Facebook'ta ne kadar zaman geçiriyorsunuz? Sıklıkla giriş yapıyor musunuz? Ya da sürekli olarak ekranınızda duruyor ve kontrol mü ediyorsunuz? Ne sıklıkla bir şeyler yayınlıyorsunuz?
Bütün bu soruların cevabı, sizin hakkınızda bir şeyler anlatıyor olabilir. University of Pittsburgh tarafından yapılan yeni bir araştırma, sosyal medyanın yoğun kullanıcılarının, diğer kişilerin 2.7 katı daha fazla depresyon yaşama ihtimali olduğunu göstermekte. Dahası, bu araştırma yoğun kullanıcılar arasında da sosyal medyada daha fazla vakit geçirenlerin, daha az vakit geçirenlere göre 1.7 kat daha fazla depresyon riski olduğunu gösteriyot.
Araştırma, Facebook, YouTube, Twitter, Google Plus, Instagram, Snapchat, Reddit, Tumblr, Pinterest, Vine ve LindekIn kullanımını incelemekteydi. Araştırma sırasında 19 ile 32 yaşları arasında 1.787 yetişkin incelendi. Ortalama sosyal medya kullanımı günde 61 dakika ve haftada 30 giriş yapılıyor olarak ortaya çıktı.
Bu noktada Facebook'un sizi sefil bir hale getirdiği sonucu çıkartmak oldukça kolay gözükebilir. Hatta 2013 yılında University of Michigan tarafından yapılan bir araştırma, Facebook'un genç yetişkinleri "kötü etkilediğini" göstermekteydi.
2009 yılına kadar geri gidildiğinde, Stony Brook University tarafından yapılan bir araştırma, fazla Facebook kullanımının, genç kızları depresyona ittiğini söylüyordu.
Son araştırmanın söylendiğine göre depresyonda olan kişilerin sosyal medyaya yönelerek bir boşluğu doldurmaya çalışıyor olmaları mümkün. Ayrıca sosyal medyanın depresyona sebep olması ve depresyonun da daha fazla sosyal medya kullanımına yol açması mümkün görünüyor.
Center for Research on Media, Technology and Health yöneticisi Dr. Brian Primack ise tüm sosyal medya kullanımlarının aynı olmadığı konusunda oldukça ısrarlı. Primack, sosyal medya üzerindeki iletişimlerin kişilerin yapılarına ve kullanım şekillerine bağlı olan bir şekilde farklı sonuçlar oluştuğunu söylemekte. Başka bir deyiş ile sosyal medya iletişimlerinin, gerçek dünya iletişimleri ile çok da farklı olmadığı söylenebilir.
Bu tarz konularda her zaman olduğu gibi dikkatli ve ölçülü kullanımı önermekten başka bir yol yok gibi görünüyor...