İlk olarak 1946 yılında tasarlanmış bir hava aracı, gerçekleştirilen kısa ancak başarılı bir uçuşun ardından, ilk ticari elektrikli uçak olabilir. Vancouver tabanlı Harbour Air, "eBeaver" uçağını Richmond, BC'de yer alan Fraser Nehri üzerinde, CEO ve pilot Greg McDougall'ın kontrolünde 10 dakikalık bir uçuşa çıkarttı. Uçuş ardından yapılan açıklamada CEO "tarih yazdıklarını" söylerken şirketi, eBeaver'ın ticari hizmete 2022 yılında girmesini bekliyor.
eBeaver, Havilland'ın efsanevi DCH-2 Beaver uçağının yeniden düzenlenmiş bir sürümü. Redmond, Washington merkezli Magnix'in 750 beygir gücündeki elektrikli motorunu kullanıyor. Harbour Air, Magnix ile ortaklığını bu yılın daha erken dönemlerinde duyurarak, Dünya'nın ilk "tamamen elektrikli ticari deniz uçağı filosunu" kurmayı planladıklarını söylemişti.
Şu ana kadar elektrikli uçakların pek başarılı oldukları söylenemez. Birkaç model üretilmiş, test edilmiş ve hatta satılmış olsa da, bunların hiçbiri yolcu almaya hazır değil. Magnix CEO'su Roei Ganzarski, Fortune ile yaptığı görüşmede "bu gerçek" cümlesini kurdu.
Harbour şu anda 14 adet altı yolculu HDC-2 Beaver uçağına sahip ve bunların büyük çoğunluğu saatte yaklaşık 300 dolarlık jet A yakıtı yakan Pratt & Whitney PT-6A türbin motorları ile donatılmış durumda. Buna karşılık olarak eBeaver, yaklaşık 10 ile 20 dolar arasında elektrik masrafı ile 160 kilometre uçabilecek batarya ömrüne sahip.
E-uçaklar ICE (içten yanmalı motor) gücü ile çalışanlara göre çok daha düşük menzile sahipler ve bunun sebebi de lityum-iyon bataryaların, benzin veya jet yakıtının %5'inden daha düşük enerji yoğunluğuna sahip olması. Yine de 160 kilometrenin pek çok deniz uçağı uçuşu için yeterli olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Yine de menzil problemlerine rağmen elektrikli uçakların ICE modellerine göre büyük avantajları da bulunuyor. Bu avantajların arasında daha düşük bakım ve işletme masrafı, yakıt ikmali alt yapısına ihtiyaç duyulmaması (şarj noktaları hariç) ve yerel rotalarda daha kolay yolcu binişi bulunuyor.