Dünya'nın En Eski Peyniri, Mikrop Yuvasıymış!

Dünya'nın en eski peyniri, tatlı olmasının yanı sıra, zamanında tehlikeli bir hastalık kaynağıymış!

3.200 yıllık peynir!

İnsanlar çok uzun zamandır peynir üretiyor ve tüketiyorlar ve eski bir Mısır mezarında bulunan 3200 yıllık peynir de bu durumu kanıtlıyor. Ancak görünene göre bu peynir tatlı olsa da, potansiyel bir hastalık kaynağıydı.

Bu hafta Analytical Chemistry bilim dergisinde yayınlanan yeni bir araştırma, "muhtemelen günümüze kadar bulunmuş en eski arkeolojik katı mısır kalıntısını" açıklıyor. Milattan önce 13.yy'dan gelen bir kavanoz içinde bulunan "katılaşmış beyazımsı kütle" çölde geçirdiği 30 yüz yıla rağmen bilim adamlarının peynirimsi kaynağını araştırmaları için orijinal kimyasının yeterli kısmını korumayı başarmıştı. Araştırmacılar, bu peyniri üretmek için hangi hayvanın sütünün kullanıldığını bulmanın yanı sıra, günümüze kadar bizleri tehdit eden tehlikeli bir bakterinin de izlerini bulmayı başardılar.

Peyniri kavanozunu içeren mezar aslında 1885 yılında bulunmuştu ancak unutulmuş ve Sahra kumlarının arkeolojik alanı kapamasının ardından kaybolmuştu. 2010 yılında da alan Fransız arkeologlar tarafından tekrar bulunmuş ve tekrar incelenmişti. Mezar hırsızları alanı zaten talan etmiş olsa da, çoğu kırılmış olan bir grup toprak kavanoz (bir kanvas kumaş ve peyniri içeren de dahil olmak üzere) hırsızlar tarafından geride bırakılmıştı.

Tarihi peyniri içeren kavanoz, dönemin Aşağı Mısır başkenti büyük Mısır şehri Memphis'in yöneticisi Ptahmes ile beraber gömülmüştü. Alan, MÖ 1292 ve MÖ 1189 yılları arasında yönetimde olan 19. Hanedan dönemine kadar uzanıyor. Ptahmes, bir politik figür olarak oldukça önemliydi ve yöneticilik görevlerinin yanı sıra askeri liderlik ve hazinenin kontrolünü de elinde bulunduruyordu. Ptahmes'in ölümünün ardından konumu Tanrı Amun'un Yüksek Rahibi'ne yükseltilmişti. Yeni araştırmaya göre peynire karşı da bir ilgisinin olması mümkün olabilir.

Çöl ortamına neredeyse 33 yüz yıl boyunca maruz kalmanın numunenin kimyasal doğasını (ve dolayısıyla yağlı içeriğini) değiştirmiş olması, beyaz maddenin analizini zorlaştırıyordu. İtalya'daki Catania Üniversitesi'nden Enrico Greco tarafından liderlik edilen ekip, bu peyniri çalışmak için peptit işaretlerini (belirli maddelerin varlığını gösteren kısa amino asit zincirleri) belirlemek ve proteinleri analiz etmek için tamamen yeni bir yöntem geliştirmek zorunda kaldılar. Greco'nun ekibi beyaz kütlenin parçalarını çözdürdükten sonra protein örneklerini izole ederek saflaştırdılar. Daha sonra da bu proteinler kütle spektrometrisi ve sıvı kromatografi kullanılarak dikkatli bir şekilde analiz edildi. Yıllarca süren çürümeye rağmen araştırmacılar, belirli peptit işaretlerini belirlemeyi ve bu maddeyi bir sert peynir türü olarak tanımlamayı başardılar.

Dünya'nın En Eski Peyniri, Mikrop Yuvasıymış!

Analizin gösterdiğine göre bu peynir keçi, koyun ve ilgin bir şekilde Afrika bufalosu – modern Afrika'da genellikle evcilleştirilmiş ve sütü sağılan bir hayvan olarak düşünülmeyen bir tür – sütlerinin karışımı ile üretilmişti. Kanvas kumaşın analizi de bu kumaşın sıvı değil, katı maddeleri tutmak için kullanışlı olduğunu gösterdi; bu kumaş muhtemelen peyniri sarmak veya kavanozun üstünü kapamak için kullanılıyordu.

Ancak araştırmacılar, bunların yanı sıra Brucella melitensis – malta humması hastalığına sebep olan bakteri türü – ile ilişkili peptit işaretleri de buldular. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde bu peynir pastörize değildi ve bu da kendisini potansiyel olarak tehlikeli bir yiyecek türü yapıyordu.

Bu hastalık genellikle ölümcül olmasa da, çok uzun süreler etkileri devam eden sağlık durumlarına yol açabiliyor. Daha önceki arkeolojik kanıtlar eski Mısırlıların malta hummasına yabancı olmadıklarını gösteriyordu ve bu peynir de, hastalığa yeni bir kanıt daha olurken en azından o dönemde peynir aracılığı ile yayılabildiğini göstermiş oluyor.

Okuyucu Yorumları