NASA’nın önümüzdeki yıllarda Titan’a göndermeyi planladığı Dragonfly aracı, uydunun metan göllerinde, Dünya’daki yaşamın başlangıcına benzer bir kimyasal köpük ya da ilkel hücre benzeri yapılar bulabilir. Yeni bir araştırma, bu göllerde yaşamın öncüsü sayılabilecek proto-hücrelerin doğal koşullarda oluşabileceğini öne sürüyor.
Titan: Dünya'nın uzak bir yansıması
Titan, bazı yönlerden Dünya'ya şaşırtıcı derecede benzer. Yüzeyinde tıpkı Dünya’daki gibi büyük göller ve denizler bulunuyor; ancak bu sıvılar su yerine metan ve etan gibi hidrokarbonlardan oluşuyor. Ayrıca Titan’da da tıpkı Dünya’daki gibi bir döngü işliyor: Bu sıvılar buharlaşıyor, bulutlar oluşturuyor ve yeniden yüzeye yağmur olarak dönüyor.
Dünya'da yaşamın temelini oluşturan su döngüsünün benzeri bir sistemin Titan’da da var olması, bilim insanlarına yaşamın orada da gelişebileceği umudunu veriyor.
Proto-Hücreler Titan’da oluşabilir mi?
International Journal of Astrobiology'de yayımlanan bir çalışmada araştırmacılar, Titan’ın göllerinde kesecik (vezikül) adı verilen, hücre zarını andıran yapıların doğal yolla oluşabileceğini ileri sürüyor. Bu kesecikler, yağ moleküllerinden oluşuyor ve bir zarla çevrili içi dolu küçük baloncuklar gibi davranıyor.
NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi'nden gezegen bilimci Conor Nixon, bu keseciklerin Titan’da var olmasının, düzen ve karmaşıklıkta önemli bir artış anlamına geldiğini ve yaşamın ön koşullarından biri olabileceğini belirtiyor.
Yağmur, moleküller ve zar oluşumu
Araştırmacılar Nixon ve Christian Mayer (Duisburg-Essen Üniversitesi, Almanya), Titan'daki süreçlerin Dünya’da yaşamın başladığına inanılan süreçlerle benzerlik taşıdığını ifade ediyor. Süreç şöyle işliyor:
-
Titan'da metan yağmurları atmosferdeki molekülleri göl yüzeyine taşıyor.
-
Bu moleküller arasında amfifiller adı verilen bileşikler yer alıyor. Bunlar hem sıvı hem yağ ile etkileşebilen iki uçlu moleküller.
-
Bu moleküller göl yüzeyinde ince bir film oluşturuyor.
-
Yağmur damlaları bu filme çarptığında, filmle kaplanarak küçük, zarla çevrili damlacıklar haline geliyor.
-
Bu damlacıklar tekrar göle düşerek çift katmanlı zara sahip keseciklere dönüşebiliyor.
Bu çift katmanlı zar yapısı, biyolojik hücrelerin temel bileşenlerinden biri.
Evrime benzeyen bir seçilim süreci
Nixon ve Mayer’e göre zamanla bu keseciklerin bazıları daha kararlı hale gelecek, bazıları ise yok olacak. Bu da tıpkı evrimde olduğu gibi seçilim yoluyla daha işlevsel ve karmaşık yapılara doğru bir ilerlemeye yol açabilir.
Bu sürecin gerçekten Titan’da yaşanıyor olması, yaşamın nasıl ortaya çıktığı sorusuna çok önemli bir yanıt getirebilir.
Dragonfly görevi bu yapıları tespit edebilecek mi?

Ne yazık ki, 2034’te Titan’a ulaşması planlanan Dragonfly aracı, doğrudan kesecikleri saptayabilecek cihazlara sahip olmayacak. Ancak araç, Titan’ın kimyasal yapısını detaylıca inceleyerek bu tip yapıların oluşması için gerekli ortamın var olup olmadığını araştırabilecek.
Bilim insanları, ayrıca Titan’ın atmosferinde dolaşan amfifil molekülleri belirlemek amacıyla lazer, ışık saçılımı analizi ve Raman spektroskopisi gibi yöntemler geliştirmeye çalışıyor.