Bazı ülkelerde internet konusunda sansür uygulamak bir nevi standart prosedür haline gelmiş durumda.
İnternet üzerinde her konuda sınırsız bilgi ve kişisel yorum bulunuyor. Ne yazık ki bazı ülkeler hala yasakçı bir zihniyet ile sakıncalı bulunan içerikleri engellemek için yasaklamanın en doğru iş olduğu yanılgısına sahipler. Tek bir içerik için devasa sitelere erişimi toptan yasaklayıp, pire için yorgan yakan ülkelere örnek çok ama biz şimdilik biraz daha uzaklardan örnek versek daha iyi olacak.
Örneğin Çin, internet sansürcülüğü konusunda dünya çapında bir üne sahip. Bir yandan geliştirdikleri özel sansür yazılımı, diğer yandan da özel ekiplerle interneti araştırıp, hangi sitelerin yeni çağın Çin Seddi'nin diğer tarafında kalması gerektiğini belirliyorlar. Bunun içinde ciddi maddi ve iş gücü kaynağı ayırıyorlar.
Diğer yandan Suudi Arabistan, zararlı gördüğü içerikleri ve internet sitelerini tek tek ayıklamaya uğraşmak yerine bir nevi "komşu kollama" programı yürütmeyi tercih ediyor. Ülkedeki sistem, internet kullanıcılarının sakıncalı buldukları içerikleri devlete "şikayet etmeleri" üzerine kurulu. Bu sistem sayesinde devlet sansürcülüğe daha az kadro ayırıp, halkın desteğinden yararlanıyor. Sistem uygulamaya geçtiğinden beri günde ortalama 1.200 kullanıcı mesajı, 25 kişilik sansür ekibine ulaşıyor ve ekip uygun gördüğü sitelere erişimi engelliyor ve içeriğin sahibi ulaşılabiliyorsa cezalandırılmasını sağlıyor.
Türkiye'de de durum Suudi Arabistan'dan farklı değil. Telekominikasyon Kurumu da, benzer bir ihbar sitesine sahip.