Şaşırtıcı "Gece Modu" Araştırması!

Son dönemin modası olan "gece modu" ya da "karanlık mod" hakkında size söylenen her şeyi unutun. En azından bu araştırma, öyle söylüyor!

Şaşırtıcı "gece modu" araştırması

Son zamanlarda yazılım geliştiricilerinin gözlerimiz hakkında büyük endişede oldukları söylenebilir. Son birkaç yıldır Android ve iOS akıllı telefonlar için pek çok gece modu güncellemesinin yanı sıra pek çok popüler uygulamanın da arayüzü daha karanlık tonlara çeviren benzer bir karanlık mod özelliği sunduğunu gördük. Uygulama ve cihaz geliştiricileri bu yeni özellikler konusunda da pek çekimser değiller ve muhtemelen pek çoğunuz, akşam saatleri geldiğinde telefonunuzun gece moduna geçmesini isteyip istemediğinizi sorduğunu fark etmiştir.

Gece modu, cihazınızın ekranını soğuk mavi ışıktan sıcak sarı ışığa çevirerek uyumanıza yardımcı olmayı hedefliyor. Zira gözlerin gün batımından sonra soğuk ışığa maruz kalmasının uyuma yeteneğini kötü etkilediği düşünülüyor.

Ancak Manchester Üniversitesi'nden Dr. Tim Brown'ın yeni bir araştırmasının sonuçlarında görünene göre bu fikri de unutmanın vakti gelmiş olabilir.

Ekibin fareler üzerinde uygulanan araştırması, bunun tam tersinin gerçek olduğunu öneriyor. Akşamları sönük, soğuk ışık kullanmak ve gündüzleri daha sıcak ışıkları kullanmak vücut saatiniz için daha az rahatsız edici olabilir. Bunun sebebi de vücutlarımızın daha sönük, daha mavi akşamüstü ışığını uyumamız için bir sinyal olarak algılarken, daha parlak, daha sıcak olan gün ışığının bizlere uyanık kalmamızı söylüyor olması. Vücutlarımız, gözümüzde yer alan ışığa hassas melanopsin proteinini kullanarak parlaklığı ölçüyor. Ayrıca bu protein, mavi ışık gibi düşük dalga boyutlu fotonları algılama konusunda daha iyi ve bu da mavi ışığın uyuma düzeni üzerinde etkili olabileceği düşüncesinin başlangıcında yer alıyor.

Araştırmacılar, vücut saatimizin renk spektrumundan daha çok ekran parlaklığı seviyesinden etkilendiğini söylüyor ve bu da en önemli şeyin, maruz kaldığımız ışığın renginden ziyade parlaklığını düşürmemiz olduğunu gösteriyor. Araştırma sırasında parlaklığını değiştirmeden renk değiştirebilen bir ışık kullanıldı ve mavi ışığın, aynı parlaklıktaki sarı ışığa göre fare vücudunda daha zayıf etki gösterdiği bulundu. Bu da, Dr. Brown'ın söylediği üzere, şu ana kadar var olan en büyük yanılgıyı ortaya çıkartıyor ve mavi ışığın, aynı parlaklıkta beyaz veya sarı ışığa göre daha zayıf bir etkisi olduğunu gösteriyor.

Tabii ki araştırma fareler üzerinde gerçekleştirildiği için insanlar ve akıllı cihaz kullanımı konusunda ne gibi sonuçlara sahip olacağının garantisi bulunmuyor. Ancak Dr. Brown, aynı kuralların bizim için de geçerli olması için yeterli sebep olduğunu belirtiyor.

Aslında geceleri uykumuzu etkilememenin çok daha basit bir yolu var: Ekranlarımızı tamamen kapatmak...

Okuyucu Yorumları