Bilim insanları, bu yaz Dünya’nın dönüş hızında beklenmedik bir artış yaşanacağını öngörüyor. Bununla bağlantılı olarak, Temmuz ve Ağustos aylarında bazı günlerin, son yıllarda ölçülen en kısa günler arasında yer alması bekleniyor. Özellikle 9 Temmuz günü, normalden yaklaşık 1,3 milisaniye daha kısa olacak. Bu küçük fark kulağa önemsiz gibi gelebilir, ancak zamanın bu kadar hassas ölçüldüğü bir çağda oldukça önemli sonuçlara yol açabiliyor.
Gezegenimiz her gün 24 saatte, yani 86.400 saniyede kendi etrafında bir tur atıyor. Ama bu süre aslında zaman zaman çok hafif bir biçimde değişiyor. Son yıllarda yapılan hassas ölçümler, bazı günlerin birkaç milisaniye daha kısa sürdüğünü ortaya koymuş durumda.
Bu yılın en kısa günlerinden biri 5 Temmuz’da yaşandı. O gün, Dünya’nın dönüşü standart süreden 1,66 milisaniye daha kısa sürdü. Bilim insanları benzer kısalmaların 22 Temmuz ve 5 Ağustos’ta da görülebileceğini söylüyor.
Peki, Dünya neden hızlanıyor?
Dünya’nın dönüş hızı sabit değil. Tarih boyunca pek çok faktör, bu hızı az ya da çok değiştirdi. Özellikle Ay’ın Dünya’dan uzaklaşması, gezegenin yavaşlamasına yol açan ana etkenlerden biri. Her yüzyılda günler yaklaşık 1,8 milisaniye kadar uzuyor.
Ancak son birkaç yılda bu eğilim tersine dönmüş durumda. 2020 yılından bu yana, Dünya’nın yeniden hızlandığı gözleniyor. 1960’tan bu yana ölçülen en kısa 28 günün tamamı 2020 yılında kaydedildi. Bu durum bilim dünyasında şaşkınlıkla karşılanıyor.
Dünya’nın neden hızlandığı konusunda kesin bir açıklama yok. Atmosferdeki değişimler, okyanus akıntıları, buzulların erimesi ya da çekirdek hareketleri gibi etkenler üzerinde duruluyor. Fakat hiçbiri bu kadar net ve güçlü bir hızlanmayı tam olarak açıklayamıyor.
Bazı bilim insanları, Dünya'nın iç yapısında henüz tam olarak anlaşılamamış bir değişim olabileceği ihtimali üzerinde duruyor. Zamanla bu sorunun yanıtı daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır.
Ay’ın konumunun etkisi
Ay'ın Dünya üzerindeki etkisi sadece gelgitlerle sınırlı değil. Ay, ekvatora ne kadar yakınsa, gezegen üzerindeki sürtünme de o kadar artıyor. Bu yaz Ay’ın konumu, Dünya’dan oldukça uzakta olacak. Bu da sürtünmenin azalmasına ve gezegenin biraz daha hızlanmasına yol açıyor.
Dünya’nın dönüşünü etkileyen başka etkenler de var. Bunlardan biri de büyük depremler. 2011 yılında Japonya'da meydana gelen 9.0 büyüklüğündeki deprem, Dünya’nın eksenini yaklaşık 17 santimetre kaydırmış ve gün süresini mikrosaniyeler düzeyinde kısaltmıştı.
Depremler, gezegenin iç yapısında kütle dağılımını değiştirerek dönüş hızını etkileyebiliyor. Bu, dönen bir patencinin kollarını içeri çekerek hızlanmasına benzer şekilde işliyor.
Farkın teknolojik sistemler üzerindeki etkisi
Milisaniyelik kısalmalar biz fark etmesek de, GPS uyduları, iletişim sistemleri ve finansal ağlar gibi teknolojik altyapılar bu hassasiyetle çalışıyor. Bu nedenle, zaman ölçüm sistemlerinin sürekli olarak güncellenmesi gerekiyor.
1972’den bu yana, Dünya’nın yavaşlamasını dengelemek için zaman zaman “artık saniye” uygulamasıyla saatlere fazladan bir saniye ekleniyor. Ancak 2016’dan bu yana böyle bir düzeltmeye ihtiyaç duyulmadı. Şu anda yaşanan hızlanma devam ederse, belki de gelecekte artık saniye eklemek yerine çıkarmak bile gerekebilir.