Telefonları her zaman %100 şarj etmek doğru mu?

Telefonunuzu tamamen şarj etmek ilk etapta mantıklı gelebilir. Peki ama cihazınızı yüzde 100 şarj etmenin pil sağlığı açısından hiç de iyi olmadığını biliyor musunuz?

Telefonları her zaman %100 şarj etmek doğru mu?

Akıllı telefon kullanıcılarının çoğu, cihazlarını sabah güne hazır hale getirmek için geceden şarja bırakıyor. %100’e ulaşan bir pil doluluğu, ilk bakışta günü kurtaracak gibi görünse de, uzun vadede bu alışkanlığın pil sağlığına zarar verebileceği bir gerçek.

Telefonlarda yaygın olarak kullanılan lityum iyon piller, zamanla kimyasal olarak yaşlanıyor. Bu pillerin sürekli tam kapasitede, yani %100 dolu halde tutulması, hücrelerdeki gerilimi artırarak bu yaşlanma sürecini hızlandırabiliyor. Araştırmalar, pilin %90 yerine düzenli olarak %100'e kadar şarj edilmesinin, pil ömrünü %10-15 oranında daha hızlı tüketebileceğini gösteriyor.

Her zaman tam kapasiteye kadar şarj etmek, pilin zamanla daha kısa sürede boşalmasına neden olabiliyor. Bu da cihazınızın bataryasını daha erken değiştirmenize yol açıyor. Ancak bu durum, arada sırada yapılan tam şarjlar için geçerli değil. Seyahate çıkmadan önce ya da gün boyu şarja erişiminizin zor olacağı zamanlarda %100'e kadar şarj etmek herhangi bir problem yaratmayacaktır. Önemli olan, bunu alışkanlık haline getirmemek.

Pek çok üretici, cihazların en sağlıklı şekilde çalışabilmesi için pil seviyesinin genellikle %50 ile %80 arasında tutulmasını tavsiye ediyor. Aynı şekilde, bataryanın tamamen bitmesine izin vermek de uzun vadede benzer şekilde yıpratıcı olabiliyor.

Pil sağlığını korumak için ne yapmalıyız?

Günümüzde birçok telefon, bu tür sorunları en aza indirmek için yerleşik pil yönetim özellikleriyle geliyor. Örneğin Samsung’un “Pili Koru” özelliği, şarjı otomatik olarak %85’te durduruyor. Benzer şekilde bazı Pixel modellerinde de şarjın %80’de sınırlanmasını sağlayan ayarlar bulunuyor. Apple, iPhone şarjının yüzde kaçta duracağını seçmenize izin veriyor.

Bu özellikler, pilin yüksek gerilim altında kalma süresini kısaltarak kimyasal yıpranmayı azaltmayı hedefliyor.

Bir diğer önemli konu ise sıcaklık. Telefonlar aşırı sıcak veya çok soğuk ortamlarda kullanıldığında, pil ömrü ciddi şekilde kısalabiliyor. Bu nedenle cihazınızı doğrudan güneş altında bırakmak ya da soğuk havada uzun süre açıkta kullanmak önerilmiyor. Uzmanlar, bataryanın ideal çalışma sıcaklığının 0 ile 35 derece arasında olduğunu belirtiyor. Ayrıca hızlı şarj gibi yüksek ısıya neden olan işlemler de bu dengeyi olumsuz etkileyebilir.

Pil sağlığını korumak için şarj alışkanlıklarının yanı sıra, telefonun günlük kullanımı da önemli. Ekran parlaklığını kısmak, kullanılmayan bağlantıları kapatmak (örneğin Bluetooth veya konum), karanlık mod kullanmak ve arka planda çalışan uygulamaları sınırlandırmak günlük enerji tüketimini azaltabilir.

Telefonunuzun ayarlarından pil kullanımını detaylı şekilde takip edebilir, hangi uygulamaların daha fazla enerji harcadığını görebilirsiniz. Ayrıca uygulamaları güncel tutmak da performans ve enerji verimliliği açısından faydalı olacaktır.