Uzayda ilk mikrop tanımlaması yapıldı

Uzay istasyonunda ilk başarılı mikrop tanımlaması yapıldı!

Uzayda ilk mikrop tanımlaması

İnsanlığın adım attığı her yerde mikropların bulunması da kaçınılmaz bir şey. Bu durum hayatın bir gerçeği olarak tanımlanabilir: İnsanlar, dokundukları her şeye mikrop bulaştırıyorlar.

Bunun bir diğer anlamı da Dünya'nın yüzlerce kilometre yukarısında, Uluslararası Uzay İstasyonu'nda trilyonlarca bakterinin varlıklarını sürdürmesi oluyor. NASA, uzun bir süredir bu mikropları istasyonun üzerinde belirlemek için uğraşıyor.

Eğer bu mikroplar uzayda belirlenebilirse, astronot hastalıklarının teşhisi kolaylaşabilir, mikropların mikro-yerçekimi ortamında nasıl yaşadıkları çalışılabilir ve hatta uzaylı yaşamının belirlenmesi için bile kullanılabilir.

Neyse ki Genes in Space-3 projesi sayesinde NASA astronotları ve bilim adamları artık bu hedeflerine ulaştılar. Tarihte ilk defa, uzay istasyonunda mikroplar belirlenmiş durumda.

Bu mikroplar, insanların yaşadıkları yerlerde sıklıkla rastlanan türevler olsalar da, artık tekniğin uzayda çalıştığı kanıtlandı.

Daha Uluslararası Uzay İstasyonu'nda mikropları tanımlamanın tek yolu Dünya'ya örnekler göndermekti. UUİ üzerinde mikroplar daha önce de belirlenmişti ancak bunların örnekleri Dünya'da hazırlanmıştı. Uzayda bir şeyi bulmanın ve hemen ardından genetik olarak belirlemenin bir yolu bulunmamaktaydı. Ayrıca uzay istasyonunda tahmin ettiğimizden çok daha fazla mikrop bulunuyor.

Uzaya gönderilen ekipmanlar yola çıkmadan önce mümkün olan en iyi şekilde sterilize ediliyor ancak en aşırı teknikler bile mikropların sayısını her metre kareye 300'e düşürüyor – ortalama bir temiz mutfak zemininde milyarlarca bulunuyor.

Mikropların uzay vakumunda yaşayabildiklerini kanıtlamaları ile beraber – UUİ'nin dışında yaşadıkları bulunmuş durumda – mikropların hızlı bir şekilde yerinde tanımlanmaları, Dünya mikrobu olup olmadıklarını kanıtlayacak. Şimdiye kadar UUİ üzerinde bulunan bütün mikroplar Dünya kaynaklılardı.

Mikropları belirlemek iki adımlı bir süreçten oluşuyordu. İlk olarak NASA astronotu ve biyo-kimyager Peggy Whitson örnekleri topluyor ve bunları PCR olarak adlandırılan bir teknikten geçirmekte. Bu teknik, bir DNA örneğini güçlendirerek çok sayıda kopya oluşturuyor.

İkinci adım ise mikropları sıralayarak tanımlamak. Bu işlem için Whitson, uzay istasyonunda ilk defa yapılan şekilde mikropları küçük test tüplerine aktarmadan önce topladığı örneklerin bir hafta büyümelerine izin verdi. Dünya'daki hava durumunun, Harvey Fırtınası'nın Johnson Space Center'daki mikrobiyologları engellemesi ile beraber test tehlikeye girmişti ve bu yüzden de laboratuvardaki bilim insanları, mikrobiyolog Sarah Wallace'ın cep telefonu aracılığı ile Whitson'a bağlanarak desteklerini sundular.

Yapılan bu testte bulunan mikropların tamamı, sıradan, alışılageldik mikroplardı. Ancak bu testin doğrulanması için örneklerin Dünya'ya geri gönderilmesi ve laboratuvarda tekrar test edilmesi gerekiyordu. Tahmin edebileceğiniz gibi Dünya'daki testler de aynı sonuçları vermiş durumda. Bu test, bir uzaylı mikrobu bulunmamış olsa da, PCR ve DNA sıralamasının uzayda yapıldığı ilk an olarak büyük önem taşıyor.

Okuyucu Yorumları