Dünya'nın "Cehenneme Açılan Kapıları"
Dünya genelinde pek çok bölgede etkileyici jeolojileri, volkanik aktiviteleri veya erişilemezlikleri nedeniyle “cehennemin kapıları” olarak adlandırılan yerler bulunuyor. Türkiye'den Kenya'ya, Sibirya'dan Türkmenistan'a kadar bu gizemli yerler hakkında şaşırtıcı detaylar burada!
Plüton Kapısı - Türkiye
Pamukkale’de bulunan ünlü Plüton Kapısı, mitolojide yeraltı tanrısı Pluto’ya (Hades) adanmış bir tapınak olan Ploutonion’un bir örneğidir. Mitolojide 'ölüler ülkesine geçiş kapısı' olarak biliniyordu. Bu alan, 2013 yılında yeniden keşfedildi ve kazıldı. Tapınak, bir mağaraya açılan bir geçit ve çevresindeki arenayla inşa edilmişti. Mağara, sadece rahiplerin girebildiği ve gazlarla dolu olan bir alandı. Romalı gözlemciler için Tanrıların bir mucizesi olarak görülen bu gaz, aslında volkanik karbondioksit (CO2) idi.
Kültür Bakanlığı'nın sitesinde de Cehennem Kapısı ile ilgili şu bilgiler paylaşılıyor:
Pagan inanışının hakim olduğu AntikÇağ’da Hierapolis, “Kutsal Kent” anlamına gelmektedir. Bu isim; içinden termal suların ve kendisine yaklaşan canlıların ölümüne neden olan gazın (karbondioksit) çıktığı bir mağaranın mevcudiyetinden gelmektedir. Bu özelliklerinden dolayı mağara, Tanrı Plouton ve eşi Persophone’nin hüküm sürdüğü yeraltı dünyasının girişi olarak kabul edilmiştir. Mağara etrafına, Antik Dönem’de büyük bir turistik ziyaret mekânı olan ve M.Ö. I. yy. ve M.S. III. yy. arasında inşa edilmiş olan bir kutsal alan yerleştirilmiştir. Bu kutsal alanın ziyaretçileri arasında, en ünlüleri olarak Cicero, İmparator Hadrian ve Caracalla, Filozof Damascius bulunmaktadır. Ziyaretçiler mağaranın içine kuşları bırakmakta ve bunlar hemen gazdan zehirlenerek ölmekteydiler.
Cehennem Kapısı - Kenya
Cehennem Kapısı Ulusal Parkı, Kenya’nın Nakuru bölgesinde bulunur ve Naivasha Gölü ile Longonot ve Suswa yanardağları arasında yer alır. Bu park, nefes kesici manzarası, çeşitli yaban hayatı ve parkın ortasından geçen Ol Jorowa Geçidi ile ünlüdür. Geçit, volkanik ve tektonik süreçlerin bir karışımıyla oluşmuştur ve yoğun jeotermal aktiviteye sahiptir. Geçitte hala sıcak volkanik su çıkaran gayzerler ve kaplıcalar bulunmaktadır.
Darvaza Krateri - Türkmenistan
Darvaza Krateri, Türkmenistan’ın Karakum Çölü’nde 1971 yılında Sovyetler tarafından petrol arama çalışmaları sırasında keşfedilmiştir. Petrol yerine devasa bir doğal gaz kaynağı bulunan bölgede, sondaj istasyonunun çökmesiyle 70,1 metre genişliğinde ve 20,1 metre derinliğinde bir krater oluşmuştur. Kraterden yayılan metan gazı çevre için tehlike oluşturduğundan, gazı ateşe verme kararı alınmıştır. Ancak kraterler hala yanmaya devam etmektedir.
Batagaika Çöküşü - Sibirya
Rusya’nın Uzak Doğu’sundaki Batagaika Krateri, 1960’larda aşırı ormansızlaşma nedeniyle toprağın donmuş tabakasının bozulması sonucu oluşmuştur. Yerel halk tarafından “Yeraltı Dünyasına Açılan Kapı” olarak adlandırılan bu bölge, 100 metre derinliğinde ve yaklaşık 1 kilometre uzunluğunda devasa bir yarıktır. Çöküş hala devam etmekte ve iklim değişikliği nedeniyle daha da genişlemektedir.