Güneş Sistemi’nin en büyük gezegeni olan Jüpiter, yörüngesindeki doğal uydulara iki yeni uydu daha ekledi. Son keşiflerle birlikte gezegenin bilinen uydu sayısı 97’ye ulaştı.
Jüpiter’in uyduları ilk kez 1610 yılında, ünlü İtalyan astronom Galileo Galilei tarafından gözlemlendi. Kendi yaptığı ilkel bir teleskopla gökyüzünü inceleyen Galileo, Io, Europa, Ganymede ve Callisto adını verdiğimiz dört büyük uyduyu fark etti. Bu uydular, bugün halen "Galilei uyduları" olarak anılıyor. Ancak Jüpiter’in beşinci uydusunun keşfi için 19. yüzyılın sonlarını beklemek gerekti; çünkü sonraki uydu 1892 yılında tespit edilebildi.
Teleskop teknolojisinin gelişmesi ve özellikle 1970’lerde Voyager uzay araçlarının Jüpiter’e yaklaşmasıyla birlikte, gezegenin sanılandan çok daha fazla uyduya sahip olduğu anlaşıldı. Ancak 2000’li yıllardan itibaren, Jüpiter çevresindeki uydu avının büyük kısmı Amerikalı gökbilimci Scott S. Sheppard’ın çabalarıyla yürütüldü. Sheppard, zaman zaman diğer araştırmacılarla birlikte çalışsa da, 60’tan fazla Jüpiter uydusunun keşfinde doğrudan rol aldı. Bu da onu, “Jüpiter etrafında en çok uydu keşfeden kişi” unvanının en güçlü adayı haline getiriyor.
İki yeni uydu daha
Sheppard’ın son gözlemleriyle birlikte, Jüpiter’in uyduları listesine iki yeni gökcismi daha eklendi: S/2017 J 11 ve S/2017 J 10. Her iki uydu da aslında ilk olarak 2017 yılında fark edildi. Ancak gökyüzünde sabit bir yörünge izleyip izlemediklerinden ve gerçekten Jüpiter’e bağlı olup olmadıklarından emin olmak için yıllar süren takip gözlemleri gerekiyordu. Bu süreç sonunda, Uluslararası Astronomi Birliği’nin Küçük Gezegen Merkezi iki uydunun varlığını resmi olarak doğruladı.
Yeni keşfedilen bu uydular hakkında şimdilik detaylı bilgiler sınırlı. Ancak her ikisinin de küçük boyutlarda olduğu ve Jüpiter’in dönüş yönünün tersine, yani retrograd yörüngede hareket ettikleri biliniyor. Bu durum, Jüpiter’in uzak ve küçük uyduları arasında oldukça yaygın.
S/2017 J 11, gezegenin çevresindeki bir turunu yaklaşık 701 günde tamamlıyor ve ortalama 22,7 milyon kilometre uzaklıkta dolanıyor. Diğer yeni uydu S/2017 J 10 ise biraz daha içteki bir yörüngede, yaklaşık 21,5 milyon kilometre uzaklıkta dönüyor ve tam turunu 646 günde bitiriyor.
Her iki uydu da Jüpiter’in karmaşık ve dinamik uydu sistemine yeni halkalar ekliyor. Gökbilimciler, bu tür küçük uyduların kökenini anlamanın, Jüpiter’in geçmişi ve Güneş Sistemi’nin erken dönemleri hakkında önemli ipuçları verebileceğini düşünüyor.