Özel röportaj: Türkiye dijital dönüşümde ne durumda? Yapay zeka nereye gidiyor? Dell Technologies Türkiye ve eCIS Ülke Müdürü Işıl Hasdemir ile konuştuk

Dell Technologies Forum 2023 Türkiye, geçtiğimiz haftalarda Wyndham Grand İstanbul'da gerçekleşti. CHIP ekibi olarak bizim de katıldığımız etkinlikte, Dell Technologies Türkiye Müdürü Sayın Işıl Hasdemir ile Türkiye'de dijital dönüşümü, yapay zekanın geleceğini ve fazlasını konuştuk.

Özel röportaj: Türkiye dijital dönüşümde ne durumda? Yapay zeka nereye gidiyor?

Geçtiğimiz haftalarda CHIP ekibi olarak Dell Technologies Forum 2023’e katıldığımızı sizlerle paylaşmıştık. Çoğu teknoloji tutkunu tarafından merakla beklenen etkinlikte, en yeni trendlerden teknolojilere, uzman konuşmacılardan sürpriz çekilişlere kadar birçok aktivite yer aldı.

Bu seneki Dell Technologies Forum'un öne çıkan başlıkları arasında; yapay zeka, IoT (Nesnelerin İnterneti), bulut bilişim, siber güvenlik ve geleceğin teknolojileri gibi önemli başlıklar vardı. Ayrıca katılımcılar kendi deneyimlerine uygun teknik oturumlara katılma ve Dell Technologies uzmanlarıyla bir araya gelme imkanı yakaladı. Eğer etkinlikte baştan sona neler olup bittiğini merak ediyorsanız, daha önce yaptığımız habere buradan ulaşabilirsiniz.

Tüm bunların yanı sıra, etkinlik sonrası Dell Technologies Türkiye ve eCIS Ülke Müdürü Sayın Işıl Hasdemir ile ekibimiz bir araya gelerek güzel bir sohbet gerçekleştirdi. Gerçekleştirdiğimiz sohbette, etkinliğin öne çıkan başlıklarından Dell’in gelecek vizyonu ve hedeflerine kadar merak edilen birçok şeyi sorma şansı yakaladık. İşte Sayın Hasdemir ile gerçekleştirdiğimiz röportajın öne çıkan kısımları:

CHIP: Etkinliğin başında kısa bir film yayınlandı. Sunumda da belirtildiği gibi bu tarz videolar genellikle globalde hazırlanıyor. Ancak etkinlikte yayınlanan videonun, sizin kendi workstation’larınız ile kendi ekibiniz bünyesinde hazırlandığını dile getirdiniz. Buradan çıkarmamız gereken sonuç tam olarak nedir? Artık Türkiye’de de global’de yapılabilen işlerin çoğunu yapabilecek konuma geldik diyebilir miyiz?

Işıl Hasdemir: "Elbette öyle. Teknolojinin ve dijital dönüşümün sınırları kaldırdığından söz ediyoruz daima. İşte bu kısa film de sınırların ortadan kalktığının, kilit noktanın doğru teknolojiyi kullanmak olduğunun en önemli kanıtı. Türkiye’nin potansiyelinin ne denli yüksek olduğunu biliyoruz. Dijital dönüşüm noktasında da farkındalıktan öte, sahip olunan teknolojiyle bir üst noktaya nasıl ulaşılabileceğinin yol haritasını çizmeye odaklanan oyuncular görüyoruz. Bu da artık globalde yapılan her türlü iş Türkiye’den de rahatlıkla çıkabilir demek."

Etkinliğin en başından başlarsak; ilk konumuz inovasyondu. Dell’in Türkiye’nin de dahil olduğu 45 ülkede bir çalışma yaparak Global İnovasyon Endeksi hazırladığını söylediniz. Elbette bu konuda çok da değerli veriler paylaştınız. Peki, Türkiye’yi bu konuda nasıl değerlendirirsiniz? Ülkemizde fikirleri başarılı inovasyonlara dönüştürmek için nelerin farklı yapılması gerekiyor?

"Yanıt, İnovasyon Endeksi çalışmamızın ortaya koyduğu sonuçlarda saklı. Türkiye’deki katılımcıların yüzde 31'i, liderlerinin inovasyondan ziyade işin günlük işleyişine odaklandığını söylüyor. Liderlik düzeyinde gerçek ve somut bir bağlılık olmadan, istekli ve yetenekli kişilerin inovasyon konusunda tam potansiyellerine ulaşamadığına dikkat çekiliyor. Yüzde 52’lik bir kesim, insanların umdukları kadar inovasyon yapamadıkları için şirketlerinden ayrıldıklarını düşünürken yüzde 44’lük bir kesim de şirket kültürlerinin kendilerini istedikleri düzeyde yenilikçi olmaktan alıkoyduğunu söylüyor. Sonuçlardan anlamamız gereken şu: Türkiye’deki şirketler inovasyonu uzun vadede başarı getirme potansiyeli olan fikirler yığını olarak düşünüp geri plana atmamalı. Aksine her fırsatta bu fikirlerin üzerine gitmeli ve dahası, bu fikirleri çıkarmak için tek bir departman veya birim görevlendirmemeli. Söz konusu şirketin kültürünü benimsemiş her insan faktörüne, fikir sunma fırsatı vermeli. Çünkü dönüşüm de inovasyon da, insan faktörünün sunacağı en değerli çıktı olan fikir olmadan, yalnızca son teknolojiyle donatılmış bir altyapıyla mümkün olmaz."

Bir diğer önemli başlığımız ise yapay zekaydı. Hatta daha çok üretken yapay zeka da diyebiliriz. Üretken yapay zeka ve iş süreçlerindeki rolü hakkında nasıl bir perspektifiniz var? Dell'in bu alandaki çözümleri işletmelerin üretkenliğini artırmaya nasıl yardımcı oluyor?

"Aslında yapay zekayı yıllardır kullanıyor ve belirli iş problemlerini çözüyoruz. Bu sayede teknoloji uygulamalarındaki değer süresini ve destek taleplerini çözme süresini kısaltıyor, aynı zamanda parça bulunabilirliğini optimize ediyoruz. Büyük dil modelleri (LLM) ve üretici yapay zeka (GenAI) yeteneklerindeki gelişmeler, bugün daha güçlü adımlar atmamızı sağlıyor. Müşterilerimizin de otomasyonu değerli bulduğunu ve bugün pek çok liderin üretkenliği artırmak ve maliyetleri düşürmek için GenAI çözümlerini benimsediğini biliyoruz.

Örneğin Forrester Consulting tarafından gerçekleştirilen bir çalışmada, yanıt veren IT liderlerinin yüzde 76'sı, IT personelini yenilik ve stratejik girişimlere odaklanmalarına olanak tanıyan otomatik destek araçları ve teknolojilerinden yararlanmak istediklerini söylüyor. GenAI'deki ilerlemeler, müşteri deneyimi adına yepyeni fırsat kapıları aralıyor. Örneğin üretken yapay zekanın sunduğu engin veri setleri ve AI/ML'i kullanarak otonom sorun tespiti ve çözümü sağlıyoruz. Akıllı sanal asistanlar sayesinde destek operasyonlarının daha kişiselleştirilmiş ve verimli bir şekilde yürütülmesine olanak veriyoruz. Tüm bunlar, destek ekiplerine çözmelerine için iletilen vaka sayılarını azaltırken müşteri deneyimini de optimize etmeye imkan veriyor, müşterilerimiz için daha iyi bir deneyim sağlıyor.

Müşteri deneyimi iyileştirmelerinin yanı sıra, müşterilerin operasyonel verimlilik ve üretkenlik, artan otomasyon ve daha iyi dijital deneyimler sunma gibi faydaları elde etmelerine yardımcı oluyoruz.Yakın geçmişte üretken yapay zeka portföyümüzü genişlettiğimizi duyurmuştuk. Yeni geliştirdiğimiz çözümlerle; daha akıllı veri toplama, çoklu bulut erişimi ve profesyonel hizmetlerle üretken yapay zekâ çalışmalarını desteklemeye yardımcı oluyoruz.

Yapay zekâ çalışmalarını en üst düzeye çıkarmak ve genel bulutlarda, şirket içi ortamlarda ve uçta iş yüklerini desteklemek için şirketlerin doğru altyapı, yazılım ve hizmetlerle sağlam bir veri temeline ihtiyacı var. Bizler de genişletilmiş onaylı tasarımlarımız, profesyonel hizmetlerimiz, modern veri gölümüz ve dünya çapındaki en kapsamlı GenAI çözümleri portföyümüzle bu ihtiyacı karşılıyoruz.Burada Dell Validated Design for Generative AI with NVIDIA for Model Customization çözümümüz öne çıkıyor. Bu çözüm, sıfırdan model geliştirmeye gerek kalmadan verilerden içgörü elde etmek için önceden eğitilmiş modelleri kapsıyor. Bilgileri güvende ve şirket içinde tutarken GenAI modellerini istenen sonuçlara göre özelleştirmek ve optimize etmek için en iyi uygulamaları sağlıyor. Böylece kuruluşlar, GenAI modellerini kendi özel verilerini kullanarak belirli görevlere uyarlamak için çeşitli seçeneklere sahip oluyor. Modüler ve esnek tasarım sayesinde, eğitim difüzyonu, transfer öğrenme ve hızlı ayarlamayı kapsayan çok çeşitli hesaplama gereksinimleri ve kullanım durumları destekleniyor."

Şirketinizin sürdürülebilirlik misyonu ve bu doğrultuda attığı adımlardan bahseder misiniz?

"Sürdürülebilirlik Dell’in öncelik verdiği konuların başında geliyor ve bu kapsamda çeşitli proje ve taahhütleri bulunuyor. Örneğin 2030 yılına kadar ambalajların yüzde 100'ünün geri dönüştürülmüş veya yenilenebilir malzemeden imal edilmesi planlanıyor. Bu plan doğrultusunda, ürün içeriğinin yarısından fazlası da geri dönüştürülmüş veya yenilenebilir malzemeden yapılacak. Yine 2030 yılına kadar müşterilerinin satın aldığı her ürün için eşdeğer bir ürünü yeniden kullanmayı veya geri dönüştürmeyi hedefliyoruz.

Bunun yanı sıra yüzde 64 daha az enerji harcayan bir ürün portföyü oluşturduk ve 1 milyon ton kullanılmış elektronik malzemeyi geri dönüştürdük. Bugüne kadar 50,000 ton malzeme geri dönüştürülerek Dell ürünlerinde kullanıldı.

Geçtiğimiz yıl ürünlerimizin döngüsel tasarımını hızlandırmanın ilk prototipi olarak Concept Luna’yı tanıttık. Concept Luna, onarım ve demontaj süreçlerini önemli ölçüde basitleştirip hızlandırarak bileşenleri daha kolay erişilebilir hâle getiriyor ve yeniden kullanım imkânlarını artırıyor. Concept Luna’daki tüm tasarım fikirlerinin hayata geçirilmesi hâlinde, ürün karbon ayak izinin yaklaşık yüzde 50 oranında azaltılabileceği öngörüyoruz.

Bir diğer önemli hedefimiz ‘Net Sıfır’. 2050 yılına kadar karbon emisyonlarını sıfırlamayı amaçlıyoruz. 2050 net sıfır hedefini “doğaya karşı bir sorumluluk” olarak görüyoruz. Aynı zamanda 2030 yılına kadar yüzde 75 yenilenebilir kaynaklı elektrik kullanmayı, 2040 yılına kadar da yüzde 100 yenilenebilir kaynaklı elektrik kullanmayı taahhüt ediyoruz. 2013 yılında teknoloji sektöründe bir ilki gerçekleştirerek, tüm ürün portföyünün enerji yoğunluğunu yüzde 80 azaltmak için böyle bir hedef koyduk. Güncel raporlar, hedefin neredeyse yüzde 70’ine ulaştığımızı gösteriyor."

Sizce kadınların teknoloji alanında daha fazla rol alması için neler yapılmalı? Bu konuda Dell'in çeşitlilik ve cinsiyet eşitliği konusundaki yaklaşımı nedir?

"Teknoloji ne yazık ki kadın temsilinin yüzde 10 gibi düşük bir oranda kaldığı erkek egemen sektörlerin başında geliyor ve bu konuda teknoloji sektörünün tüm oyuncularının birlikte haraket etmesi gerekiyor. Kadının teknolojiye mesafeli durmasının başlıca sebebi, çocuk yaşta teknoloji gibi erkek egemen sektörlerde yeri olmadığının empoze edilmesi. Bu nedenle öncelikle kız çocuklarını hedefleyen projelerin yaygınlaştırılması gerekiyor. Üniversitede okuyan kız öğrencilerin desteklenmesi, halihazırda sektörde faal olan kadınlarınsa yükselmelerine ve yeteneklerini ortaya koymalarına alan açılması önem taşıyor.

Dell Technologies olarak kapsayıcılık hedeflerimiz doğrultusunda cinsiyet eşitliğini ve kadın temsilini güçlendirmeyi daima ön planda tutuyoruz. Çeşitli projeler yürütüyor, araştırmalar yapıyoruz. 2030 yılına kadar Dell Technologies'te çalışanların en az yüzde 50'sinin, yöneticilerinse en az yüzde 40'ının kadınlardan oluşması hedefimiz var. Türkiye ekibi olarak şu anda büyük oranda başarı elde etmiş durumdayız.

Dell Career ReStart programıyla çalışanlarımızın, özellikle kadınların, bir yıl veya daha uzun süre işten ayrıldıktan sonra tekrar Dell Technologies'te çalışmaya başlamalarına imkan tanıyoruz. Geleceğin başarılı kadınlarını yetiştirmek adına projelerimiz bulunuyor. Habitat Derneği’yle başlattığımız Kızlar için Gelecek projesiyle 953 genç kızı STEM alanlarıyla tanıştırdık. Projenin ikinci ayağında 53 kız öğrenciye STEM alanlarının sunduğu fırsatları keşfetme şansı sunduk. Yakın geçmişte Bloomberg HT TV'de Silikon Vadisi programının "Teknolojinin Işıltıları" bölümünün moderatörlüğünü üstlendiğim bir projeyi hayata geçirdik. Bu sayede teknolojide başarı yakalamış veya kendi işini yaratmış kadın rol modellerin hikayelerini paylaşarak genç kızlara ilham olduk.

Yalnızca teknoloji sektöründe değil, tüm alanlarda toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele ediyoruz. Örneğin kadın temsilinin zayıf olduğu bir diğer alan olan e-spor alanında, Türkiye'nin ilk kadın VALORANT turnuva serisi olan VALORANT DELL Rebels Turnuva serisini, ESA Esports & Media Kurucu Ortak ve CEO'su Lale Ergin ile işbirliği yaparak sahiplendik."

Dell Türkiye'nin gelecek vizyonu ve hedefleri nelerdir, kısaca bahsedebilir misiniz?

"Dell olarak gelecek vizyonumuz, teknolojinin çözülmemiş beş büyük zorluğu olarak adlandırılan konu başlıklarını korkulu rüya olmak çıkarmak var. İlki elbette yapay zeka. bilgi işlem ve depolama alanında açık ara lider olan Dell Technologies olarak yapay zeka gibi veri yoğun teknolojilerin de merkez üssü konumundayız. Masaüstünden veri merkezine ve buluta kadar dünyanın en geniş GenAI çözümleri portföyüne sahibiz. Müşterilerin yapay zeka iş yüklerini ihtiyaç duydukları her yerde çalıştırmalarına ve yapay zekayı kavram kanıtından üretime kadar ölçeklendirmelerine yardımcı oluyoruz, olmaya da devam edeceğiz.

Bir diğer konu çoklu bulut. Çoklu bulut ortamı, kuruluşunuzun yapay zeka gibi gelişmekte olan teknolojilerin kilidini çok daha hızlı açması açısından oldukça kritik. Bu alanda sağladığımız ürün ve çözümlerle 2024 yılında da karar vericilerin bulut karmaşıklığı nedeniyle yaşadığı sorunların önüne geçmeye devam edeceğiz. Aynı şekilde uç da inovasyona giden kapıları açmada kilit rol üstlenen bir teknoloji. Geçtiğimiz yıl uç bilgi işlemle ilgili devam eden sorunlu noktaları ele alarak müşterilerin inovasyonun kilidini açmasına yardımcı olma vizyonumuz olan Project Frontier'i duyurduk. Bugün, işletmelerin uçlarını basit ve güvenli bir şekilde ölçeklendirmelerine yardımcı olmak için tasarlanmış, Dell NativeEdge ile bu vaadimizi yerine getiriyoruz ve sürdürmekte kararlıyız.

Diğer önemli odağımız, güvenlik. Sıfır Güven Mimarisinin benimsenmesi için yol arkadaşlarımıza desteğimiz tüm hızıyla devam edecek. Bir diğer önemli konu işin geleceği ve sürdürülebilirlik. Ticari müşteri portföylerimizde performans, iş birliği ve verimliliği en üst düzeye çıkarmaya, çağın çalışan beklentilerini karşılamaya devam ediyoruz. Bunu yaparken gezegenimizin geleceğini korumayı sürdürüyoruz. Sürdürülebilirliği müşterilerimizin işlerini büyütmelerine ve daha sürdürülebilir bir geleceğe katılmalarına yardımcı olan teknolojiyi nasıl tasarladığımız ve yarattığımızın her aşamasında dikkate almaya devam edeceğiz."