Apple CarPlay, 2014 yılından bu yana kullanılan ve iPhone’unuzdaki en iyi özellikleri aracınızın gösterge paneline taşıyan bir bilgi-eğlence platformu olarak tanımlanabilir. Peki, bu teknoloji iPhone'unuza bağlanmak için Bluetooth mu yoksa Wi-Fi mı kullanıyor? Özellikle kablosuz bağlantıyı destekleyen modern araçlar için kısa cevap, her ikisi de.
CarPlay oturumu başlarken, iPhone’unuz öncelikle Bluetooth teknolojisini kullanır. Bluetooth, güvenli bir bağlantı kurmak ve araçtan eşleşme izni talep etmek için devreye girer.
Araç işletim sistemi iOS’a bağlantı için “tamam” sinyalini verdiğinde, Wi-Fi kontrolü devralır. Wi-Fi, sürüş sırasında veri senkronizasyonunu yönetmek ve CarPlay uyumlu uygulamaların sorunsuz çalışmasını sağlamak için kapalı bir ağ oluşturuyor. Bu süreçte, navigasyon, müzik akışı ve diğer bağlantılı özellikler aktif bir veri bağlantısına ihtiyaç duyduğu için hücresel verinin de açık olması gerekiyor.
Bazı yeni araçlar hem kablolu hem de kablosuz bağlantıyı desteklerken, bazıları yalnızca kablolu bağlantıya izin veriyor. Peki, kablosuz bağlantının olmadığı ilk nesil CarPlay araçlarında durum nasıldı?
Kablolu bağlantının avantajları ve gereksinimleri
Eğer yola çıkan ilk CarPlay araçlarından birini kullanıyorsanız, iPhone’unuzu sisteme bağlamanın tek yolu kablolu bir USB bağlantısı. Elbette, daha sonradan kablosuz bir Apple CarPlay adaptörüyle sistemi yükseltmiş de olabilirsiniz.
Ancak fiziksel bir kablo devrede olsa bile, uygulamaların, navigasyonun, mesajlaşmanın ve diğer bağlantılı özelliklerin tam olarak çalışması için Wi-Fi ve hücresel verinin yine de açık kalması gerekiyor.
Yine de, sadece kablolu CarPlay kullanmanın birkaç önemli avantajı var. Öncelikle, telefonunuz ile gösterge paneli arasında kurulan USB kablosu, kablosuz teknolojilere güvenmek zorunda kalmadığı için daha güvenilir bir bağlantı sunar. Ayrıca araçtaki diğer mobil cihazlardan kaynaklanabilecek olası sinyal karışıklığı hakkında endişelenmenize gerek kalmaz.
Ayrıca, iPhone’unuzun USB üzerinden bağlı olması, cihazınızın sürekli olarak şarj edilmesini de sağlıyor. Bu durum, özellikle GPS’in telefonunuzun pilini tüketmesi endişesi olmadan navigasyon uygulamasını kullandığınız uzun yolculuklarda oldukça pratik bir avantaj sağlıyor.