Dünya Savaşlarının patlamamış bombaları, canımızı yakmak için pusuda bekliyor

Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sırasında, ve hatta sonraki bölgesel savaşlarda sağa sola fırlatılan ama patlamamış on binlerce bomba hala şehirlerimizin, köylerimizin etrafında, toprakta veya su birikintileri içinde saklanıyorlar ve patlamayı bekliyorlar.

Dünya Savaşlarının patlamamış bombaları, canımızı yakmak için pusuda bekliyor

Bazen sosyal medyada, geçmişten kalmış bir bombayla oynayan insanların onları nasıl patlattıklarına dair videolara veya hikayelere denk gelmiş olabilirsiniz. Bir zamanlar dere yataklarına düşmüş, tarlalara saplanmış, şehirlerin lağım tünelleri içine düşüp kalmış bu tehlikeli "antikalar", patladığında çevresindeki onlarca insanı öldürebilecek güçteler.

Bilim insanlarının tahminlerine göre, atıldığı yere saplanmış ama patlamamış, milyonlarca ton ağırlığında bomba var. Geçmişte silah endüstrisinin bomba üretiminin çok da başarılı olmadığını tahmin edebilirsiniz. Her gün havalanan binlerce savaş uçağından yeryüzüne bırakılan, on binlerce tanktan, on binlerce toptan atılan milyonlarca bombanın küçük bir yüzdesi bile patlamamış olsa, şu anda yaşam alanlarımızın gizli köşelerinde kendini saklayan sayısız bomba bulunuyor demektir, ki özellikle İkinci Dünya Savaşı'nda bombalarla yerle bir edilen Avrupa şehirlerinde bugün kırsal bölgelerde, nehir yataklarında, inşaat kazılarında ya da kanalizasyon kanallarında patlamamış bombalar bulmak hiç sürpriz olmuyor.

Görünmeyen tehlike: Amatol

Ancak bu meselede büyük bir problem daha var. Bu bombalardaki madde olan Amatol, TNT ve amonyum nitrat karışımından yapılan ve uçak bombaları, mermiler, derinlik bombaları ve deniz mayınları da dahil olmak üzere Birinci ve İkinci Dünya Savaşları için üretilen birçok bombada kullanılan oldukça patlayıcı bir madde.

Saf trinitrotoluen (TNT) veya Pentaeritritol tetranitrat (PETN) gibi yaygın olarak kullanılan diğer patlayıcılar yaşlandıkça nispeten stabil kalırlar ve bebeklik dönemlerinden daha tehlikeli hale gelmezler. Ancak Amatol, belirli koşullar altında tutulduğunda zaman geçtikçe darbelere karşı daha hassas hale gelir. Bu da onun sarsıntılar sırasında patlama riskini artırıyor.

Bir dizi deneyde, Norveç'teki Oslo Üniversitesi ve Stavanger Üniversitesi'nden iki bilim insanı, savaş alanlarından toplanan beş Amatol patlayıcı örneği üzerine ağırlık bıraktı. Bu, bombaların darbeye karşı daha önce fark edilenden çok daha hassas olduğunu ve yaşlandıkça giderek daha uçucu hale geldiğini gösterdi.

Mizaçtaki bu değişim büyük olasılıkla Amatol'ün doğal ortamdaki diğer kimyasallarla reaksiyona girme şekli nedeniyle meydana geliyor. Dolayısıyla yakında, bir apartmanın temeline yakın gömülü şekilde duran dev bir bombanın, üzerindeki yoldan bir kamyon geçtiğinde patlamayacağını kimse garanti edemiyor.