Çin’in Neolitik dönemine ait, yaklaşık 5.000 yıllık bir yerleşim yerinde yapılan arkeolojik keşif, bilim dünyasını şaşırttı. Daha doğrusu şoke etti. Doğu Asya’nın en eski şehirlerinden birini barındıran Liangzhu kültürüne ait insan kemikleri yığınının arasında, bu kemiklerden işlenmiş kafatası kapları ve maske benzeri nesneler gibi sıra dışı bulgulara rastlandı.
Uzmanlar, birbirine karışmış seramik ve hayvan kalıntılarıyla birlikte kanallardan ve hendeklerden çıkarılan bu korkunç nesnelerin amacını hala tam olarak bilmiyor.
Scientific Reports dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, bu kemikler MÖ 3.000 ila 2.500 yılları arasına, yani Liangzhu kültürünün kentleşme dönemine tarihleniyor. Daha önce Liangzhu'da birçok mezarlık bulunmuş olsa da, hiçbirinde bu şekilde yontulmuş insan kemiklerine rastlanmamıştı. Arkeologlar, beş farklı bölgeden çıkarılan 50'den fazla insan kemiğinde “işleme” izleri saptadı. Başka bir deyişle bu kemikler parçalanmış, delinmiş, cilalanmış veya aletlerle öğütülmüştü.
Çalışmanın başyazarı, Niigata Sağlık ve Refah Üniversitesi'nden biyolojik antropolog Junmei Sawada, incelenen insan kemiklerinin çoğunun eksik ve tamamlanmamış olmasının ve kanallara atılmış olmasının, o dönemin ölülerine karşı bir saygısızlık göstergesi olabileceğini düşünüyor. Ancak kemikler üzerinde vahşice ölüme işaret eden veya iskeletlerin parçalandığını gösteren izlere rastlanmaması, kemiklerin muhtemelen cesetler çürüdükten sonra işlendiği anlamına geliyor.
Araştırmacılar, en çok işlenen kemiğin insan kafatası olduğunu keşfetti. Yatay olarak kesilmiş veya bölünmüş dört yetişkin kafatası “kafatasından kaplar” oluşturmak için kullanılırken, yukarıdan aşağıya bölünmüş dört kafatası daha iskelet maskesi benzeri nesneler haline getirilmişti. Daha önceki yüksek statülü mezarlarda kafatası kaplarının bulunması, bu nesnelerin dini veya ritüel amaçlı kullanılmış olabileceği fikrini öneriyor.
Karmaşık bir ölü algısının işaretleri
Ancak maske benzeri yüz kafatasları ve sırtında delikler bulunan diğer işlenmiş kemikler benzersizdi ve önceki keşiflerle eşleşmiyor. Bu durum, Liangzhu kültüründe ölü algısının karmaşık bir dönüşümden geçtiğini gösteriyor.
Biyoarkeolog Elizabeth Berger'e göre, bulguların en ilginç ve benzersiz yanı, işlenmiş insan kemiklerinin özünde “çöp” olarak görülmesi ve kanallara atılması. Araştırmacılar bu durumu, kentsel toplumun hızlı yükselişiyle ilişkilendiriyor. Kentleşen bir toplumda insanlar artık tüm komşularını tanımadığı veya akraba olarak görmediği için, kemikleri ait oldukları kişilerden ayırmanın ve onlara alışılmışın dışında muamele etmenin daha kolaylaşmış olabileceği öne sürülüyor.
Bu sıra dışı uygulama, radyokarbon tarihlerine göre en az 200 yıl devam ettikten sonra ani bir şekilde ortadan kalktı. Berger, “Liangzhu halkı bazı insan bedenlerini cansız hammadde olarak görmeye başladı, ama buna ne sebep oldu ve neden bu durum sadece birkaç yüzyıl sürdü?” diye soruyor. Gelecekte yapılacak analizler, insanların bu kemikleri ne zaman ve nasıl elde ettiğini ortaya çıkararak, uygulamanın ardındaki anlamları ve değişen toplumsal bağlarla olan ilişkisini aydınlatmaya yardımcı olabilir.