OpenSignal tarafından yapılan bir araştırma, veri aktarımının geleceği konusunda önemli bulgular içeriyor. Hız konusunda Wi-Fi teknolojisini dünya genelinde geride bırakan mobil veri teknolojisi, 5G ile birlikte kapsamını arttırarak Wi-Fi bağlantısı aradığımız günleri geride bırakabilir.
Araştırmanın sonuçlarına dayanarak yaptığı açıklamasında Ofcom yöneticilerinden Mansur Hanif, Wi-Fi endüstrisine gözdağı vererek bu teknojiye sırtını dayayanların 5G'ye hazırlık yapmamaları durumunda saf dışı kalacaklarını öne sürdü. Araştırma verileri ise bu söz konusu değişimin aslında uzun zamandır yaşandığını gözler önüne seriyor.
OpenSignal, LTE tabanlı mobil verinin halihazırda tüketicilere sunulan Wi-Fi ağlarının sağladığı hızları çok geride bıraktığını buldu. Bu veri ortalama olarak 33 gelişmiş ülke için geçerli görünüyor. Bu ülkelerin arasında mobil verinin Wi-Fi bağlantısından 13Mbit/s daha hızlı olduğu Avustralya ve farkın sadece 2.5Mbit/s olduğu Fransa da bulunuyor. Singapur, Hong Kong ve ABD'de ise bunun tersine mobil bağlatıların Wi-Fi ağlarından daha yavaş veri aktarımı yaptığı ülkeler (hız farkları sırasıyla 34 Mbits, 38 Mbit/s, 25 Mbit/s).
OpenSignal'ın Analiz Bölümü Başkanı Ian Fogg, mobil ağ operatörleri ve akıllı telefon platformlarının büyük isimlerini bir konuda uyarıyor: eğer akıllı telefonunuz bir Wi-Fi ağının kapsama alanına girerse telefon genellikle mobil ağı kapatarak veri iletişimini "daha kullanılabilir" olarak gördüğü Wi-Fi ağından sağlamaya eğilim gösteriyor. Ancak artık bu durum değişmek üzere. Mobil veri LTE teknolojiyle arayı kapatarak daha iyi bir deneyim sunuyor ve akıllı telefonların eski zamanlardan kalma ağ tercihi ayarı, kullanıcıları daha kötü bir deneyime itiyor.
Huawei, bu hafta içerisinde yaptığı açıklamada ise bu duruma değinerek geliştirilen 5G teknolojisi için sabit bağlantı teknolojilerine yaptığı yatırımı mobil veri alanına kaydıracağını belirtmişti.
Ancak burada önemli bir sorun var: 5G yaklaştıkça göz önüne çıkan sınırlı bant genişliği sorunu bu gelişmenin de önünde bir engel teşkil ediyor. Neden bir operatör, sınırlı bant genişliğini bir Wi-Fi ağı ile kontrol edebilme seçeneği yerine ağ trafiğini tamamen baz istasyonlarına aktarmalı? Tüm trafiği tek bir aktarım noktasında toplayan Wi-Fi teknolojisi, bir operatör için hâlâ en iyi seçenek olarak görünüyor.
Ve bu yaklaşım bir süre daha bizi Wi-Fi ağları ile bir arada tutacak gibi görünüyor. Distruptive Wireless yetkilisi Dean Bubley, 5G'nin ilk günlerinde kapsama alanını yaşadığımız yapıların içerisinde de kullanılabilir durumda tutmanın oldukça ciddi bir mühendislik problemi olarak gündemde kalacağını belirtiyor.
"26/28 GHz frekansta ek bir açık alan ünitesi gereksinimi doğuyor ve ev içi kullanım için hâlâ bir Wi-Fi destekli bağlantı noktasının bu üniteye bağlı olması gerekli. Sonuç olarak insanlar ya binalarına bir kabloyu daha buyur etmek durumundalar, ya da duvarlarında Power-over-Ethernet girişini eklemek zorunda kalacaklar. Bu da her yapı için ek bir anten bulundurma zorunluluğu getiriyor ve bu anten güç ağına bağlı olacağı için kullanıcılar bu uygulamayı kendileri yapamıyor olacaklar. Aynı zamanda bir apartmanda veya kiralık bir dairede oturuyorsanız bu da ekstra yükümlülükleri baştan kabul etmeyi gerektiriyor."
Bu açıklamada en çok dikkat çeken unsur, -hâlâ- bir Wi-Fi bağlantı noktasına duyulan ihtiyaç.
Huawei şimdiye kadar akıllı telefon üreticileri arasında "mantıklı" kararı veren tek üretici konumunda. Eğer Huawei telefonunuz yavaş bir Wi-Fi bağlantısı algılarsa daha hızlı mobil veri paketine geçmeyi tercih ediyor. Mobil ağın Wi-Fi bağlantısından hızlı olduğu ve bu durumun tersinin geçerli olduğu tüm ülkelerde cihazların daha hızlı ağı tercih etmesi, kullanım deneyimi açısından en iyi sonucu verecektir.
Raporun tam metnini buradan okuyabilirsiniz. İletişim dünyasının değişimi baş döndürücü hızıyla devam ediyor ve mobil veri teknolojisi, gelişmekte olan ülkelerde LTE ile Wi-Fi hızını geride bıraktı. 5G teknolojisi ile bu farkın daha da açılacağı açık.