Sivrisineklerin uğramadığı ülke: İzlanda’da neden hiç sivrisinek yok?
Dünya genelinde yaygın olan sivrisinekler, İzlanda gibi bazı bölgelerde hiç görülmüyor. Komşu ülkelerinde sivrisinek popülasyonları bulunmasına rağmen İzlanda'nın bu durumdan nasıl uzak kaldığı, bilim insanlarının merakla incelediği konulardan biri.
Sivrisinekler, dünya genelinde çoğu insanın ortak sıkıntılarından biri. Sıcak yaz akşamlarında pencereyi açık bırakmak bile, o tanıdık vızıltının hayatı kısa süreli bir kabusa çevirmesine yetebiliyor. Ancak bazı yerlerde bu küçük ama etkili rahatsızlık kaynağı hiç yok, hatta hiç var olmamış bile. Bunlardan biri de İzlanda.
Bu kuzey ada ülkesi, sivrisineklerin bulunmadığı nadir yerlerden biri. Üstelik Norveç, İskoçya ve Grönland gibi komşu bölgeler birçok sivrisinek türüne ev sahipliği yaparken, İzlanda’nın bu konuda nasıl bu kadar izole kaldığı yıllardır merak konusu.
İlk bakışta, ülkenin sert ve uzun kışları bu durumu açıklıyor gibi görünüyor. Ancak sivrisinekler dünya genelinde oldukça dirençli canlılar. Kanada'nın kuzey bölgeleri gibi sert kışlara sahip yerlerde bile bazı türler yaşamlarını sürdürebiliyor. Bu da, yalnızca soğuk havanın yeterli bir açıklama olmadığını gösteriyor.
Bazı araştırmacılar, İzlanda’da sivrisineklerin bugüne kadar istikrarlı bir popülasyon oluşturamamasını birkaç faktörün birleşimine bağlıyor. Ulaşım engelleri bunlardan biri. Ada ülkesi, kara yoluyla komşularına bağlı değil; okyanusla çevrili. Bu da sivrisineklerin doğal yollarla ülkeye ulaşmasını zorlaştırıyor.
Ancak ulaşım tamamen imkansız değil. Nadiren de olsa uçaklar aracılığıyla sivrisineklerin İzlanda'ya taşındığına dair gözlemler var. Yani zaman zaman ülkeye gelen sivrisinekler oluyor, ancak yerleşip çoğalmaları mümkün olamıyor.
Sivrisinekler için zorlayıcı döngü
Sivrisineklerin yaşam döngüsü yumurta, larva, pupa ve yetişkin olmak üzere dört aşamadan oluşuyor. Yumurtalarını su birikintilerine bırakan dişi sivrisinekler, bu döngüyü tamamlamak için genellikle donmamış, durgun sulara ihtiyaç duyuyor. İzlanda’da bu tür su alanları var, ancak ülkenin iklim yapısı nedeniyle bu sular yıl boyunca donup çözülme döngüsüne giriyor.
Özellikle ilkbahar ve sonbaharda sıkça yaşanan bu donma-çözülme süreçleri, sivrisinek larvalarının gelişimini sekteye uğratıyor. Yumurtalar ya çatlamadan önce bozuluyor ya da larvalar pupaya dönüşmeden ölüyor. Bu durum, kalıcı bir popülasyon oluşmasını büyük ölçüde engelliyor.
Bazı türler, örneğin Kuzey Kanada’da görülen sivrisinekler, yumurta aşamasında uzun süre hayatta kalabiliyor. Ancak İzlanda’nın kendine özgü ikliminde bu tür bir adaptasyon henüz gözlemlenmiş değil.
İzlanda’nın jeotermal kaynakları da sivrisineklerin burada gelişmesine engel olan diğer bir etken olabilir. Bu sıcak su alanları kış aylarında donmasa bile, suyun sıcaklığı sivrisinek larvaları için fazla yüksek olabiliyor. Ayrıca bu sularda bulunan minerallerin ve kimyasal bileşenlerin de sivrisineklerin gelişimi için uygun olmadığı düşünülüyor.