Ondan çok yaşayanı yok: 1499'da doğdu, 507 yaşına kadar yaşadı

2006 yılında İzlanda açıklarında bulunan dev bir okyanus midyesinin, yapılan incelemeler sonucunda tam 507 yaşında olduğu ortaya çıktı. Ming lakaplı midyenin ilginç hikayesi içeride...

Ondan çok yaşayanı yok: 1499'da doğdu, 507 yaşına kadar yaşadı

2006 yılında İzlanda açıklarında bulunan dev bir okyanus midyesi (Arctica islandica), yaşının belirlenmesinden sonra herkesi şaşkına çevirdi.

Nasıl bir ağacın yaşını belirlemek için gövdesindeki halkaları saymak gerekiyorsa, bu istiridyenin de büyüme halkalarını sayarak yaşını kabaca belirleyebilmek mümkün. 2007 yılında bilim insanlarının izlediği yol da tam olarak bu oldu. Bilim insanları, yaptığı hesaplamayla istiridyenin 405 yıldan fazla yaşadığını ortaya çıkardı. Bu da onu en uzun ömürlü yumuşakça ve muhtemelen şimdiye kadar belgelenmiş en eski kolonisiz hayvan yapıyor.

Her ne kadar şaşırtıcı derecede yaşlı olsa da sonradan yapılan radyokarbon tarihlendirmesi istiridyenin tam olarak 507 yaşında olduğunu ortaya koyuyor. Bu da istiridyenin muhtemel doğum tarihinin MS 1499 civarında olduğunu gösteriyor. İstiridye, Çin'deki Ming hanedanlığı döneminde ortaya çıktığı için medya tarafından “Ming” lakabıyla anılıyor. Bu türün 100 yıldan fazla; hatta daha uzun yaşaması oldukça yaygın bir durum. Ama 507 yaş, onlar için bile sıra dışı.

İstiridyeyi inceleyen araştırmacılar 2013 yılında BBC'ye aynı tür istiridyenin ticari olarak yakalandığını ve her gün yenildiğini belirtiyor. Hatta New England'da istiridye çorbası yiyen herkesin muhtemelen bu türün etini yemiş olacağından bahsediyor.

Nasıl bu kadar uzun süre yaşayabiliyorlar?

Bunun en büyük sebebi istiridyenin çok düşük oksijen tüketmesi. Bir hayvanın bu kadar yavaş bir metabolizmaya sahip olması, genellikle çok uzun bir yaşam süresine sahip olduğu anlamına geliyor. Bununla birlikte, deniz biyoloğu Doris Abele istiridyenin uzun ömürlülüğünün bir nedeninin de genlerinde yattığına inanıyor.

Konuyla ilgili bir makalede, nükleik asit oksidasyonu haricinde, istiridyenin hasar seviyelerinin yaşla birlikte değişmediği ve bunun da hücresel bakımın mükemmel olduğunu gösterdiği belirtiliyor. Nükleik asit oksidasyonu ile yaş arasındaki korelasyonlar daha önce diğer organizmalarda da gösterildiğinden ve nükleik asit oksidasyon birikim oranı araştırılan her iki popülasyonda da göreceli yaşla ilişkili olduğundan, nükleik asit oksidasyonu içsel yaşlanma mekanizmalarını yansıtıyor olabilir.

Ne yazık ki Ming ve bu türün ne kadar yaşayabileceği henüz belirlenemedi. Zira istiridye 2006 yılında öldü.