Çok değil; 20 yıl öncesine dönersek, kazalarda alüminyum folyo gibi ezilen otomobillerle karşılaşıyorduk. Ancak günümüz otomobilleri çok farklı bir konu: Artık EuroNcap veya NHTSA (Amerika Ulusal Otoban Güvenliği Kurumu) gibi kurumlardan iyi notlar alamayan araçların yollara çıkması bile kabul edilmiyor. Bu otomobillerin ortak noktası; güçlü bir A Sütunu'na sahip olmaları. Elbette A Sütunları ne kadar güçlü ve büyüklerse, sürücülerin görüşünü bir o kadar zedeliyorlarlar.
Öncelikle A Sütunu'nun ne olduğuna değinelim. A Sütunu, otomobillerde tavanı taşıyan, ön camın iki tarafından yükselen ve güvenliği destekleyen bir mimari. Basit bir örnek vermemiz gerekirse; herhangi bir trafik kazasında otomobilin A Sütunu ciddi bir zarar görmüşse, o otomobilin ne kadar iyi tamir edilirse edilsin eski güvenlik düzeyine ulaşması imkansız hale geliyor.
Hyundai-Kia ortaklığı, A sütununun yol açtığı görüş sorunlarını asgari düzeye indirgeyen, üst düzey bir teknolojinin patentini almak için ABD'deki bürolara başvuruda bulundu. Patente göre; dışarıdan ve içeriden görüntü alan kameralar, bir çeşit projeksiyon sistemi kullanarak kör noktaların görüntüsünü A Sütunu üzerine yansıtacaklar. Böylece yaya güvenliği artacak ve özellikle "sollamalalarda" kör noktalar nedeniyle gerçekleşen kazaların seviyesi asgari düzeye indirgenecek.
Aslında A Sütunu'nun zaafları ek aynalarla giderilebiliyor. Ancak bu ek aynalar hem otomobilin görünüşünü çirkinleştiriyor, hem de sürücünün derinlik algısının zarar görmesine neden oluyor. Kameralar ve projektörler ise, optik fiziğin sihrinden faydalanıp bu sorunları aşabiliyor.
Hyundai-Kia ortaklığı söz konusu teknoloji için patent başvurusunda bulunan ilk şirket değil. Japon devi Toyota da, 2017 yılında sütunu saklayacak bir mimari için patent başvurusunda bulunmuştu. Jaguar-Land Rover ikilisi de 2014 yılında, "Şeffaf A Sütunu" projesi için çalışma yürütmüştü.