Ace Combat 8 ilk detaylarıyla karşımızda: Bulutların içinde savaş
Ace Combat 8: Wings of Theve, yeni Cloudly teknolojisi, Strangereal evreni ve hikâye odaklı anlatımıyla seriyi yeni nesil konsol ve PC oyuncularına taşıyor.
Gelecek yıl koltuğumuza uzanıp kumandayı elimize aldığımızda, ekranda bizi 10 bin fit yüksekte geçen nefes kesici bir hava savaşı bekliyor olacak. Bandai Namco, efsanevi hava muharebesi serisinin yeni oyunu Ace Combat 8: Wings of Theve’i 2026’da oyuncularla buluşturmayı planlıyor. Yakın gelecek temasını sürdüren yapım, serinin yeni nesil konsollar ve PC için geliştirilen ilk oyunu olma özelliğini taşıyor.
Geliştirici ekiple ilk temas: Yeni nesil Ace Combat
11 Aralık’ta Los Angeles’ta düzenlenen The Game Awards öncesinde, Cnet, Ace Combat serisinin marka direktörü Kazutoki Kono ve Ace Combat 8’in yapımcısı Manabu Shimamoto ile görüştü.
Serinin bir önceki oyunu Ace Combat 7: Skies Unknown’un 2019’da çıkmış olması, yeni oyunun teknik açıdan ciddi bir sıçrama yapacağının sinyalini veriyor. Project Aces ekibi, bu kez donanım gücünü sonuna kadar kullanmayı hedefliyor.
Cloudly teknolojisi: Bulutlar artık sadece dekor değil
Ace Combat 8, sanal hangarını yepyeni özelliklerle dolduruyor. Bunların başında, ekip tarafından geliştirilen ve “Cloudly” adı verilen özel grafik teknolojisi geliyor. Bu sistem, yalnızca görsel bir şov sunmakla kalmıyor; bulutların fiziksel davranışlarını da simüle ediyor.
Uçağınız bulutların içinden geçerken kanatlarda oluşan izler, görüş mesafesini etkileyen yoğunluk ve rakip uçakların bulutlardan çıkarken bıraktığı izler, oynanışa taktiksel avantajlar kazandırıyor. Yani bulutlar artık saklanmak, pusu kurmak ve düşmanı iz sürerek yakalamak için aktif bir araç.
Gerçek pilotlardan ilham alan cesaret
Project Aces ekibi, oyundaki gerçekçilik seviyesini artırmak için eski savaş pilotlarıyla da görüşmüş. Ancak alınan geri bildirimler oldukça ilginç.
Shimamoto’ya göre pilotlar, gerçek hayatta bulutların içine girmekten özellikle kaçınıyor. “Çok tehlikeli olduğu için bulutlara girmemeye çalışıyoruz,” diyen pilotlar, aslında Ace Combat oyuncularının gerçek pilotlardan daha cesur olduğunu ortaya koyuyor.
Simülasyon ile arcade arasında ince bir çizgi
Ace Combat serisi, yıllardır gerçekçi simülasyon ile arcade eğlence arasında dikkatli bir denge kuruyor. Oyun, ciddi savaş atmosferini korurken, uçuşun sıkıcı veya aşırı teknik yönlerini bilinçli olarak yumuşatıyor. Bitmek bilmeyen füze stoğu da bu tercihin bir parçası.
Shimamoto’nun sözleriyle:
“Belirli bir gerçekçilik seviyesini hedefliyoruz ama oyuncuya karar verme özgürlüğü sunmak bizim için daha önemli.”
Strangereal evreni: Gerçek dünyadan kopuk, duygudan yakın
Ace Combat 8, serinin kurgusal evreni Strangereal’da geçiyor. Gerçek dünyayı çağrıştıran ancak tamamen hayali ülkelerden oluşan bu evren, geliştiricilere büyük bir anlatı özgürlüğü sağlıyor.
Oyun, bir önceki yapımdan 10 yıl sonrasında, yani 2029’da geçiyor. Merkezi Usea Federasyonu (FCU), Sotoa Cumhuriyeti tarafından yenilgiye uğratılmış durumda. Oyuncu, şiddetli bir hava çatışmasının ardından okyanusta sürüklenirken uyanıyor ve eski bir uçak gemisi tarafından kurtarılıyor.
Eskimiş bir uçak gemisi, yeni bir efsane
Oyunun büyük bölümü, yaşını almış uçak gemisi Endurance üzerinde geçiyor. Oyuncu, teknolojik olarak geri kalmış uçaklarla ve dağınık bir ekiple hayatta kalmaya çalışıyor. Bu durum, hikâyeye güçlü bir “underdog” hissi katıyor.
Oyuncu karakteri, geçmişte ün kazanmış efsanevi bir pilot olan Wings of Theve’in mirasını devralıyor. Geliştirici ekip, gemi mürettebatıyla kurulan ilişkileri ön plana çıkararak, hızlı hava savaşlarının arasına daha kişisel anlar eklemeyi hedefliyor.
Görünmeyen ama hissedilen dev bir dünya inşası
Strangereal evreni, Ace Combat serisinin en güçlü yönlerinden biri. Usea, Osea, Erusea ve Sotoa gibi ülkeler; Orwellvari isimleri, politik gerilimleri ve bitmek bilmeyen savaşlarıyla dikkat çekiyor.
Kono’ya göre, geliştirilen arka plan hikâyesinin yalnızca yüzde 10’u oyunculara doğrudan yansıtılıyor. Ekip, Strangereal haritası üzerinde ülkelerin işgallerini fiziksel olarak canlandırmış, hatta bazı ülkelerin kültürünü ve tarihini yalnızca bayrak tasarımına yansıyacak kadar detaylandırmış.