiricileri için düşünülmüş. Burada hizmet sağlayıcı bir son kullanıcı yazılımı sunmuyor. Bunun yerine uygun bir çalışma ortamı sunuyor. Bu sayede yazılımcılar geliştirdikleri web yazılımlarını bu sunuculara yerleştirip çalıştırabiliyorlar. Bunun en canlı örneği ise Google'ın "App Engine" platformu. Python yazılım dilini destekleyen bu platformda yazılımcılar ne ek bir yüklemeye ne de ek bir donanıma ihtiyaç duyuyorlar. Bu yazılımlara da "Cloudware" deniyor.

Sonuç: İnternette yeni olanaklar

Sonuç: İnternette yeni olanaklar
"Cloud computing" adını gelecekte daha çok duyacağız.

Üçüncü ve son hizmet ise yazılım hizmeti (Software as a Service – SaaS). Klasik yazılım satın alıp kullanma modelinin tersine bu yeni sistem de yazılımlara kullandığınız ölçüde para veriyorsunuz. Bunun için özel bir donanım yatırımı yapmanıza da gerek yok. En zor işlemleri bile internet bağlantısı ve güncel bir web tarayıcısı olan eski bir bilgisayarla yapabiliyorsunuz.

Sistem daha oldukça yeni. Ama kullanıcılara geniş olanaklar sunuyor. Bu sayede maliyet baskısı azalıyor ve isteyen herkes oldukça düşük ücretlerle, ek bir donanım gerektirmeden bir internet sayfası oluşturabiliyor. İstediğinde de ek işlem gücü kiralanabiliyor.

Sonuç:
"Cloud computing" yeni bir terim olsa da aslında bildiğimiz eski sistemlerin birleşiminden başka bir şey değil. Ama kullanıcılara geniş olasılıklar sunuyor. Bu sayede platformdan bağımsız olarak istediğimiz yazılımları kullanabiliyor ya da yüksek donanım masrafları altına girmeden sunucu sistemleri oluşturabiliyorsunuz. Üstüne üstlük istediğiniz zaman sisteminizi genişletebiliyorsunuz da.

Okuyucu Yorumları