Spore: Dünyanın tartıştığı oyunu inceledik

Bir hücreden doğan yeni bir yaşam: Dünyanın tartıştığı oyun Spore, A'dan Z'ye CHIP Online'da...

Dünyanın tartıştığı oyun

Ömür Topaç - Level

Dünyanın en büyük parçacık fiziği araştırma merkezi CERN'de yapılan yüzyılın deneyinde, evrenin ilk yaratılış anı yeniden canlandırılıyor. Canlandırılıyor canlandırılmasına ama ben ekranımda bu 10 milyar Dolar'lık yatırımın bir sonraki aşamasına geçmişim bile. Çarpışmalar bitmiş, ortalık sakinleşmiş ve evrendeki ilk canlıları oluşturmak üzere biz bir meteora binmişiz, gezegenimize doğru yol alıyoruz.

Yapımcılarının tabiriyle bir "tanrıcılık" oyunu olan Spore, çıkış tarihinin CERN'deki Big Bang deneyiyle aynı zamana denk gelmesiyle biraz şüphe uyandırıyor açıkçası. İngiliz Independent gazetesi, bir kara delik tarafından yutulmamız ihtimalini düşünmüş olmalı ki deneyden bir gün önce okuyucularına peşin peşin "Bir sonraki evrende görüşmek üzere." diyerek veda etti. İşte, biz şu anda bahsedilen bir sonraki evrendeyiz.

Bilimsel literatürde Spore, "eşeysiz üreyen türlerde, küçük ve dayanıklı olan üreme hücresi" olarak tanımlanıyor. Baş kahramanının oyuna ismini verdiği Spore, efsanevi oyun tasarımcısı ve Maxis firmasının kurucusu olan Will Wright'ın oyun dünyasına sunduğu son armağan. Her biri zamanında yeni bir oyun türünü tanımlayan SimCity'nin ve The Sims'in yaratıcısı olan Wright, ilk kez adında "Sim" kelimesi geçmeyen bir oyun ile karşımızda.

Biraz geçmişe dönelim ve The Sims serisini hatırlayalım. Serinin ilk oyunu Şubat 2000'de piyasaya sürülmüştü. Spore ile ilgili projenin başlangıç tarihiyse yine 2000 yılına denk geliyor. Dolayısıyla, The Sims'in hayatımıza yerleşmeye başladığı ilk günlerden beri Spore için kafa yorulmaya başlandı. Bir gerçek vardı; Will Wright, The Sims ile sadece bir oyun tasarlamamıştı; tüm dünyanın oyun kavramı ile ilgili algısını baştan yaratmıştı. Bakın dikkat edin, "tüm oyuncuların" demiyorum, tüm dünyadan bahsediyorum. Bugün annenize, babanıza ya da tam tersi çocuğunuza bile sorsanız belki de The Sims nedir, bilecektir. Will Wright'ın asıl hedefinin mevcut oyuncular olmadığı çok açık; oyun oynamayanları bile cezp edecek adımlar atıyor. Sıkı bir oyuncu olarak dokuz sene boyunca, The Sims gibi basit bir oyunu reddetmiş olabilir, hatta Spore çıktığında oyuna şöyle bir bakıp burun kıvırmış olabilirsiniz. Ancak The Sims serisinin başarısı ortada; 16 Nisan 2008 itibariyle seri, 100 milyon adet sattı ve yine aynı sene beş dalda Guinness Dünya Rekorları kitabına girdi. Spore'un da benzer bir başarıyı yakalayacağı aşikar.

Bir oyun, üç paket, tüm evren...

Bir oyun, üç paket, tüm evren...
Hücre olarak giriş yaptığımız atmosferden, uzay çağına ulaştığımızda ayrılma vakti geliyor.

Spore evreniyle ilk karşılaşmam yazın başında, oyunun demo'su vesilesiyle gerçekleşti. Ancak bu kez Wright yine yapacağını yaptı ve "oyun demosu" ile ilgili genel beklentilere aykırı bir şekilde "Spore Creature Creator" adıyla bir paket yayımladı. Normalde bir demo'dan ne beklersiniz? Oyunda bir level üzerinden sınırlı bir yere ya da zamana kadar oynamanıza izin verilir. Bununla ilgili yaşadığım en güncel ve komik tecrübemi FIFA 09 demo'sunda yaşamıştım. Tam da"Ne güzel; exhibition modu olsa da en azından maç yapılabiliyor; başka neye gerek var ki..." demiştim.

Sonra maçın süresinin iki dakikayla kısıtlı olduğunu görüp hayallerim yıkılmıştı. Böyle bir demo'da, iki kişilik bir maçı düşünsenize; arkadaşlarınızla birbirinize girmeniz işten değil. Ne diyorduk? Evet, Spore ve demo. Diyeceğim o ki ben bir demo başında bu kadar uzun süre geçirilebileceğini bu paketle öğrendim. Tam sürüm oyunda yer alan yaratık tasarım editörü, orijinalinin %25 detay seviyesinde olmasına rağmen ilgi çekecek bir havayla sunulmuştu. Oyun piyasaya çıkana kadar tam üç milyon yaratık, Spore evreninde yerini almıştı bile. Oyuna bir anlamda, piyasaya çıkmadan birkaç ay önden başlanılmıştı. Çok akıllıca bir pazarlama hareketiydi bu. Ha bu arada, yol kazaları da olmadı mı?

Tabii ki oldu. Spore Creature Creator ile birlikte bazı kurnaz oyuncular bu editörü kullanarak pornografik görüntülerde yaratıklar tasarlamaya ve paylaşıma sunmaya başladılar. Yayımlanmayacak olsa da bu yaratık tasarımlarının bir kısmını görevimiz gereği inceledik; çok sert mesajlar içermiyor, daha çok eğlence amaçlı yapılmış, tabir yerindeyse "soft" tasarımlar. Electronic Arts tabii ki bizdeki gibi bir hoşgörü lüksüne sahip olmadığından bu tasarımları yayından kaldırdı ve ilgili kişileri yazılı olarak uyardı.

"Ana fikri çıkaralım" diyoruz> Spore, tek hücreli bir canlının elinden tutup onu uzay çağına kadar taşıyacağımız, geniş bir oyun. Oyun içindeki hikayemiz beş ana evreden oluşuyor: Hücre, Yaratık, Kabile, Uygarlık ve Uzay. Bu evrelerin her biri, belirgin bir şekilde farklı bir oyun türünü temsil ediyor. Will Wright ilk evrenin Pac-Man, ikincisinin Diablo, üçüncüsünün Populous ve dördüncüsünün Civilization tadında olduğunu söylüyor. Bu farklılaşmayı çok belirgin bir şekilde hissediyorsunuz.

Buradaki en önemli eksiklik, beş farklı tür olmaya çalışırken hiçbir türün kendi içinde mükemmellik seviyesine ulaşamıyor olması. Her evreyi atladığınızda, bir öncekiyle ilgili tam tatmin olamıyorsunuz. Spore'a bu sebeple "bir deneysel çalışma" dersek çok da haksızlık etmiş sayılmayız. Her köşeden bir FPS ya da MMORPG oyununun fırladığı bugünlerde Electronic Arts açıkçası bir risk almış. Genel kabul gören türleri bir kenara bırakıp oyunculuk sektörüne yeni bir bakış açısı getirmeye çalışmış.

Boş bir tuval ve bir palet; gerisi size kalmış> Spore evreninde artık yapımcının rolünün ikinci plana atıldığını ve içeriğin neredeyse tümünü oyuncunun kendisinin tasarladığını görüyoruz. Klasik bir laf olacak ama Spore aslında bir amaç değil, bir araç. "Peki, nasıl oluyor da içerik oyuncu tarafından yaratılabiliyor?" dediğimizde oyunun kalbi olan editörlerden ve planlama araçlarından size bahsetmeliyim. Oyunda beş farklı Spore Tasarım Editörü bulunuyor: Cell Creator, Creature Creator, Outfitters, Building Creator ve Vehicle Creator. Bunların dışında Tribal Planner, City Planner ve Colony Planner olmak üzere üç farklı planlama editörü mevcut. Planlama editörlerini isimlerinden anlaşılacağı gibi, bu editörleri herhangi bir RTS oyunundakine benzer ama daha yüzeysel bir şekilde kullanabiliyoruz.

Tasarım editörleri ise oyunu bu aşamada farklı kılan ve yaratıcılığınızın ön plana çıkarıldığı ekranlar. Bu ekranlarda hücreniz, yaratığınız, binalarınız ve araçlarınız çok detaylı bir modelleme paleti kullanılarak tasarlanabiliyor. Bu palet, hücre ve yaratık evrelerinde size altın bir tepsiyle sunulmuyor tabii ki. Yoksa evrimin ne önemi kalır, değil mi? Mükemmel tasarıma ulaşmak için ihtiyaç duyacağınız hücre ve vücut parçalarını ilk önce kazanmalısınız. Daha sonra harcayacağınız DNA puanlarınız ya da şehir kaynaklarınız ile sürekli tasarımınızı değiştirip geliştirebiliyorsunuz. Belki fark etmeyeceksiniz ama bir sonraki evreye geçtiğinizde aslında bu tasarım paletinizin yarısını bile açmamış olacaksınız. Bu yüzden oyun, evre atlamak için gerekli olgunluğa geldiğinizde size içinde olduğunuz evreyi bitirmek isteyip istemediğinizi mutlaka soruyor. İlk başta kendinize hakim olamıyorsunuz, "Evet evet, geçelim bir sonrakine" diyorsunuz sürekli ama oyunun sonuna geldiğinizde başınızı öne eğip "Bu oyunu baştan oynamalıyım" diyorsunuz.

Her şeye hükmeden tek kitap: Sporepedia!

Her şeye hükmeden tek kitap: Sporepedia!

Yaratılan o kadar çok içerik var ki Spore evreninde tüm bunların bir şekilde saklanması ve sınıflandırılması gerektiği çok açık. Burada size Spore evreninin tümünü içinde barındıran dev ansiklopedimiz, Sporepedia eşlik ediyor. Yaratılan her yaratık, bina, araç, uzay gemisi ve kısaca oyunda ne varsa burada saklanıyor ve sonuçta karşımıza uçsuz bucaksız bir paylaşım ortamı çıkıyor. Bir anlamda "Sporepedia, Spore evreninin kalbi" diyebiliriz. Editörlerde tasarladığınız her şey My Creations adı altında toplanıyor ve buradan dilediklerinizi Share seçeneğiyle halka arz ediyorsunuz. Sporepedia içerisinde aynı zamanda tüm aktivitelerinizin işlendiği My Spore isimli bir de profil sayfanız var. Burada online evrendeki istatistiklerinizi ve tasarımlarınızı görüntüleyebilirsiniz. Bu olay gittikçe bir Facebook havasına bürünmeye başlayacak gibi; gerisini keşfinize bırakıyorum.

Oyun basit...> Hücreden, yaratığa; oradan şehirlere, uygarlıklara ve uzay çağına kadar ulaşıyoruz. Yaratıcılığımızın sınırlarını zorladık ama şaşırtıcı bir şekilde Spore ile ilgili en çok karşılaşacağınız yorum hiç şüphesiz oyunun çok yüzeysel olduğu olacaktır. Peki, bu kadar detaylı bir oyun nasıl oluyor da yüzeysel olarak nitelendirilebiliyor? Öncelikle bu yorumun haklı olduğunu açıkça söylemeliyim. Oyunun oynanış sistemi son derece basit; hatta çoğu zaman "çocuksu" denebilecek seviyelere düşebiliyor. Yalnız burada bir yanılgıya düşmemeliyiz. Spore, yapımcıları tarafından da benzer bir şekilde tanımlanıyor. Yani bu çocuksu yaklaşım bilinçli olarak seçilmiş bir kararın sonucu. Civilization Lead Designer konumunu bırakıp ekibe katılan Soren Johnson bile, Civilization oynayan bir kişinin bu oyundan tatmin olmayacağını söylüyor. Buradan çıkaracağımız sonuç şu: Hardcore oyuncu profili bu oyundan pek de haz almayacak. Ancak oyun, diğer yanda çok daha geniş bir kitleyi hedef alıyor. Tıpkı The Sims serisinin hedef aldığı geniş kitle gibi...

Oyun basit, görselleri daha da basit> Oyundaki beş temel evreyi rehber kısmında aşama aşama takip edebileceksiniz ama ben size biraz da olsa oyundaki genel atmosferden bahsetmek istiyorum. Oynanış sistemine benzer bir şekilde, görsellik de son derece basit işlenmiş. Modellemelere ait detay seviyesinin, oyunun kendisi gibi "yüzeysel" olduğunu söyleyebiliriz. Yer yer poligonları bile sayabiliyorsunuz. Electronic Arts gibi bir oyun devinin, bu yaratıkları en az kapağımızdaki güzellikte tasarlayabilecek kapasiteye ve teknik altyapıya sahip olduğunu biliyoruz; peki, sorun nedir? Aslında bu bir sorun sayılır mı bilemiyorum ama oyunun grafik motoru bizim farkında olmadığımız, şekilde farklı önceliklere hizmet ediyor. Bunların başında, editörde eklediğimiz her uzvun başarılı bir şekilde yaratığa konumlandırılması için yapılan hesaplamaların olduğu kesin. Spore, öncelikleri adına birçok alanda geri kalmaktan çekinmeyen bir oyun.

Modellemelerin basitliğini bir kenara bırakırsak Spore, görsel açıdan, renklerin ve efektlerin kullanımı açısından insanı yakalayan bir oyun. Kolay anlaşılır grafikler ve basit geometriler, aslında oyunun oynanabilirliğini üst seviyeye çıkaran önemli unsurlar. Bir de bu oyunu 7'den 77'ye herkesin oynamasının planlandığını düşünürsek "İyi ki böyle yapmışlar." diyebiliriz. (Ne diyorum ben ya!)

Fark ettiyseniz oyunu eleştirdiğimiz her nokta, aslında bilinçli bir şekilde tasarlanmış ve hepsinin mantıklı bir açıklaması var. O halde bizim yapmamız gereken, kendimizi Will Wright'a teslim etmek ve olacakları bekleyip görmek. Ben kendi adıma, Spore evreninde yerimi alıyorum. Büyük bir planın parçasıyım artık.

Karar Kutusu

Karar Kutusu

ARTI (+)

Bir Will Wright oyunu olması, açık uçlu yapı, kusursuz bir iskelet sistemiyle desteklenen yaratım editörleri, eğlenceli içerik

EKSİ (-)

Ömrünün kısa olması, sıkı oyuncuları doyurmayacak zorluk seviyesi, oynanış sistemindeki aşırı basitlik ve yüzeysellik

Yapım: Maxis
Dağıtım: Electronic Arts
Tür: Strateji / Simülasyon
Diğer platformlar: DS, Mac, Mobil
Web: www.spore.com
Türkiye Dağıtıcısı: -

SimCity ve The Sims'ten sonra Will Wright imzası taşıyan Spore, bu oyunlarla yükselttiği çıtayı yeniden aşabilecek mi, bunu zaman gösterecek. Oyun, yaratıcılık faktörü dışında bugünkü haliyle "çocuk oyuncağı" sayılabilir. (7,9)

Minimum 2.0 Ghz İşlemci, 512 MB Bellek, 128 MB Ekran Kartı, 6 GB Sabit Disk önerilen 3.0 Ghz İşlemci, 1 GB Bellek, 256 MB Ekran Kartı

ALTERNATİF KUTUSU

SIMCITY 4

Eğer oyundaki yaratık muhabbetinden sıkılırsanız sadece şehir kurmayı ve yönetmeyi konu alan SimCity 4'ü oynayıp halihazırda kurulmuş olan düzen üzerinden devam edebilirsiniz. Fazla yabancılık çekeceğinizi sanmıyorum çünkü SimCity 4 de bir Will Wright yapımı.

RAKAMLARLA OYUN

25.000.000 dolar
Sadece üç kez aktive edilebilen oyun, EA'yı piyasadaki ilk haftasında 25 milyon Dolar'lık bir kayba uğrattı.

8 evre
2005 yılında yapılan sunumda, oyunun sekiz evreden oluşacağı açıklanmıştı: Molecular, Cellular, Creature, Tribal, City, Civilization, Terraform, Galactic.

25 yüzde
Spore Creature Creator, orijinal oyunda kullanabileceğiniz parça çeşitliliğinin sadece %25'ine sahipti.

22.203.101 tasarım
Bu yazıyı hazırladığım esnada kontrol ettim; oyuncular tarafından yaratılmış olan yaratık, araç ve bina tasarımlarının toplam sayısı 22 milyonu geçmişti.

Büyük transfer: Soren Johnson

Büyük transfer: Soren Johnson

KUTU 1

BÜYÜK TRANSFER: SOREN JOHNSON

Electronic Arts'ın Nisan 2007'de transferini gerçekleştirip Spore ekibine kattığı Soren Johnson, Civilization III ve Civilization IV'teki yapay zekayı tasarlamış ve aynı zamanda Civilization IV'te Lead Designer konumuna yükselmiş bir strateji uzmanı. Hardcore seviyedeki bir strateji geçmişine sahip olan Johnson, Spore ile "RTS-Lite" diye tanımladığı ve hayatında daha önce hiç RTS oynamamış oyuncuları bile içine alabilecek bir tasarımın oluşmasına katkıda bulundu. Burada tasarladığı yapay zekanın asıl amacı, klasik bir strateji oyununda olduğu gibi, sizi haritadan silip atmak olmadı. Yapay zekanın bilinçli olarak yüzeyselleştirildiğini açık açık söyleyen Johnson, buna rağmen oyuna yine de kendi isteğiyle bir zorluk seviyesi seçiminin eklendiği bilgisini de belirtti. Ekibe katıldığında oyunun büyük kısmının geliştirilmiş olması nedeniyle oyuna etkisinin sınırlı seviyede kaldığını düşündüğümüz bu transferin, serinin geleceğinde önemli roller üstleneceğinden eminiz.

KUTU 2

DRM FACİASI

Electronic Arts'ın Spore için kullandığı DRM sistemi olan SecuRom, yıllarca beklenen bir oyunun nasıl sunulmaması gerektiğine çarpıcı bir örnek olarak karşımızda duruyor. Spore oyununun satın alındıktan sonra yalnızca üç kez aktive edilebileceği gerçeğiyle yüzleşen oyuncular, kitlesel bir tepki göstererek ilk günden itibaren ürünün Amazon.com'da satışının yapıldığı sayfaya, sayısı 2000'i geçen ve oyuna bir yıldız veren "olumsuz yorumlar yazma" yarışına giriştiler.

Sonuçta Spore, ilk gününde bir yıldız alan bir oyun durumuna düştü. Bunu takiben ilk önce gizli bir el tarafından Amazon.com'daki tüm yorumlar silindi bir anda. Daha çok tepki doğuran bu hareket sonucunda ilk önce Amazon, teknik bir hata olduğunu belirterek yorumları geri getirdi, daha sonra Electronic Arts, yanlış anlaşılmış olmalarına üzülerek aktivasyon sayısını beşe çıkaracağını ve oyunu satın alan kişinin, aktivasyon hakkını harcamadan, kurduğu bilgisayarda deaktive etmesini sağlayacak bir yama yayımlayacağını duyurdu. İş işten geçmişti; torrent sitelerinden gelen bilgilere göre Spore bir anda, şimdiye kadar korsan kopyası en çok indirilen oyun olarak tarihe geçti.

KUTU 3

GALACTIC EDITION

Creature Creator paketiyle hatırı sayılır vakit geçirdikten sonra ise oyunun tam sürümü piyasaya iki farklı paket halinde sunuldu. Standart Spore paketinin yanında, Spore: Galactic Edition ismiyle bir de özel paket piyasaya sürüldü. Galactic Edition'da farklı olarak bulunan bonus materyaller ise şöyle: Making of Spore ve National Geographic Channel tarafından hazırlanan How to Build a Better Being belgesel DVD'si, The Art of Spore kitabı, bir poster ve Prima Games tarafından yayınlanan 97 sayfalık bir Galactic Handbook. Paketleri kıyaslamak istersek satış verilerine bakabiliriz. Galactic Edition'ı inceleyen kişilerin %38'i bu paketi satın aldığını, %45'inin standart paketle yetindiğini, %8'inin "Bana yaratık yaratmak yeter" deyip Spore Creature Creator'ı satın aldığını söyleyebiliriz. Ama en ilginci %5'lik bir çoğunluğun WoW: Wrath of the Lich King'i satın almış olması. Demek ki Warcraft fanatikleri bile en azından "Bu Spore da neymiş bakalım?" diyebiliyorlar. Edinebiliyorsanız bu oyunun Galactic Edition'ını almanızı öneririm. DVD içerikleri aradaki farka kesinlikle değecektir.

Windows Vista altında Spore

Windows Vista altında Spore

ÖZEL KUTU 1

Windows Vista'da Spore

Spore şirin mi şirin bir oyun, özellikle The Sims sevenler bu oyuna bayılacaklardır. Windows Vista'da Spore yeni nesil grafiklerine ve animasyonlarına rağmen orta halli bir sistemde gayet güzel çalışıyor. Olay aslında programcıların işi kotarmaktaki becerilerinde yatıyor. Oyun yapımcıları yaptıkları oyunun kodunu düzeltip akıcı hale getirmeye ne kadar çok vakit harcarsa bizim ihtiyaç duyacağımız sistem gereksinimleri de o derece azalıyor.

Windows Vista'da oyun oynarken sürücülerle bağlantılı sorun yaşamamak için DirectX 10'a ilave olarak DirectX 9.0c Runtimes'ın kurulu olması gerektiğini unutmayın. DirectX 9'dan 10'a geçişte yaşanan temel sıkıntı bunun ihmal edilmesi ve akabinde insanların neden oyunu çalıştıramıyorum diye patlamasıdır.

ÖZEL KUTU 2

FORUMLARDAN ALINTILAR

Spore ile ilgili çok şey yazıp çizdik, bir de oyunu satın alanları dinleyelim... (Aşağıdaki yorumlar, Spore oyununun satışının yapıldığı sitelerde yer alan müşteri yorumlarından derlenmiştir.)

Evrim kelimesinin oyunda önemi kalmamış. Örneğin; yaratığınıza istediğiniz sayıda bacak ekleyin, değerleri daha yüksek olan tek ayaklı bir yaratıktan hızlı koşmayacaktır. Bu oyun sistemi ile bir yaratık yaratmak, plastik bir bebeği giydirmekten farksız. (erich)

DRM faciası. Oyun eğlenceli görünüyor ama daha önce hiçbir oyunumu bu şekilde "kiralamadığım" için satın almayı düşünmüyorum. (ben)

Spore, oyun tasarımında gerçekleştirilmiş çok başarılı bir deneysel çalışma. Oyuncu birçok içeriği kendisi yaratabiliyorken diğer oyuncuların gerçekleştirdiği milyonlarca farklı ek tasarım, otomatik olarak kullanımınıza sunuluyor. Siz zahmet edip bir şey indirmiyorsunuz, oyun bunu sizin için yapıyor. (croll)

Burada kendinize sormanız gereken soru şu: The Sims oyununu beğeniyor musunuz? Eğer cevabınız "evet" ise bu oyun tam size göre, "hayır" ise uzak durun. (jason)

Eğer hayal gücünüz yok ise bu oyun kesinlikle size göre değil. (anubis)

Bu oyunun, 1983'te bilgisayarımı ilk açtığım günden bugüne kadar beklediğim türden bir oyun olduğunu söylemeliyim. Spore'un çok kolay olduğu yönündeki eleştirilere gelince; oyundaki ilk dört evre, oyunun en derin ve detaylı olan son bölümüne hazırlık amaçlı tutorial bölümleri olarak tasarlanmış diyebiliriz. (donald)

Spore'un Evreleri

Spore'un Evreleri

ÖZEL KUTU 3

REHBER

Sıkı bir LEVEL takipçisiyseniz aynı zamanda sıkı bir oyunculuk geçmişiniz olduğunu varsayıyorum. Spore için yazılacak olan bir rehberi okumadan da bu oyunda harikalar yaratabileceğinize eminim. Açıkçası oyunun başına oturduğunuz akşam, beklemediğiniz bir sürede oyunu bitirebileceğinizi göreceksiniz. Öncelikle hatırlatalım; bu oyunun asıl amacı onu bitirmek değil. Biz yine de vakit kaybetmeden yaratılış hikayemize başlayalım. Ama başlamadan önce, hiç unutmamanız gereken önemli bir uyarıyla yayınımızı kesiyoruz: Bu oyunda Auto Save özelliği bulunmamaktadır ve oyundan çıkmadan önce oyununuzu kaydetmelisiniz. Hikayemize kaldığımız yerden devam ediyoruz...

Galaksi ekranı> İlk karşılaştığımız kayıt ekranında EA hesabımıza ait bilgileri giriyoruz, yoksa hemen bir tane oluşturuyoruz. Bu şekilde oyunun tüm online içeriğine erişim hakkımız oluyor. Burada sizleri nelerin beklediğini yeri gelince ayrıca anlatacağım. Küçücük bir hatırlatma, oyunu toplamda üç kez aktive etme hakkınız var. Bu stratejik hata EA için çok büyük sonuçlar doğuruyor ki ona da ayrıca değindik. Galaksi ekranı karşımızda, gezegenimizi, oyunun zorluk seviyesini ve oyuna hangi evreden başlayacağımızı seçiyoruz. Buradan ayrıca yaratım ekranlarına, oyun içi kütüphanesi olan Sporepedia'ya ulaşabiliyoruz.

EVRELER

THE CELL STAGE (Hücre Evresi)

Tek hücreli bir organizma olarak denizlerde yaşam mücadelemize başlıyoruz. Amacımız gelişimimizi tamamlayıp karaya çıkmak. Etobur ya da otobur olmak bizim seçimimiz bu aşamada. Çok hayati bir karar olduğunu söylemeliyim. Ben şahsen her oyunda olduğu gibi barışçıl oynamak için otobur olmayı seçtim. İlk evrede her şey güzeldi, ama yaratık evresinde kendimi etoburların arasında dolaşırken yürüyen bir tavuk budu gibi görmeye başladım. İlerlemek gittikçe zorlaştı, vedalaşıp etobur olarak evrim teorisini baştan yaşamayı seçtim. Amacımız başka bitkileri ya da diğer organizmaları yiyerek DNA puanı toplamak, ya da meteor parçalarını parçalayarak yeni vücut parçaları kazanmak.

Sonra organizmamızı Cell Creator ekranında fiziksel olarak geliştiriyoruz. Bu yaratılış ekranına girmek için Mating Call denilen karşı cinse serenat yapmamızı sağlayan bir tuşumuz var ki bunu diğer evrede de kullanıyor olacağız. Diğer organizmaları avlamak için saldırı uzuvlarına, karnımızı doyurmak için yiyecek türümüze uygun bir ağız ve hareket kabiliyetimizi geliştirmek için kimisi kuyruğa benzer, kimisi yüzgeç gibi çeşitli İlkel organlara ihtiyacımız olacak. Burada organizmanıza yaptığınız her eklenti, bir sonraki evrede de size bir özellik kazandırıyor.

Tabi bu parçaları sonradan çıkartıp puanlarını geri alabilir istediğiniz yere dağıtabilirsiniz. Bunun dışında sadece görünüşünüzü etkileyecek, fonksiyonu olmayan modifikasyonlar da yapabilirsiniz. Parça çeşitliliği açısından en basit olan bu bölümdeki varyasyonları bile anlatmaya başlarsam bu yazının tüm dergiyi kaplar. Bu yüzden yapabileceklerinizi en iyi ihtimalle hayal gücünüze bırakıyorum. Bu bölümde yedikçe büyüyen, büyüdükçe ölçek atlayan organizmamızın gelişimini ekranın altındaki çubuktan takip edebiliyoruz. Tüm kilometre taşlarını geçince oyun size artık karaya çıkmaya hazır olduğunuzu söylüyor. İster bir süre daha serbest stil yüzmeye devam edebilir, ister yaratığınıza bir çift ayak ekleyip bir sonraki evreye geçebilirsiniz.

THE Creature Stage (Yaratık Evresi)

THE Creature Stage (Yaratık Evresi)

Kendi ayaklarımızın üzerinde durmaya başladığımızda artık tek amacımızın yemek ve büyümek olmadığını, artık sosyal bir yaratık olduğumuzu anlıyoruz. Bu bölümde görevlerimiz var ve bunlar ekranın sol üst köşesinde gösteriliyor. Yalnız değilsiniz, bu görevler başka türlere yaklaşıp onları seçtiğinizdeki yaklaşımınıza bağlı olarak veriliyor. Dostça veya düşmanca, seçim bazı çok düşman türler haricinde size bırakılmış. Bu karar karakterinizin hangi yönlerini geliştirmeniz gerektiğini de etkiliyor.

Otobur iseniz diğer yaratıklarla sosyal ilişkilere girmeli, onları şarkılar söyleyerek, dans ederek ya da pozlar vererek etkilemelisiniz. Ve hayır şaka yapmıyorum gerçekten iş bu şekilde yürüyor. Tabi bunun için yaratığınızı sosyal yeteneklerini geliştirecek şekilde geliştirmelisiniz. Mesela daha iyi dans edebilen bacaklar veya parlak tüyler, süslü boynuzlar! Etobur olmak ise burada size heyecanlı bir vur, öldür, sindir politikası izleme şansı veriyor. Savaşçı bir yaratık için de hasar veren bol dikenli boynuzlar, pençeler ve benzeri organlar eklemek gerekiyor. Öldürdüğümüz ya da sosyal ilişkiye girdiğimiz yaratıklardan yeni özellikler açabiliyorsunuz. Savaşçı bir tür olmak istemiyorsanız da bu parçaları etraftaki fosilleri toplayarak açabiliyorsunuz. Bunlar dikkatinizi çekmesi için hafifçe parlıyor.

Bu arada hücre evresindeki tercihlerimizin bize yeni özellikler kazandırdığını görüyor ve evrim yolundaki her kararın zincirin bir halkasını oluşturduğunu anlıyoruz. Etobur bir hücre, yaratık evresinde karşılaştığı yaratıkları kaçıran bir kükreme gücü kazanırken, otobur bir hücre bu yaratıkları kısa bir süre paralize eden bir şarkı mırıldanabiliyor. Tüm yapabildiklerimiz sosyal iletişim ve saldırı başlıkları altında yer alan çoklu sayıdaki özelliklerle belirlenebiliyor ve bunlar level bazlı olarak yaratığımızı geliştirdiğimiz yönde ilerliyor ve kuvvet kazanıyorlar. Ne yalan söyleyeyim, evrimle ilgili tüm bunları bir yana bırakıp yaratığımın fiziksel görüntüsüyle uğraşmak bana çok daha zevkli geldi. O kadar güzel bir yaratık editörü tasarlanmış ki, kendimi bir ressam edasıyla tuvale fırça atıp uzaktan gözlerimi kısar şekilde buldum.

Abartmak istemiyorum ama oyun içinde ne kadar vakit geçirdiysem, bir o kadar hatta belki daha da fazla zaman da bu editörde geçirdim. Bu arada unutmayın, yaratığınızın fiziksel görüntüsünü değiştirebileceğiniz son evredesiniz. Ne yapacaksınız bu evre bitmeden yapın, benden söylemesi. Görevlerimizi yaptık, ilişkilerimizi sosyalleşme veya karın doyurma yöntemiyle tamamladık, yuvamızdan başka diyarlara göç rotalarını da tamamladık mı ve nihayet sonraki evreye geçiyoruz.

The Tribe Stage (Kabile Evresi)

The Tribe Stage (Kabile Evresi)

Ateşi buluyoruz, alet edevat kullanmaya başlıyoruz ve en önemlisi başımızı sokabileceğimiz bir evimiz, bir köyümüz var artık. Artık sadece tek bir yaratıktan sorumlu olduğumuz mutlu mesut günler geride kalıyor. Şefimiz başta olmak üzere köyümüzdeki tüm yaratıkları kontrol edebiliyoruz ve oyun hafif stratejiye dönüşüyor. Amacımız kısa bir süre sonra türemeye başlayacak olan diğer kabilelerin totemlerini elde etmek. Kabileler arası ilişki sosyalleşme, saldırı, hediye verme ve yiyecek çalma eylemleriyle sınırlı.

Artık saldırıp her şeyi yerle bir etmek mi istersiniz yoksa sıkıcı da olsa diplomasiyi mi seçerseniz orası size kalmış. Burada belirtmeliyim ki oyun sizi hiç zorlamıyor, bol bol yaratım ekranlarında gezinebilirsiniz. Yaratığınızın fiziksel yapısı sabit kalmak üzere giyimiyle ilgili eklentiler yapabilir, kullanacağı aksesuarları belirleyebilirsiniz. Bu giysiler toplayıcılık, savaşçılık gibi farklı özelliklere de artı veriyor. Oyunun RTS özelliği basit bir kaç yapı türü ve karakter upgrade'leri ile sınırlı tutulmuş. Komik bir detay, ilk defa bir üniteyi üretirken "baby" buton'una bastığımı hatırlıyorum. Evet, hala yumurtadan çıkıyoruz. Basit bir kaç taktik savaştan sonra zorlanmadan totemlerimizi topluyoruz ve bu evreyi tamamlıyoruz.

THE CIVILIZATION STAGE (UYGARLIK EVRESI)

Bu evreye başlarken bir şehir merkezi ve bir kara aracı tasarlamanız gerekiyor. Artık uzuvlarla uğraşmak yok. Mimari ve mekanik yaratıcılığınızı ortaya dökebilir ya da hazır tasarımlardan birini kullanarak başlamayı seçebilirsiniz. Bu evrenin ilerleyen aşamalarında şehirde yer alacak diğer binaları da siz tasarlama imkanı bulacaksınız. Fabrikalarla üretiminizi kuvvetlendirebilir, eğlence mekanlarıyla halkınızın mutluluk seviyesini artırabilirsiniz. Bunun yanında oyunun bu döneminin başlangıcındaki kara aracınızı yaptığınız gibi bir gemi ve bir de uçak tasarlamanız gerekecek. Bu araçlardaki efekt eklentilerinin çok başarılı olduğunu söylemeliyim. Şu da olsun, bu da olsun derken araçları bir disko lambasına benzetmemenizi öneririm.

Uygarlık evresinde dünyada artık sadece bizim ırkımız ama pek çok devlet var. Türümüzü tek devlet altında birleştirmek veya başla bir deyişle dünyayı ele geçirmek gibi basit ve küçük bir amacımız var. Yüzeyde ve açık denizde bulabileceğiniz gayzerleri araçlarınızla ele geçirdikçe bu noktalar size para getirecek(İlk harvester'ımı bu amaç için Dune ile 16 sene önce kullanmıştım.). Bu parayla yeni binalar inşa edebilir, yeni araçlar satın alabilir ve gücünüze güç katabilirsiniz. Para kazanmanın diğer yolu da şehirlerde fabrika, yerleşim ve eğlence merkezlerini dengeli bir şekilde kurmak Haritadaki şehirleri ele geçirebilir, onlarla ticaret rotaları oluşturabilir, hatta ticaretiniz belli bir aşamaya geldiğinde satın bile alabilirsiniz. Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır. Sonuçta tüm şehirleri "bir şekilde" ele geçirince artık bu dünya bize yetmez diyoruz uzay çağına adım atıyoruz.

The Space Stage (Uzay Çağı)

The Space Stage (Uzay Çağı)

Bir meteor ile giriş yaptığınız atmosferi, artık kendi tasarlayacağınız uzay gemisiyle terk edebiliyorsunuz. Hani başından beri sizlerle olan yaratıklarınız var ya, artık onlarla yalnızca video konferansla konuşabiliyorsunuz. Ölçeğin ne boyutta genişlediğini anlamanız için mouse ile esaslı bir zoom out yapmanız lazım. Yüzeye yakın giderken, yaratıkları çıplak gözle görebiliyorsunuz.

Sonra uzaklaştıkça ilk önce gezegeni, daha sonra içinde bulunduğunuz güneş sistemini ve son olarak güneş sistemlerinin de içinde yer aldığı galaksiyi görüyorsunuz. İşte bu açık uçlu evrende aldığımız görevleri gerçekleştirmek için bir o yana bir bu yana seyahat edip duracağız. Buradaki görevlerin diğer bölümlere kıyasla daha eğlenceli olduğunu söyleyebiliriz, tadını kaçırmamak için detaylarına girmeyeceğim. Yalnız olmadığımız bu galaksideki gezegenlerle kuracağımız ilişkilerde ise tabi ki stratejinizi siz belirliyorsunuz.

Askeri, ekonomist, kolonist ya da araştırmacı bir yaklaşımla gireceğiniz ilişkilerde esas amacımız bu kez gezegenleri etki alanımıza alıp tüm galaksiyi ele geçirmek. Aklınıza hemen şu soru gelebilir, "Galaksi de gezegen bırakmadım ele geçirmedik, peki ya şimdi ne olacak?" Evet can alıcı bu sorunun cevabı basit. Oyun bitiyor. Will Wright'ın bile hayal gücü bir yere kadar değil mi? Bu kadar açık uçlu olma iddiasındaki bir oyun bitince insan tabi ki şaşırmadan edemiyor.

VE SON

Tek hücre olarak başladığımız evrim maceramız, içinde bulunduğumuz galaksiyi de ele geçirdiğimizde sonlanıyor. Burada oyunun asıl amacının hikayeyi tamamlamak olmadığını anlamak ise zor değil. Asıl oyun, oyunun içinde saklı diyebiliriz. Sporepedia ismini verdiğimiz oyun içi ansiklopedimiz, oyunun asenkron çalışan online paylaşım ortamı, yaratık, araç ve bina editörlerine dönmekten başka çaremiz kalmıyor. "İyi de The Sims oynarken oyun bitmiyor, hayat devam ediyordu." dediğinizi duyar gibiyim. Burada The Sims adı altında piyasaya sürülen onlarca farklı eklenti paketinden ve oyunun sürekli yeni içerikle beslendiğini unutmayalım. Will Wright'ın bizi yakın gelecekte devamlı yeni içerikle besleyecek bir oyun serisi yaratmak istediğini söylersem sanırım içiniz biraz daha rahatlayacaktır. Spore sadece bir başlangıç!

Okuyucu Yorumları