Ozon Tabakasının Düşmanı Geri Döndü!

Ozon tabakası, 30 yılın ardından tekrar büyük tehlike altında. Ama bu tehlikenin ne olduğunu çözebilen henüz yok!

Ozon tabakasına gizemli düşman

Nature dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, 1980'lerden beri ilk defa ozon azaltan kloroflorokarbonların (CFC) atmosferde artış yaşadığını gösteriyor ve bu da yeni bir kaynağın ozon tabakasına zarar vermeye başladığını gösteriyor. Ancak bilim insanlarının bu yeni kaynağın ne olduğuna dair bir fikri yok ve atmosfere yeniden CFC salınmaya başlamasının mantıklı olduğu söylenemez. Bunun sebebi de, CFC'lerin aynı işi yapan ve daha ucuz pek çok alternatiflerinin bulunması.

Washington Post'un da araştırmanın detaylı raporunda belirttiği üzere 1987 Montreal Protokolü'nde malzemelerin yasaklanmasından beri küresel CFC üretimi neredeyse sıfır seviyesinde. Atmosferde bulunan CFC miktarı halen azalıyor ve ozon katmanı kendini yenilemeye devam ediyor. Ancak yeni kaynak bu süreci ciddi bir şekilde yavaşlatıyor ve bilim insanları, yeni durumu oldukça şaşırtıcı buluyorlar.

CFC'ler, klor ve flor atomlarına bağlı karbon atomlarından oluşan uçucu moleküller olarak tanımlanabilir. Bu uçucu kimyasallar, yangın söndürücüler gibi köpüklü cihazlar ve buzdolabı veya klima gibi havayı soğutan cihazlar için büyük önem taşıyor. İlk buzdolapları amonyak ve bütan kullanıyorlardı ancak bunların birinin - amonyak - zehirli ve diğerinin - bütan - aşırı yanıcı olması farklı bir çözümün aranmasını gerektiriyordu. CFC'ler, yanıcı olmamaları ve zehirli olacak kadar reaktif olmamaları sebebiyle bu çözüm olarak görülmüştü ve oldukça popüler olmuşlardı. Ancak atmosferin parçalanmaya başladığının fark edilmesi ile beraber bu durum değişti. Serbest kalan klor, ozon katmanını yıkıyordu ve bu da Dünya'yı mor ötesi ışınlara karşı zayıf bırakıyordu.

CFC'lerin yerine yeni bir molekül bulunması zor bir arayış olsa da, artık bu görevleri kabul edilebilir ölçüde gerçekleştirebilen pek çok molekül bulunuyor. CFC'lerin zararları ve alternatiflerin bulunması ile beraber de bu tür bir kimyasalın - CFC -11 - miktarının artmasını daha da şaşırtıcı hale getiriyor.

Güney Carolina Üniversitesi'nden John L. Ferry'nin belirttiği üzere artık bu kimyasalı bilinçli bir şekilde üretmek "çılgınca" bir işlem olarak görülüyor. CFC-11'in temel olarak kullanıldığı yangınla mücadele ve buzdolabı alanları, artık bu malzemenin bulunmamasından hiçbir şekilde etkilenmiyor. Ayrıca Ferry, bu iki kullanım dışında kimyasalın kullanılabileceği, alternatif bulunmayan başka bir özel durumu düşünemediğini de belirtiyor.

Ferry, bu malzemenin kullanılabileceği bir durumun, Montreal Protokolü'nün öncesinde CFC stoku bulunan bir üreticinin, bu malzemeyi kullanarak fiyatlarını düşürmesi olabileceğini söylüyor ancak sadece birkaç yıl içerisinde bulunan CFC miktarının (13 milyon kilogram) gerçekten muazzam bir stok anlamına geldiğini de belirtiyor ve bu yüzden de bu olasılık çok yüksek gözükmüyor. Bu yüzden de Ferry, standart dışı stokların bir diğer seçenek olabileceğini söylüyor.

Bu standart dışı stoklar için en olası aday da doğal buz oluşumları olarak görülüyor. Ferry'nin de belirttiği üzere Dünya'nın buzları eriyor ve eriyen buz oluşumları, saklı kalan gazları atmosfere bırakabiliyor. Ancak Ferry, bu oluşumların sadece CFC-11'i tutarken diğer CFC'leri barındırmamasının da oldukça düşük bir ihtimal olduğunu belirtiyor.

Bu yüzden de her ne kadar çılgınca ve saçma gözükse de, en yüksek olasılık birilerinin tekrar CFC-11 üretiyor ve kullanıyor olması. Bu fabrikanın takip edilerek bulunması da pek kolay bir iş değil. Ferry'nin söylediğine göre yeterince büyük bir örnek kitlesi bulunabilirse, bilim insanlarının fabrikanın konumuna dair ipuçları yakalamaları mümkün ancak atmosferde serbest dolaşan CFC'nin toplanması bile muazzam zorlukta bir çalışma.

Ferry, yıllardır bu çalışmaları sürdüren ekibin, eğer mümkünse bu malzemeyi üreteni bulacaklarından emin olduğunu söylese de, olay şimdilik gizemini korumaya devam ediyor.

Okuyucu Yorumları