Razer Deathadder V2 X Hyperspeed İnceleme

Oyuncu farelerinde kablolardan uygun fiyata kurtulmak isteyen orta direğe uygun bir alternatif olan Razer Deathadder V2 X Hyperspeed'i inceledik.

Razer Deathadder V2 X Hyperspeed inceleme
CHIP Online Notu 88
  • Fiyat performans çok başarılı
  • Bağlantı seçenekleri
  • Uzun pil ömrü
  • DPI düğmelerinin ergonomisi kötü
  • Skatezler eh işte
  • RGB desteği yok ama şart mı, bizce değil

Razer Deathadder serisi malumunuz, daha sonraları pek çok fare tarafından taklit edilen ergonomik tasarımı ve performansıyla 15 senedir hayatımızda. Şimdiye dek 10 milyonun üzerinde satış rakamına ulaşan bu seri günümüzde Essential, V2 Mini, V2 ve V3 Pro modelleriyle boy gösteriyordu. Bu sayfalarda inceleyeceğimiz ürün de bu 5 adımlı piramidin tepeden 2’inci adımını oluşturan kablosuz, hatta kabloyu tam olarak dışlamış bir ürün: V2 X Hyperspeed.

V2 X modeli aslında geçtiğimiz yıl çıkan ve çok başarılı olan Basilisk X’in izinden giden bir model ve aynı konsepti takip ediyor. Bu modelde de ürünün kutusundan bir kablo çıkmıyor ve V2 X’in üstünde herhangi bir Type-A veya Type-C slotu bulunmuyor. Tahmin edebileceğiniz gibi cihaz gücünü bir Adet AA veya AAA pilden (Aynı anda tek pil kullanabiliyorsunuz) almakta. Ürünün üst kapağını kolayca ayırdıktan sonra içinde pil yuvası ve 2.4Ghz vericisi karşınıza çıkıyor. Razer’ın vaadine göre farenin 235 saate kadar pil dayanımı mevcut. AAA pil ile günde 8 saat kullandığınızda 12 gün, AA pil ile kullandığınızda ise 30 günlük bir batarya dayanımından bahsetmek mümkün ki oyun söz konusu olduğunda daha az yakanı pek yok.

Deathadder V2 X Hyperspeed dış görünüm anlamında serinin klasik çizgilerini aynen korumuş. Peki farklılıklar yok mu, var tabii. Öncelikle ürünün herhangi bir RGB aydınlatması bulunmuyor, bu da pil ömrü konusunda iddialı bir model için makul bir seçim. V2 Pro modelinde fare tekerleğinin arkasında yer alan DPI düğmeleri tıpkı ilk nesil Razer Mamba’larda olduğu gibi farenin ön sol tarafına taşınmış. Muhtemelen pillerin varlığı sebebiyle bu kadar alınmıştır ancak ergonomiyi kötü etkilemiş. Açıkçası savaş sırasında o düğmelere ulaşmak oldukça güç. Dünyanın öbür ucunda gibiler. Son olarak da yanlarda yer alan lastik parmak destekleri bu modelde bulunmuyor.

Razer’ın malzeme kalitesi yine son derece başarılı, alıştığımız çizgide. Ana düğmelerde çoğumuzun pek sevemediği optik anahtarlar yerine Razer Gen.2 adı verilen, 60 milyon basım ömrüne sahip olan ve Kailh GM4.0 bazlı mekanik anahtarlara yer verilmiş. Bu anahtarlar oldukça tok bir hisse ve aynı kıvamda bir sese sahip. Kailh GM8.0’a göre daha ağır sınıfta tabir edilebilecek anahtarlar. Her durumda Razer’ın daha önce Gen.1 adıyla kullandığı double click şampiyonu Omron D2FC-F-K (50M) anahtarlara göre kocaman bir ileri adım olmuş. Soldaki fonksiyon tuşları da kolay ulaşılıyor, son derece hassas ve oldukça başarılı bir hisse sahip. Neredeyse hiç sünger hissiyatı yok. Tekerleğin de oldukça sessiz olduğunu ve geçişlerin kıvamının başarılı olduğunu söylememiz gerek.

Razer bildiğiniz gibi sensörlere kendince isim vermeyi çok seven bir firma. Bu modelde kullanılan optik sensöre de 5G adını vermiş (kim bilir kaçıncı kez) ve performans konusunda pek bir eksiği yok. Bir Focus+ olmasa da 14000dpi hassaslık, 35G hızlanma, 300 IPS hız ve 1000Hz polling rate destekleyen bu sensör, sadece 1.2mm’ye ayarlanabilen (1CD) liftoff mesafesiyle de (ayarlanamıyor) bizi son derece mutlu etti. Fareyi birazcık kaldırsanız sensör izlemeyi kesiyor ve bu da savaşın en vahim anında silahı heyecandan güneşe doğrultmanızı engelliyor. Artık hepimizin tanıdığı Razer Synapse 3 üzerinden bu ayarı ve diğer klasik ayarları yönetebilirsiniz.

Skatezler konusunda ise, Razer bu modelde beyaz renkli ve Virgin Grade PTFE skatezler kullanıyor. Biz skatezlerin performansını ortalama bulduk. Nasıl söylesek, Virgin Grade PTFE hissiyatı vermiyorlar ama kesinlikle kötü de değiller. Su katılmış teflon gibiler desek, doğru bir tanımlama olabilir belki. Bu arada kutudan yedek skatez çıkmıyor.

Gelelim ürünün iddialı olduğu bir diğer konuya: Bağlantı çeşitliliği. Ürünün altındaki düğme aracılığı ile ürünü bilgisayarınıza Bluetooth veya 2.4Ghz üzerinden bağlamanız mümkün. Hyperspeed teknolojisi sayesinde ufak verici üzerinden sağlanan 2.4Ghz bağlantı neredeyse kusursuz, en ufak bir gecikme hissetmiyorsunuz, performans şahane. Bluetooth ise çalışırken veya pil tasarrufu yapmak istediğinizde, ya da USB slotu olmayan bir bilgisayar (Apple?) kullandığınızda hayatınızı kurtaracaktır. Çeşitlilik güzeldir, iyidir.

Boş haliyle 85 gram ağırlığındaki ürünün piyasadaki en hafif farelerden birisi olduğunu, ya da 2022 gerçeklerine göre ultralight sınıfında sayıldığını söyleyemeyiz. Yanında gelen AA pille 105 gram çekiyor, AAA pil kullanırsanız ise biraz daha hafifleyecektir. Çok hafif değil ama bileğinize yük bindirmiyor.

Palm tutuş kullanan her ele uygun olduğunu düşündüğümüz ürün, pençe tutuşa sahipseniz de en küçük eller dışında herkesin rahat etmesini sağlayacak kadar ergonomik. Biz hibrit tutuşla ve çok büyük olmayan ellerimizle de gayet rahat ettik.

Sonuç

Neticede kablolardan uygun fiyata kurtulmak isteyen orta direğe uygun bir alternatif olmuş Razer Deathadder V2 X Hyperspeed. Bu yazı hazırlandığı sırada 800 TL fiyatla bulunabiliyordu ki bu fiyatlara kablosuz ve daha üstün olan pek fazla model yok.

Kürşat Zaman

Teknik Özellikler
Ürün Modeli Razer Deathadder V2 X Hyperspeed
Ürün Markası Razer
CHIP Online Notu
88