Uzaylılar, İnsanlara Benziyor Olabilir mi? Böyle Düşünenler Var!

"Eğer evrenin başka yerlerinde uzaylılar varsa, insanlara benziyor olmaları da mümkün." Böyle düşünen bilim insanlarının çıkış noktası ise, yakındak evrim teorisi. Peki nedir bu yakınsak evrim?

Uzaylılar, insanlara mı benziyor?

Star Wars'tan Star Trek'e kadar bilim kurgu ürünü yapımlar, genellikle uzaylıları biraz (veya tamamen) bize benziyormuş gibi sunar. Tabii ki, bu bir bütçe sorunu olabilir, yedi kollu bir uzaylı giysisini kullanmak, izleyicilerden uzun zaman önce uzak bir galakside yaşamın Mark Hamil'e evrimleştiğine inanmalarını istemekten çok daha pahalı olabilir.

Ancak, uzaylı türlerin insanlara çok yakın bir şeye evrimleşebileceğini veya evrimleşme olasılığının yüksek olduğunu düşünen bazı bilim insanları da var. Ve çoğunluk olmasalar da, sayıları o kadar az değil. Her şey, "neden her şey yengeçlere dönüşmeye devam ediyor?" sorusunun cevabı olarak da bilinen yakınsak evrime çıkıyor.

Yakınsak evrim, Vikipedi'de "birbirleriyle yakın akraba olmayan tür ve soylar arasında görülen benzer biyolojik özelliklerin oluşumunu açıklayan ve bunları tanımlayan bir terim" şeklinde açıklanıyor. Ekolokasyona sahip olan balinalar ve yarasalar, kuşların, böceklerin, pterosaurların ve yarasaların uçuş mekanizmaları ve benzeri pek çok özellik bu kavrama örnek olarak veriliyor. Benzerliklerin ise, genellikle loksayon şartları sayesinde ortaya çıktığı savunuluyor.

Yakınsak evrim, temel olarak hayvanlar ve bitkiler benzer ortamlara veya ekolojik nişlere uyum sağlamak zorunda kaldıklarında benzer çözümlere ulaştıklarını gösteriyor. Örneğin yengeç şekline evrimin beş farklı kez gerçekleştiği düşünülüyor.

Bu durumun Dünya'da gerçekleşmiş olması, evrenin başka bir yerinde de gerçekleşmesinin mantıklı olduğu anlamına geldiğini savunanlar tam olarak bundan bahsediyor. Benzer ortamlarla, uzaylı canlıların bu ortamlara uyan benzer özellikler geliştirmesi mümkün. Dışarıda yeterince Dünya'ya benzeyen gezegen varsa ve insanların Dünya'daki hayata ne kadar iyi adapte oldukları göz önüne alınırsa, insan benzeri uzaylılar kendi gezegenlerine hükmediyor olabilir.

Cambridge Üniversitesi'nden Profesör Simon Conway Morris kısa süre önce Science Focus ile yaptığı görüşmede söylediği üzere "İnsanın evrimleşmesine benzer bir şeyin olasılığının gerçekten oldukça yüksek olduğu makul bir güvenle söylenebilir. Ve artık var olduğunu düşünmemiz için iyi bir nedenimiz olan potansiyel gezegenlerin sayısı göz önüne alındığında, zarın her 100 atışında bir kere doğru sonuç gelse bile, bu yine de bize benzeyen çok sayıda zekanın etrafa dağılmasına yol açar" fikrini savunuyor.

Yani ona göre, evrende bizi bekleyen pek çok insan benzeri yaratık olabilir. Tabii ki pek çok farklı yengeç de bulunabilir. Ancak bilim insanları bu konuda hemfikir değil.

Organizma ve evrimsel biyoloji profesörü Jonathan Losos, 2017'de, sauropod dinozorlarından ördeğe kadar her şeyi alıntılayarak, "Yakınsama örneklerinin listesi etkileyici olsa da, aynı derecede etkileyici bir yakınsama olmayanlar listesi yapmak zor olmazdı" diye yazmıştı. Losos'un özellikle odaklandığı bir bölge, yerli kara memelilerinin bulunmadığı Yeni Zelanda idi.

"Doğal seçilimin sonucu deterministik ise, o zaman kuşların egemen olduğu bir dünya, gezegendeki başka bir yerdeki hayata oldukça fazla benzeyecektir" diye yazıyor ve devam ediyor: "Ama tabii ki öyle değil. Kivi, porsuk gibi bir yaşam tarzı yaşıyor olabilir ama hiç de öyle görünmüyor. Uçamayan papağanları, etobur papağanları, yaprak çöpü arasında dolaşarak beslenen yarasaları ve daha fazlasını bu örneklere ekleyin ve yakınsama hipotezini tamamen unutabiliriz. Yeni Zelanda ayrı bir evrimsel dünyadır, evrimsel sonucu benzersizdir."

Okuyucu Yorumları