Bitkiler uyur mu? Ya da anestezi ile uyutulabilir mi?

Bir bilim insanı, bitkilerin uyuyup uymadığı sorusunun ötesine geçerek, anestezi ile uyutulup uyutulamayacaklarının yanıtını bulmak için kolları sıvadı. Ortaya çıkan sonuç ise gerçekten şaşırtıcı oldu.

Bitkiler uyur mu? Ya da anestezi ile uyutulabilir mi?

Bitki nörobiyolojisi, bitkilerin çevrelerini algılama ve buna göre morfolojilerini ve fizyolojilerini değiştirme yollarını araştıran, giderek büyüyen bir bilim alanı. Farklı biçimlerde büyümenin biliş ya da bilince benzemediğini savunanlar bulunuyor, ancak bilinçsizlik söz konusu olduğunda durum biraz değişebilir.

Bitkiler insanlarla aynı şekilde uyumaz ancak insanlar gibi onlar da geceleri daha az aktiftir. Geceyi gündüzden ayırmak için çevresel ve kimyasal ipuçlarını kullanan kendilerine ait günlük ritimlere, iç saatlere sahiptirler ve bazı hayvanlar gibi Güneş ile uyanabilirler.

NASA’nın Uluslararası Uzay İstasyonuna (UUİ) takılan bir cihaz olan Uzay İstasyonundaki Ekosistem Uzay Kaynaklı Termal Radyometresi (ECOSTRESS) sayesinde uyanan bitkiler uzaydan bile görüldü. ECOSTRESS, sıcaklığını ölçerek ve bitkilerin soğuması için fazla suyu etkili bir şekilde “terleyerek attığı” buharlaşma-terleme gibi süreçleri takip ederek Dünya üzerindeki bitki örtüsünün sağlığını izleyebiliyor.

2019’da uzaydan çekilen görüntüler, ABD’deki Superior Gölü yakınlarındaki bitkilerin sabah boyunca “uyanırken” bitki aktivitesinin nasıl arttığını gösterdi. UUİ’deki bilim insanları, su kenarına en yakın bitkilerin erken kalkanlar olduğunu ve daha uzaktaki bitkilerden daha erken aktivite belirtileri gösterdiğini buldu.

Bitkiler uyuyorsa, bir şekilde uyutulabilir mi?

Bitkiler “uyanma” yeteneğine sahiplerse bir şekilde “uyutulmalarının” da mümkün olması mantıklı olacaktır. Bu yüzden, botanikçi Stefano Mancuso, Uluslararası Bitki Nörobiyolojisi Laboratuvarı’nda bu konuyu araştırıyor.

Mancuso’nun bitki zekasına yönelik kanıt arayışını körükleyen ilginç gözlem, bir engelin etrafında büyüyen bir köktü. Hareketi filme almak, bitkinin daha iyi bir büyüme yönü belirlemeye başlamadan önce engele dokunmasına gerek olmadığını buldu. Yani, bitkinin engelle karşılaşmadan önce yönünü değiştirmesi gerektiğini bilmesi gerekiyordu.

Bitki hareketleri tuhaf gelebilir ama çoğu insanın fark ettiğinden çok daha yaygındır. Ne yazık ki, hassas bitkilerin uç noktalarına ve Venüs sinek tuzaklarına bakmadığınız sürece izlemeyi sıkıcı hale getiren bir hızda gerçekleşir. David Attenborough’nun Yeşil Gezegen çekimleri, çoğumuzun hiç görmediği bir şeyi göstermeyi başararak; bitkilerin güneş ışığı için nasıl mücadele ettiğini, bazen rekabeti ortadan kaldırmak için insanların pek etik bulmayacağı taktikler kullandığını gösterdi.

Her ne kadar bilincin ne anlama geldiğine dair net bir tanım olmadan kanıtlanması veya çürütülmesi zor olsa da, Mancuso’yu bitki bilincinin olasılığı hakkında sorular sormaya iten de buna benzer gözlemlerdi. The Guardian’a ile yaptığı görüşmede “bilinç hakkında konuşmak inanılmaz derecede zor, çünkü aslında bizim durumumuzda bile bilincin ne olduğunu bilmiyoruz” dedi ve devam etti: “Fakat bundan gerçek bir biyolojik özellik olarak bahsetmeye yönelik bir yaklaşım var: Bilinç, çok derin uyuduğumuz veya anestezi altında olduğumuz zamanlar dışında hepimizin sahip olduğu bir şeydir. Bitkilerdeki bilinci inceleme yaklaşımım da benzerdi. Anestetiklere duyarlı olup olmadıklarını araştırarak başladım ve insanlarda işe yarayan anesteziklerin aynısını kullanarak tüm bitkileri uyuşturabileceğinizi gördüm. Bu son derece büyüleyici. Bilincin beyinle ilgili bir şey olduğunu düşünüyorduk ama bence hem bilinç hem de zeka daha somutlaşmış, tüm bedenle ilgili.”

Mancuso’nun ekibi bitkileri tam olarak “uykuya” sokma konusunda, 2023’ün sonuna kadar başarıya ulaşabileceklerine inanıyor.