830 milyon yıllık organizmalar bulundu: Ve canlı olabilirler

Tarihi tuz kristalleri içerisinde, 830 milyon yıllık mikro organizmalar bulundu. Şaşırtıcı olansa, bu organizmaların halen canlı olabileceği ihtimali...

830 milyon yıllık organizmalar bulundu:  Ve canlı olabilirler

Etkileyici bir keşif ile Eski Dünya’daki yaşamı anlamak için yeni bir potansiyel kaynak ortaya çıkarıldı.

Bir jeolog ekibi, 830 milyon yıllık geçmişe sahip kaya tuzu kristallerinin içerisinde kalmış prokaryotik ve alg yaşamının küçük kalıntılarını buldu. Kaya tuzu içerisinde bulunan bu mikro kalıntılar, şu anda su bulundurmayan eski, tarihi tuzlu su ortamlarının araştırılması için yeni bir olasılık daha sunuyor ve hatta bu organizmaların bazılarının hayatta kalmış olmalarının mümkün olduğu söyleniyor.

Bunların yanı sıra bu etkileyici araştırma, Dünya’daki tarihi yaşamın yanında, Mars gibi diğer gezegenlerdeki geçmiş yaşam izlerinin araştırılması için de heyecan verici bir ihtimal sunuyor.

Şu ana kadar gördüğümüz tarihi mikrofosillerin büyük bir kısmı killi yapraktaşı katmanları gibi kaya oluşumlarına bastırılmış bir şekilde bulunuyordu ve tuz, organik malzemeyi aynı şekilde koruyamıyor. Bunun yerine tuzlu su ortamında oluşan kristaller içerisinde ufak miktarlarda sıvı kalabiliyor. Bu kalıntı su parçacıkları, tuzun kristalleştiği ortam hakkında suyun sıcaklığı, kimyasal yapısı ve hatta atmosfer basıncı gibi oldukça önemli bilimsel veriler verebiliyor.

Ayrıca bu bulgular sadece denizlerde ve tuz göllerinde kullanılabilir olmayacak. Örneğin Avusturalya’nın orta bölgesi şu anda bir çöl olsa da, çok eski zamanlarda tuzlu bir denizdi ve bu yüzden bol miktarda tuz kristali bulunabiliyor.

Avusturalya’daki Browne Oluşumu’na benzer bir şekilde kristallerin bulunabildiği Mars üzerinde de bu araştırmanın önemli etkileri olabilir. Bu araştırma ile, örnekleri yok etmeden veya bozmadan organizmaların tanımlanabildiği kanıtlanmış oldu ve bu da hem kendi tarihimizi, hem de diğer gezegenlerin tarihini çok daha iyi bir şekilde anlamamıza yardımcı olacaktır. Ayrıca bu mikro organizmaların yüz yıllarca yaşamaya devam etmiş olma ihtimali de pek çok açıdan önemli görünüyor.