Güneş panelleri, çevreyi kirletmeden enerji üretmeye yönelik müthiş yollardan sadece bir tanesi. Güneş enerjisi hücrelerini geliştirmek üzere çalışan bilim adamlarını yıllardır zorlayan bir çalışma ise, onları saydam hale getirmek.
Saydam güneş hücrelerini üretmekteki zorluk, güneş hücrelerinin ışığı enerjiye dönüştürürken, onu emmek zorunda olmalarından kaynaklanıyor. Saydam hücrelerin ise bu amaca güneş ışığını engellemeden ulaşması gerekiyor.
Bugüne kadarki saydam güneş paneli denemelerinde ancak yarı-saydam paneller üretilebildi. Ancak sorunun üzerinde birkaç senedir çalışan Ubiquitous Energy, çığır açabilecek bir çözüm üretti. Firma, saydam bir hücre üretmek yerine "saydam, ışık saçan, güneşsel yoğunlaştırıcı" adını verdiği cama çok benzer ürünüyle istediği saydamlığı elde etmiş görünüyor. Teknolojinin verimliliği şu an için oldukça düşük (yüzde 1 seviyesinde), ancak araştırmacılara göre bu oran, teknolojinin üretime hazırlanması sırasında geçecek zaman içinde yüzde 10'a ulaşabilir. Bu oran, geleneksel güneş hücrelerinin verimliliğinin yarısı kadar olsa da, bir evin tüm pencereleri bu teknolojiyle kaplandığında önemli bir kazanç elde edilebilir.
Nasıl çalışıyor?
Teknoloji, plastikten yapılan hücrelerden faydalanıyor. Plastiğin içerisinde ise gözle görünmeyen dalga uzunluklarını (kızıl ötesi ve mor ötesi) emen kimyasal maddeler bulunuyor. Bu ışıklar emildiğinde, yine görünmeyen bir kızıl ötesi dalga uzunluğu ortaya çıkıyor. Bu parıltı, plastiğin kenarlarına aktarılıyor. Kenarlara ulaşan ışık şeridi, klasik fotovoltaik hücreler tarafından emilerek elektriğe dönüştürülüyor.
Firma, teknolojinin çok sayıda pencereye sahip yüksek binalarda ve yüksek estetik kaliteye önem veren mobil cihazlarda kullanılabileceğini söylüyor. Bizeyse sanırız şimdilik teknolojinin hızla gerçeğe dönüşmesini ummak kalıyor.