Evrenin Kozmik Karanlık Çağ'ını, bu "minik buzdolabı" araştıracak

Bilim insanları, yıldızların henüz oluşmadığı “Kozmik Karanlık Çağ”ı araştırmak için Dünya'dan uzak, radyo parazitlerinden arınmış bir gözlem noktası arıyor. Ay’ın uzak yüzüne yerleştirilmesi planlanan küçük bir radyo teleskop, bu erken döneme ışık tutabilecek sinyalleri yakalamayı hedefliyor.

Evrenin Kozmik Karanlık Çağ'ını, bu "minik buzdolabı" araştıracak

Evrenin ilk zamanlarına dair halen çok az şey biliyoruz. Özellikle de, “Kozmik Karanlık Çağ” olarak adlandırılan ve yaklaşık ilk 100 milyon yılı kapsayan dönem, bilim dünyası için büyük bir gizem olmaya devam ediyor. Bu dönemde henüz hiçbir yıldız oluşmamıştı ve dolayısıyla evrene yıldız ışığı henüz ulaşmamıştı. Işığın yokluğu, bu dönemin doğrudan gözlemlenmesini son derece zor hale getiriyor.

Ancak gökbilimciler, evrenin bu karanlık evresine dair izleri başka yollarla sürmeye çalışıyor. Bu yollardan en umut verici olanı, hidrojen atomlarının yaydığı ve “21 santimetre çizgisi” olarak bilinen radyo dalgalarını tespit etmek. Bu çok özel sinyaller, evrenin o ilk yıldızsız dönemine dair bilgi taşıyor olabilir. Şimdi ise bu sinyali yakalayabilmek için dikkat çekici bir öneri gündemde: küçük bir radyo teleskopun Ay yörüngesine gönderilmesi.

Yeryüzündeki radyo teleskoplar büyük ölçüde gelişmiş olsa da, insan faaliyetlerinden kaynaklanan radyo parazitlerinden tamamen korunmaları mümkün değil. İşte bu noktada Ay devreye giriyor. Özellikle Ay’ın Dünya’ya bakmayan uzak yüzü, bu parazitlerden izole bir ortam sunuyor. Gökbilimciler, bu bölgenin Güneş Sistemi’ndeki en “sessiz” radyo ortamı olabileceğini düşünüyor.

Bu fikir, Birleşik Krallık öncülüğünde geliştirilen ve “CosmoCube” adı verilen bir görevle gerçeğe dönüşebilir. Görev kapsamında, yaklaşık bir mini buzdolabı büyüklüğünde küçük bir radyo teleskopun Ay’ın yörüngesine yerleştirilmesi planlanıyor. Böylece Ay’ın kendisi, Dünya’dan gelen radyo gürültüsüne karşı doğal bir kalkan görevi görecek.

Cambridge Üniversitesi Cavendish Laboratuvarı’ndan Dr. Eloy de Lera Acedo, bu fikrin arkasındaki bilim insanlarından biri. Ona göre bu öneri, yalnızca teknolojik olarak mümkün hale geldiği için değil, aynı zamanda şu anki bilimsel ihtiyaçla da doğrudan örtüştüğü için önemli. “Ay’ın uzak tarafı, erişilebilirliği olan ve doğal olarak korunmuş bir gözlem alanı sunuyor” diyor.

Küçük teleskop, büyük görev

CosmoCube önerisi, Avrupa Uzay Ajansı’nın kısa vadeli ve düşük bütçeli bilim misyonları arasında yer alıyor. Görev bütçesi en fazla 50 milyon euro olarak belirlenmiş durumda ve hedef, beş yıl içinde fırlatmaya hazır hale gelmek. Bu çapta görevler genellikle dar kapsamlı olsa da, bilimsel etkileri oldukça büyük olabiliyor.

Dr. de Lera Acedo’ya göre bu görev, evrenin doğasına dair en büyük sorulardan birine ışık tutabilir: Yıldızların ve galaksilerin nasıl oluştuğu.İlk yıldızlar oluşmadan önce geçen yaklaşık 100 milyon yıllık döneme dair neredeyse hiç verimiz yok” diyor ve devam ediyor: “Bu dönem, evrenin geçirdiği en köklü dönüşümlerden birine ev sahipliği yapıyor. Karanlık, basit bir yapıdan; parlak, karmaşık ve yıldızlarla dolu bir evrene geçişin yaşandığı bu süreci anlamak, kozmoloji açısından büyük önem taşıyor.

Bu dönemde var olan yegane unsurun hidrojen olduğu düşünülüyor. Bilim insanları, bu elementin doğal olarak yaydığı radyo dalgalarını tespit ederek erken evren hakkında çıkarımlar yapmayı hedefliyor.

Daha önce de denendi

Aslında bu tür bir gözlem ilk kez önerilmiyor. Yaklaşık altı yıl önce, Çin’in Chang’e-4 uzay aracı ile birlikte görev yapan Hollanda öncülüğündeki bir teleskop, Ay’ın uzak tarafından radyo astronomisi yapılabileceğini başarıyla göstermişti. Ancak bu yeni öneri, doğrudan Kozmik Karanlık Çağ’a odaklanmış olması bakımından farklı bir anlam taşıyor.

CosmoCube görevi kabul edilir ve hayata geçirilirse, bilim dünyası için büyük bir boşluğu doldurabilir. Evrenin karanlıktan aydınlığa geçiş sürecini anlamak, yalnızca yıldızların nasıl oluştuğunu değil, aynı zamanda evrenin genel evrimini de daha iyi kavramamıza yardımcı olabilir.