İnsanlar olarak zifiri karanlıkta çoğu objeyi göremiyoruz fakat artık yapay zeka bunu da yapabiliyor. MIT'de çalışan bilim insanlarının geliştirdiği teknik, bir nöral ağın ekstrem düşük ışık koşullarında bulunan objeleri tanımlayabilmesini sağladı.
MIT'de görev yapan araştırma takımı, geliştirdikleri nöral ağı 10,000 adet karanlık, grenli ve odak dışında objelerin bulunduğu fotoğraflar ve motiflerle eğittikten sonra ağa farklı ve yine karanlıkta çekilmiş fotoğraflarla sınadı. Buradaki strateji nöral ağa neyi bekleyebileceği konusunda bir ana fikir oluştuma fırsatı vermenin yanı sıra gizli ve şeffaf objeleri fotoğraflardaki düşük ışık hüzmelerini kullanarak algılamasını sağlamaktı.
Araştırmacılar, fotoğraflardaki bulanıklığa karşı geliştirdikleri nöral ağa kısa bir fizik dersi vermek durumunda da kaldılar. Nöral ağ bu sayede odak ayarı bozuk olan bir kameranın oluşturduğu görüntüleri nasıl yorumlayabileceğini de öğrenmiş oldu.
Nöral ağdan alınan sonuçlar ise gayet tatmin ediciydi. Yapay zeka temelli sistem, tüm bu geliştirmelerin ardından karanlıkta çekilen fotoğrafları gün ışığında görüyormuşcasına yorumlayabildi ve fotoğraflarda gizlenen şeffaf objeleri dahi tanıyabildi. Bu çalışmanın gece fotoğrafçılığına fayda sağlayacağını söyleyebiliriz ancak MIT çalışanları bu çalışmadan alınan sonucun tıptaki kullanım alanları ile ilgileniyor.
Biyolojik materyal içerisinde çoğu zaman karanlık koşullarda gözlem yapılıyor ve dokularda gizli detaylar günümüz koşullarında söz konusu doku yoğun ışık ve radyasyona maruz bırakılmadan görülemiyor. Bu yöntem ise biyolojik dokularda soruna yol açabiliyor. Bu araştırma, biyoloji ve tıp alanında dokuların bilim insanları ve doktorlar tarafından çok daha güvenli şartlar altında gözlemlenebilmesinin önünü açabilir. Bu sonuçlar aynı zamanda uzak mesafelerdeki soluk yıldızlar ve gökadalar ile uğraşan astronomların işini kolaylaştırabilecek sistemlerin geliştirilmesini de sağlayabilir.