“Fallout”, bugüne kadar yapılan en başarılı video oyunu uyarlamalarından biri olarak öne çıkıyor. Bunun en büyük nedeni ise dizinin ana karakterlerini yüzeysel figürler yerine derinliği olan bireyler olarak ele alması. Lucy MacLean ve Cooper Howard, yani hayranların bildiği adıyla Ghoul, hikâyenin duygusal yükünü sırtlayan iki ana karakter konumunda.
Ella Purnell ve Walton Goggins’in canlandırdığı bu ikili, paralel ilerleyen farklı hikâye çizgileri olsa bile dizinin merkezinde yer alıyor. Fallout evreninin acımasız çorak topraklarında geçen yolculuk, her defasında Lucy ve Ghoul’un dinamiğine geri dönüyor.
Zıtlıkların ortaklığı: Lucy ve Ghoul’un dinamiği

Bu ikilinin birlikte bu kadar dikkat çekici olmasının temelinde büyük bir karşıtlık yatıyor. Lucy, hayatı boyunca bir Vault’un güvenli duvarları arasında büyümüş, saf ve korunaklı bir karakter. Ghoul ise radyasyonla şekillenmiş, hayatta kalmayı sert yöntemlerle öğrenmiş, umutsuz ve alaycı bir ödül avcısı.
Aralarındaki bu itme-çekme ilişkisi, onları ekranda güçlü bir ikili hâline getiriyor. Hatta bu kimya, hayranlar arasında “Ghoulcy” olarak adlandırılan bir eşleşmenin doğmasına bile yol açtı. Pek çok izleyici, ilerleyen sezonlarda bu ilişkinin romantik bir boyuta taşınmasını umut ediyordu.
Ella Purnell’den net mesaj: Romantizm yok
Ancak Lucy MacLean’i canlandıran Ella Purnell, bu beklentilere oldukça net bir yanıt verdi. Geek Culture’a verdiği röportajda Purnell, Lucy ve Ghoul arasında klasik bir romantik ilişki ihtimalini açıkça reddetti. Oyuncu, bu çifti destekleyen hayranlar için esprili ama sert bir dille “terapiye ihtiyaçları var” ifadesini kullandı.
Purnell’e göre bunun en büyük nedeni, Ghoul karakterinin doğası. Walton Goggins’in canlandırdığı karakter için “Onu düzeltemezsiniz. Onu kurtaramazsınız. Bırakın gitsin” diyen oyuncu, Ghoul’un Fallout evreninin karanlık ve sert gerçekliğiyle bütünleşmiş bir figür olduğunu vurguladı. Böyle bir karakteri romantik bir ilişkiye sokmanın dizinin tonunu zayıflatacağını düşünüyor.
Güzellik var ama aşk değil

Purnell, Lucy ve Ghoul arasında inkâr edilemez bir bağ olduğunu kabul ediyor. Ancak bunun romantik bir çekimden değil, zorunluluktan ve ortak hedeflerden doğduğunu özellikle belirtiyor. Lucy babasını bulmaya çalışırken, Ghoul da ailesinin akıbetinin peşinden gidiyor.
Bu iki motivasyon, hikâyeyi ileri taşıyan temel unsurlar olarak öne çıkıyor. Purnell’e göre olası bir aşk hikâyesi, dizinin ana anlatısını güçlendirmek yerine dikkat dağıtıcı bir unsur hâline gelir.
Ghoulcy neden sorunlu bir hayran teorisi?
Ella Purnell’in açıklamalarına rağmen “Ghoulcy” eşleşmesi Fallout topluluğunda hâlâ güçlü bir şekilde savunuluyor. Reddit’te bu ikiliye adanmış başlıklar bulunuyor ve bazı hayranlar Lucy’nin masumiyeti ile Ghoul’un nihilizminin etkileyici bir aşk hikâyesi yaratabileceğini savunuyor.
Ancak Purnell, iki karakterin zaten fazlasıyla güçlü duygusal motivasyonlara sahip olduğunu ve bu alanın romantizme ihtiyaç duymadığını düşünüyor. Ayrıca Ghoul’un Lucy’den yüzlerce yıl yaşlı olması, yaşadığı fiziksel ve psikolojik travmalar gibi etik ve biyolojik engeller de bu teoriyi sorunlu hâle getiriyor. Oyuncunun sözleriyle: “İkisi de sevdikleri insanları arıyor, bunu böyle bırakalım.”
Fallout’un ruhuna en uygun yol: Platonik bir ortaklık
Sonuç olarak Lucy ve Cooper Howard arasındaki ilişkinin romantik bir boyuta taşınmaması, Fallout evreninin umutsuz, alaycı ve sert atmosferiyle daha uyumlu görünüyor. Dizi, aşk hikâyelerinden çok hayatta kalma, kayıp ve insan doğasının karanlık yönlerine odaklanıyor.
Hayranlar için geriye tek bir seçenek kalıyor: 2. sezonu beklemek ve Lucy ile Ghoul’un New Vegas ve Wasteland’da karşılarına çıkacak yeni tehditler karşısında nasıl bir ortaklık sergileyeceğini görmek.